İlkin'den
Ameliyathaneden bir kadın çıkmıştı. Durumunun ilk haline göre daha iyi olduğunu söylemişti fakat ameliyatın devam ettiğini söyledi.
Ameliyat ne kadar uzun sürerse sürsün o iyi olsun da başka bir şey istemiyorum.
Hepimiz uykusuz ve açtık lakin kimse bunu umursamıyorduk. Hepimiz umut içinde onu bekliyorduk.
Çünkü hiçbirimiz tekrardan siyaha bürünmek istemiyorduk.
◇
Ebrar'dan
O kadar uykusuzluktan ikimizde kendimizi yatakta sızmış bir şekilde bulduk.
Yanımdaki sıcaklığın hareketlenmesiyle bende uyanmıştım.
E.K: Noldu hani eğer uyursan bir daha uyanamazdın.
M.V: Sen beni şu an gördüğüne dua et.
Sesinin kötü çıkması beni biraz endişelendirmişti.
E.K: Noldu sana böyle çökmüşsün.
M.V: Yok biraz başım ağrıyorda.
E.K: Ve de üşüyorsun. Gel sokul bana ısıtayım seni.
M.V: Hayır biraz gezmek istiyorum.
E.K: İyi sen bilirsin.
Her şey tamamdı ama merdivenlerden inmek bizi baya zorladı. Mile zaten hastaydı bide o merdivenlerden inemek ayrı bir dertti.
Zar zor bir şekilde kendimizi dışarıdaki bir eve attık. Girdigimiz yer teras gibiydi.
M.V: Ebrar, ben burayı bir yerlerden hatırlıyorum
E.K: Tanıştırayım canım Eski Düş. Buradaki evler bizi eski anılarımıza götürüyor. Ad konusunda hâlâ çalışıyorum ama bu şu anlık iyi.
Mile kendini koltuğa atıp yorgana sarıldı. Bende onu ısıtmak amacıyla yanına oturup sarıldım.
M.V: Şarkıyı hatırlıyor musun?
E.K: I've dug two graves for us, my dear
M.V: Can't pretend that I was perfect, leavin' you in fear
E.K: Oh man, what a world, the things I hear.
M.V: If I could act on my revenge, then, oh, would-
Şarkıyı tamamlayamadan öksürmeye başladı. Her öksürüğü beni bıçaklıyordu.
M.V: Ebrar, bana noluyor?
E.K: Bir bilsem be güzelim.
◇
Zehra'dan
Karşımdaki kadına baktım gözleri kıpkırmızı , gözaltılarıysa mosmordu.
Bana hala mesafeliydi.
Z.G: Hande, gelsene bi.
Koridora gittiğimizde cesaretimi toplayıp sormuştum.
Z.G: Hande noldu da bana küstün, konuşmaz oldun? Bi kusurum mu oldu? Demir ile sevgili olduğumdan beri benimle mesafelisin.
Hande bana kıpkırmızı gözleriyle sert bir şekilde baktı.
H.B: Zehra, sana bir şey söyliyecem ama alınmıyacaksın.
Z.G: Söyle
H.B: Affedersin ama Zehra sen gerizekalı mısın?
Z.G: Efendim?
H.B: Diyorum ki önündeki şeyi göremeyecek kadar kıt mısın? Kızım ben sana yıllardır yanıyorum. Belli etmeye çalıştım ama sen beyinsiz gibi anlamamakta uğraşıyorsun.
Z.G: B-ben a-anlamadı...
H.B: Ya Zehra ne anlamaması. Sen Demir ile sevgili olunca ben nasıl kahroldum biliyor musun? Aşk acısı çektim kızım ben. Sen bana gelmiş hala noldu diyorsun.
Yanımdan gidicekken kolundan tutup yalvarırcasına baktım fakat nafile beni bir başıma orada bırakmıştı.
Her şeyi elime yüzüme bulaştırdım.
◇
Vargas'tan
Donuyordum.
Ebrar'ın sarılması bile etki etmiyordu.
E.K: Ne hayal ediyorsun?
M.V: Seni.
E.K: Çapkın seni. Gerçeği söyle.
M.V: Burayı. Eski anılarımızı.
E.K: Hala çıkamadın mı?
M.V: Mümkün mü?
E.K: Bak Mile eğer geçmişe takılırsan geleceği kaçırırsın. Belki ölen ben değil sen olabilirdin. Hayatının devam etmesine bak. Hiçbir şey sona ermiş değil.
M.V: Ama bir boşluk oluyor ve ben bunu dolduramıyorum Ebrar, elimden gelmiyor.
E.K: Alışsan iyi edersin Mile.
M.V: Ne demek istiyorsun Ebrar?
E.K: Sen çok iyi biliyorsun Vargas.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Muhtemlen kitabı bir bölüm sonra bitireceğim. Sizi çook seviyorum görüşürüz.