"Jisung! Jisung!"
Fakültenin çıkışına doğru yürüyen oğlan kısa şortunu kapatmış, saçlarıyla aynı renkteki ceketi ve ince belini vurgulayan taşlı kemeriyle adeta parlıyordu. Diz kapağında biten botlarının çıkardığı gürültüyü dinlerken ona seslenildiğinin bile farkına varmamıştı. Omzuna konulan el sayesinde sonunda düşüncelerinden ayrıla bildi.
"Jisung...sesleniyorum neden durmuyorsun...bir an yakalayamayacağımı sandım" Koştuğu için nefes nefese konuşan oğlan siyah saçlarını eliyle arkaya tarayarak derin bir nefes almıştı.
"Üzgünüm duymamışım Beomgyu. Bir şey mi oldu?" Her zaman neşeli olan oğlan'ın sesi o kadar ruhsuz çıkmıştı ki kendisine bile yabancı gelmişti.
"Şey diyecektim parti var bugün ama sen hiç havanda değil gibisin?"
Bir kaç saniye düşündükten sonra iyi olacağına karar vermiş olmalı ki reddetmemişti parti teklifini. "İyi olabilir aslında, konumu ve saati atabilir misin bana"
"Atarım da gelmemezlik yapma bak. Çok eğlenceli olacak"
"Kesin öyledir. Neyse kaçtım ben, hazırlanmam gerek"
"Görüşürüz partide" El sallayarak uzaklaşmıştı siyah saçlı oğlan.
Gri saçlı oğlan sesli bir nefes vererek çıkışa yürümeye devam etmişti. Sonunda dışarı çıktığında elini ceketinin cebine götürerek telefonunu çıkardı. Bir süre ekrandaki mesajla bakışmıştı.
"Yok bu adam gerçekten odun"
"Yine ne yapmış Minho hyung?" Jeongin arkadaşını görünce yanına gelmişti.
"Ne mi yapmış hah! Doğrusu yine ne yapmamış olacak Jeongin. Bir kaç gün önce açıkça seni istiyorum dediğim adam hiçbir şey olmamış gibi hiç beni sevdiğini söylememiş gibi uzak duruyor. Şimdi de eve kendin geçebilir misin mesajı atmış. Tek sorun bu sanki. Yani bana Jisung benimki hevesmiş kusura bakma dese daha az kırıcı olurdu. Ama paşam ne vazgeçiyor ne ilerliyor. Anlıyorum büyük bir gerçek öğrendik ama bunu birlikte atlatmak yerine kenara çekiliyor. Ne yapmamı bekliyor benden? Tamam Minho sen istediğin gibi eğlen ne zaman ilişkiye hazır hissedersen bana gel mi demeliyim. Saçmalık bu-"
"Jisung sakin ol. Ne biriktirmişsin öyle. Minho hyung olgun birine benziyor, biraz daha bekle bence"
"Her neyse parti için hazırlanmam gerek" Arkadaşının yanından vedalaşmadan ayrılmıştı Jisung.
"Hannie sende olgunsun! Bak duyuyor mu hiç. Hemen de alındın ya" Arkasından bağırsa da çoktan taksiye binip uzaklaşmıştı gri saçlı oğlan. Neye sinirlendiğini bile bilmiyordu Jisung.
--------------------------------
Giyindiği siyah üzerinde pembe detaylar olan cropu beğeniyle boy aynasından süzdükten sonra altına giyecek bir şey aramaya başlamıştı gri saçlı oğlan'ın gözleri. Dolabının en alt köşesinde etiketi bile çıkarılmamış eteği eğilerek aldı. Etiketi çıkarmak adına yanındaki çekmeceyi açmış ve gördüğü makası eline almıştı. Kurtulduğu kağıdı komidinin üstüne bıraktı. Ardından bacaklarından geçirmişti siyah eteği. Yeniden aynanın önüne geçti. Sönük durduğunu düşünmüş olacak ki eteğini kemerlerle süsleyip kollarına eldiven taktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/356477256-288-k615393.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opposite / minsung
RomanceZıt kutuplar her zaman birbirini çeker mi? Hukuk ögrencisi Lee Minho Moda tasarım öğrencisi Han Jisung