5❥

1.1K 161 196
                                        

Gözlerini kırpıştırarak araladı mavi saçlı oğlan. Bir kaç saniye tavanı izlemiş, uyku sersemliğinden kurtulduğunda yatakta yükselerek oturmuştu. Bu hareketi ile başına saplanan ağrıya karşılık elini kaldırıp şakaklarına masaj yaptı. Ama hiç bir faydası olmamıştı. Elini indirdiğinde dağınıklığı farkedebilmişti. Savaş alanı gibi olan oda dün geceden bilmek istemediği anıları hatırlatmıştı ona. Jisung'un gece yaptıkları tek tek gözünün önünde canlanırken bu sefer kötü batırdığını anlaması zor olmamıştı. Ağlamaklı sesler çıkararak yatakta döndü ve yüzünü yastığına gömüp çığlık attı. Rezil olmuştu bu sefer bariz rezil olmuştu. Kızıl saçlıya erkek arkadaşının olmadığını söylemesi yetmemiş ağlamıştı üstüne omzunda gelmişti, onunla da yetinmemiş Minho'nun üstüne kusmuştu ve daha neler yaptı hatırlamıyordu. Tüm gün odada kalmayı istiyordu ama gece de bir şey yemediği için açtı ve başının ağrısı dayanılacak gibi değildi. Yataktan kalkıp banyoya ilerledi, alkol kokusundan kurtulmalıydı.

Duştan çilek kokuları ile çıkan oğlan hızlıca saçını kurutduktan sonra altına kısa şortunu üstüne şortunu kapatan bol tişörtünü giyinmisti. Kapıya gidip açtı ve koridora çıktı, merdivenlerden çok yavaş ve temkinli iniyordu.

"Ben akşam uyanırsın diye düşünmüştüm"

Minho'nun sesiyle mavi saçlı oğlan bir kaç basamak kalmış merdivenden az kalsın düşüyordu. "Ödüm koptu! Her seferinde bunu yapmak zorunda mısın?"

Omuz silkip tekli koltuğa oturan Minho telefonunu eline almıştı. Jisung kalan bir kaç basamağı inip koltukta oturan oğlana bakış attı. Sinirli görünmüyordu. Başını ters yöndeki mutfağa çevirmişti Jisung. Açlıktan bayılmadan bir şey yemek için hareketlendi. "Mutfak tezgahının üzerinde ilaç ve çorba var. Baş ağrına iyi gelir"

Jisung yüzünü kızıl saçlıya çevirmeden gülümseyen yüzünü düzeltti. Mutlu olduğunu belli edemezdi. Minho'ya döndüğünde oğlan'ın ona bakmayıp telefonuyla ilgilendiğini görünce mutfağı es geçip koltuğa ilerlemişti. Minho başında dikilen oğlanı farkedince gözlerini telefonundan oğlan'a çıkarmıştı. Önünde birleştirdiği elleri ile oynayan Jisung onda gülme isteği yaratıyordu buna karşılık dudağını ısırıp oğlan'ın derdini ögrenmeye karar verdi. "Bir şey mi söylemek istiyorsun?"

"Dün gece için...özür yani şey yaptıkların için teşekkür ederim işte" elleri şimdi de tişörtünün uçları ile oynuyordu Jisungun. Mavi saçlı oğlan'ı izleyen Minho'nun onu zorlamak hoşuna gidiyordu. Ayağa kalkarak telefonunu cebine koydu.

"Gelecek sefer dışarı çıktığında alkol almamaya dikkat etmelisin. Özrüne ve teşekkürüne gelirsek benim için bir iyilik yapabilir misin?"

Jisung normalde olsa hayır derdi ama şimdi durum farklıydı. Başını onaylar şekilde salladı.

"Güzel, ben şimdi çıkıyorum. Evi güzelce temizleyebilirsin değil mi Sungie. Hafta sonu temizliği" konuştuktan sonra Minho anahtarını masadan aldı ve ona inanamaz gözlerle bakan oğlana gülüp evden çıktı.

Kapanan kapının sesiyle dönüp dağınık salona bakan Jisung ellerini saçlarına atıp çekiştirdi. Sinirli olunca yaptığı bir şeydi bu.

Yorgunca kendini koltuğa atan mavi saçlı oğlan ayaklarını da uzatmıştı koltuğa. Evi temizlemek düşündüğünden zor ve uzun sürmüştü. Hava çoktan kararmıştı bile. Kaç saattir eline almadığı telefonu aklına gelince ayaklandı. Ama yerinde kalmasını sağlayan şey etrafın aniden karanlığa gömülmesiydi. Işıklar gitmişti ve Jisung korkudan yerinde donup kalmıştı. Boğuluyorken hareket edip elleri ile kontrol ederek yürümeye başladı. Nefes alamıyor gibi hissediyordu dışarı çıkması ve güvende hissetmesi gerekiyordu. Ayaklarını sürüyerek kapının önüne geldi, açılan kapı yüzünden eli boşluğa düşmüştü.

Opposite / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin