Opposite / minsung

16જ

"Minho kalk artık ya öğlen oldu!" Aynanın karşısından kalkan oğlan yürüyerek pencerenin önünde durmuştu. Ardından perdeleri çekerek odanın güneş ışığıyla aydınlanmasını sağladı. Mırıldanarak yatakta dönen Minhonun yanına uzanmıştı şimdi. Parmakları kızıl tutamlara dalıp nazikçe tararken bir kere daha seslendi sevdiği adama. "Minoring"

Bu sefer gözlerini yavaşça açmıştı kızıl saçlı. Gördüğü gülümseyen yüz bu kadar geç uyandığı için kendine kızmasını beraberinde getirmişti. "Minoring?"

"Hmm Minoring, sana yakıştı". Gülmeye devam ederken belindeki tutuşun ardından kendini Minhonun dibinde bulmuştu Jisung.

"Çok cesursun Han Jisung" Bir eli tuttuğu beli okşarken diğer eli gri saçlının çıplak bacağında yer edinmişti Minhonun. Dokunuşuyla titrediğini hissettiği küçüğüne karşı sırıtmıştı kararan gözleriyle.

"Ne cesurluğundan bahsediyorsun?" Tırnakları arsızca karşısındaki adamın göğsünde dolaşıyordu Jisungun.

"Soruyor musun birde? Bu güzelliğinle yatağımda yatmış bana bakarak gülümsüyorsun. Yani makyajını dağıtmamam için bir nedenim yok"

Dudaklarına yaklaşan oğlanı göğsündeki elleriyle durdurmuştu gri saçlı. "Nedenin var Minoring, annen aşağıda. Ayrıca bugün beni gezdireceğine söz vermiştin ama görüyorum ki kaytarmaya çalışıyorsun"

Göğsündeki elleri bileklerinden yakalayarak gri saçlının başı üstünde birleştirdi Minho. Ardından parlayan dudaklarla birleştirmişti kendininkileri. Kısa ama derince öptüğü dudaklardan ıslak bir ses eşliğinde ayrılarak tuttuğu bilekleri serbest bıraktı kızıl saçlı. "Kim kaytarıyormuş, bugün bize ait güzelim"

Konuştuktan sonra yataktan kalkıp banyoya yönelen oğlanın arkasından büyüttüğü gözleriyle bakan Jisung bir kaç saniyenin ardından kendine gelerek ayaklandı. "Hemen hızlanıyorsun sende" . Kalbindeki eliyle tekrar aynanın önüne geçti gri saçlı oğlan. Üzerindeki beyaz tişörtün üstüne şort tulumunu giyinerek dağılmış saçlarını düzeltti.

----------------------------------

"Anne, bir şeye ihtiyacın var mı biz çıkıyoruz?"

"Hayır oğlum, iyi eğlenceler size"

Minho elini tuttuğu küçüğünü evden dışarı çıkarmıştı.

"Annene ayıp olmaz değil mi?"

Duyduğu çekingen sese gülümsedi kızıl saçlı oğlan. "Olmaz bebeğim, sen bugünün tadını çıkarmaya bak"

Arabanın önüne geldiklerinde Minhonun duraksamasıyla durdu Jisung. "Açsana kapıları"

Elindeki anahtarı sallayarak gri saçlıya uzatmıştı Minho."Bugün sen kullanacaksın"

"Ne? Hayatta olmaz!" Korkuyordu Jisung tekrar şoför koltuğuna oturmaktan.

"Korktuğunu biliyorum bebeğim ama ben hemen yanında olucam. Eğer yapamazsan söz veriyorum bir daha istemem bunu senden"

Parlak gözlerle ona bakan kızıl saçlıya daha fazla itiraz etmedi gri saçlı oğlan. "Eğer yapamazsam zorlamayacaksın bak"

-----------------------------

"Gaza yüklenme güzelim. Hayır hayır frene şimdi basma"

Gri saçlının ani freni yüzünden hafif sarsılmıştı ikili. "Of Minho unutmuşum araba kullanmayı"