Iyi okumalarr🌙
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Vargas'tan
Gözlerimi açtığımda beni bulutların üstündeymiş gibi hissetiren bir yatakta uyandım. Hiçbir yerde görmediğim bir odanın içindeydim. Burası çok ama çok büyüktü, benim evimin tamamı kadardı. Etraf açılmış kitaplar ve fotoğraflarla doluydu.
Nerede olduğumu bilmiyordum. Pencereden dışarı baktığımda sokaklarda kimse yoktu. Fakat bir gariplik vardı. Dışarıdaki sokağın ilerisi gözükmüyordu.
Bunları düşüne düşüne yataktan kalkmaya karar verdim. Yatağımdan kalktıktan sonra yerdeki kitaplardan birisini almak için eğildim. Evi merak ediyordum fakat birkaç dakikalığına kitap okumamda bir sakınca yoktu.
Kitap 5 sayfadan azdı. Kapağı çok güzeldi. Üzerinde herhangi bir yazı yoktu. Zaten el yazısıyla yazılmıştı, muhtemelen birisinin günlüğüydü. Kendimi yatağa atıp kitabın sayfalarını çevirmeye başladım.
1. Sayfa
22 Ocak 1
Bugün 22 ocak 1 mi bilmiyorum ama duvardaki takvim bana bunu gösteriyor.
1. Yıldayım, bu nasıl olabilirdi ki. Muhtemelen bir yanlışlık olmuştur diye düşündüm ama heryerde bu tarih yazılıydı.
Burada herhangi bir teknolojik alette bulamadım. Kimseye ulaşamıyorum. Nerede olduğumu bilmiyorum sanki burada kısılıp kalmış gibiyim.
5 gündür ne biri geliyor, ne biri gidiyor. Dışarısı çok ürkütücü. Kimsecikler yok. Asıl ilginç kısmı bir yerden sonra yol yok.
Burası benim yaşadığım bir yer değil, bu çok belliydi fakat ben nerdeyim. Benim sevgilim nerdeydi, ailem nerdeydi, arkadaşlarım nerdeydi?
Ben 5 gündür sevgilim hasretini çekiyorum biliyor musun? O tene dokunamamak, hissedememek, koklayamamak nasıl bir duygudur bilir misin sen?
Bana tek arkadaşlık eden şey bu kitaplardır fakat onların bile adları yok, ne okuduğumu bile bilmiyorum. Ev o kadar büyük ki şu an sadece birkaç tane odayı gezebildim.
Muhtemelen birazdan bir odayı daha keşfetmeye çıkacağım. Allah bilir kaç saatimi alıcak. Tek umudum birisine ulaşabilecek bir alet bulabimek.
5 günüdür bulabildiğim tek şey bir anahtardı. Nerenin anahtarı bilmiyorum ama tahmin ediyorum. Bulunduğum odanın, kitaplık rafının yanında küçük bir kapı vardı. Kimsenin geçemeyeceği bir kapıydı. Böyle bir anahtar sadece böyle bir kapıyı açabilirdi.
Bu kapıyı az önce şu an yazdığım defteri yerde bulduğum zaman fark ettim. İlginç bir kapıydı. Ürperticiydi de.
Bugünlük bu kadar yazıcağım. Yarın gene yazarım.
Görüşürüz.
1. Sayfanın bitişi
22 Ocak 1 ha. Kafamı duvardaki takvime çevirdim.
22 Ocak 10
Muhtemelen bunu yazan kişi benden 9 yıl önce gelmişti. Acaba halen burada mıydı? O an aklıma bir şey geldi.
O kapı burada mıydı?
Kitapta yazdığı gibi kitaplığın yanındaki duvara bakmaya başladım.
Gerçektende oradaydı.
Fakat burada herhangi bir anahtar yoktu.
Biraz etrafı taradıktan sonra kitabıma geri dönmeye karar verdim.
2. Sayfa
29 Ocak 1
Buradaki zaman kavramı ne biçim bir şey böyle. Daha dün 22 ocaktı şimdiyse 29 Ocak. 7 gün birden mi geçiyor yoksa bana mı öyle geliyor acaba. Her neyse.
Dün yazdıklarımdan sonra kapıyı açtım.
Sevgilimi gördüm.
Gerçektende onu gördüm kaç kere ona seslendim bilmiyorum ama beni duymuyordu. Sadece ağlıyordu. Adımı sayıklayıp duruyordu. Neden ağlıyordu, sevgilim neden ağlıyordu?
Sadece o da ağlamıyordu, bütün arkadaşlarım ağlıyordu.
Daha sonra bir adamın sesini duydum.
" Kaybınız için üzgünüm, Allah rahmet eylesin."
Adamı sözü bittiği anda biri adımla bağırmaya başladı
Ben ölmüş müydüm?
Yok canım yanlış duymuşumdur ben ölmüş olamam değil mi ,olmaması lazımdı yani. Sevgilim bensiz napacaktı. Ben onun gözyaşlarına kıyamazdım ki.
Ne yapacağımı bilmiyorum. Saçma sapan bir yerin içinde hapsolmuş bekliyorum.
Kimsem yok.
2. Sayfanın bitişi
Bir dakika bunu yazan kişi ölmüş müydü? Yoksa,
Bende mi ölmüştüm
Yok hayır canım saçmalıyorum. Aklım hala kapıda kalmıştı benim buranın kildini bulmam lazımdı.
Kitabı yarıda bırakarak etrafı gezmeye karar verdim. Gerçektende çok büyüktü. Merdivenlerdeki basamaklar bile boyumdan uzundu.
Nereye düşmüştüm ben?
Kitabı okurken dikkatimi en çok çeken şey şuydu:
"Bir yerden sonra yol yoktu."
Doğru mu değil mi diye kendimi dışarı attım. Burası o kadar büyük değildi. En değişik kısmı ise çıktığım evde o kadar büyük değildi. Ne kadarda içi bir dünya büyüklüğünde olsa bile.
Yürüdüğüm sokaklar bana bir şeyleri hatırlatıyordu; banklar,lambalar,yollar, evler...
Yürüdükçe yerdeki tuğlalar gittikçe azalmaya başlıyordu. En sonunda ise yol yoktu.
Aşağıda ne vardı diye merak etmiştim fakat düşmekten de korkuyordum. Tam aşağıya bakmaya karar vermişken kapının boğucu sesi kulaklarımı tırmaladı.
Arkadaki evlerden birisinin kapısı açılmıştı. Kapının açılması için rüzgarlı bir hava yoktu. Muhtemelen birisi açmıştı.
Tüm cesaretimi toplayıp eve doğru yürümeye başladım. Kapıdan içeri girdiğimde buranın benim evim olduğunu gördüm. Dekorasyonu, hepsi aynıydı.
Şaşkınlığımla yukarı çıkmak için merdivenlere doğru yürüdüm. Sesler geliyordu. Yatak odamın kapısına geldiğimde kalbime bir ağrı girmişti.
Kalbimin atış ritmini hisedebiliyordum
Kapıyı yavaşça arladığımda yatağımda uzanmış bir kadın duruyordu. Gördüğüm manzarayla donakalmıştım. O anda kulağıma gelen güzel bir ses beni kendime getirmişti:
"Vargas?"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Okuduğunuz için teşekküler 🌙🌙🌙