19.Bölüm

19 4 4
                                    

Nayeon'dan engeli yiyeli bir iki gün olmuştu. Her yerden çıkarmıştı beni instagramına girip fotoğraflarıyla özlemimi gideremiyordum ama her niyeyse o beni hala takip ediyordu. Başka zaman olsaydı belki düşünmekten kafayı yiyebilirdim ama Momo ablam ve Chaewon'un burada olması takmamı biraz olsun engellemişti.

Jongin abi ertesi gün geri dönmüştü ama Momo ablam bir hafta burada kalacaktı, Sana ve Jongdae de hep birlikte vakit geçirelim diye sürpriz yapıp gelmişlerdi buraya kısacası Jongin abi dışında hepsi hala buradalardı.

Okuldan sonra biraz arkadaşlarla oturduk ama keyfim olmadığından erken kalktım eve geldiğimde ağlama sesleri duyunca yavaşça Jihyo'nun odasına adımladım. Kapısı hafif aralık bir şekilde yatağına uzanmış ağlıyordu. Kim benim kardeşimi ağlatan o-- tarzındaki küfürlerimi içime atıp odasına daldığımda duraksadı ve kalkıp oturdu. Yatağa otururken sordum. "Ne bu halin? Kim seni bu kadar ağlattı?"

Omuz silkti. "Boşver."

"Anlat hadi." diye üsteledim. Konuşmayınca yatağın üstünde yanına kaydım ben de onun gibi sırtımı yatağın başlığına koydum. Kolumu ona atıp kendime çektim. Hemen başını omzuma koyup kaldığı yerden ağlamasına devam etmişti. "Kim üzdü seni söyle."

"Sungbin'e açıldım." Hıçkırdı. "Kabul etmedi."

"Aman o kaybetmiş ne ağlıyorsun?"

"Ona ağlamıyorum." diyip kalktı ve kıpkırmızı olmuş gözleriyle bana baktı. "Beni beğenmediğini söyledi. Kocaman gözlerim varmış, yanaklarım çokmuş, boyum kısaymış falan, bunlar yüzünden asla bana bakmazmış." Önüne baktı. Burnunu çekti ve yavaşça söyledi. "Beni kendine yakıştırmadı abi."

Tekrar onu kendime çektim. "O önce kendine baksın karaktersizin tekiymiş." Omzumda hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Abi kardeş aynı şeyi yaşıyorduk. İlk defa aşık olmuştuk ve ikimiz de bunun acısını çekiyorduk. Başımı onun başına yasladım. "İkimizi de kırdılar. Şu halimize bak."

Bir şey söylemedi ağlamasına devam etti. Uzun bir süre ağladı. İç çekişleri devam ederken bana sımsıkı sarılmıştı. Fotoğrafımızı çekip instaya story attım. Üzerine 'aşk acısına abi kardeş terapisi' yazdım. Nayeon çok kısa sürede görmüştü.

Jihyo biraz sonra omzumda uyuyakaldı. Onu uyandırmadan yatırdım. İlk defa bir şeye bu kadar üzüldüğünü ve ağladığını görüyordum ve bu var olan derdimi 2ye değil 4e katlamıştı.

Üzerini örtüp alnını öptüm ve sessizce evden çıktım. Ben onu terapi ettiysem benim de terapiye ihtiyacım vardı. Momo ablama gitmem gerekiyordu.

Kapıyı Sana açmıştı. Demek ki teyzem evde yoktu. "Momo ablam yok mu?" diye sordum direkt. Yoksa geri dönecektim. "Var da Chaewon'u uyuturken o da uyumuş, içerde uyuyorlar. Annem de pazarda tek ben varım. "

İç çektim. Eve geri dönesim de yoktu. Jeongyeon dershanedeydi. Yüzümü düşürdüm. "Sana," dedim. "Bana ablalık yapsana."

Gülümseyip tek kolunu bana doğru uzatıp eliyle içeri gelmem için hareket yaptı. "Gel, yapalım bakalım."

İçeri girdiğimde koluma girdi. Salona kol kola yürüdük. Oturunca aynı benim Jihyo'ya yaptığımı o da hemen bana yaptı. Başım onun omzundaydı. Kolumda olan eliyle yavaş yavaş kolumu sıvazlıyordu.

"Çok üzgünüm ben." dedim. "Beni sevmeyi hiç denemedi. Ben sevilmeyecek kadar kötü biri miyim Sana?"

"Tabiki hayır Kyungsoo. Nayeon'u benden iyi tanıyorsun. Bazı tabuları olan bir kız bunu yıkmak biraz imkansız gibi ama bu yine senin elinde."

It's not easy for you | Twice × ExoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin