36

42 8 2
                                    

.......

Arabadan indigim gibi babamın peşinden gitmiştim.

Kafenin arkasındaki ara sokaktaydık.
Korkunçtu. Kimse yoktu. Burada ne yapacaktık? İki evin arasındaki büyük boşluktaydık. Muhtemelen evler boştu çünkü gece olmasına rağmen bir ışık bile yoktu. Ortamı sadece sarı sokak lambası aydınlatıyordu. O da arada yanıp sönüyordu zaten. Bir işe yaradığı yoktu.

Yarım saat boyunca soobini bekledik ve en sonunda kendimi bir duvara yaslayıp tek ayağımı da duvara koyup konuştum.

"Daha bekleyecek miyiz?"

"Birazdan gelir"

Dedi ve yüzünde piçimsi bir gülümseme ile yanıma yaklaştı.

"Ama o gelene kadar eğlenceli şeyler yapabiliriz hm?"

"Gelmiyorsa gidiyorum"

Dedim ve yürümeye başladım.
Beni durdurmak için kolumdan tuttu ve çok fena sıkarak konuştu.

"Hiçbir yere gitmiyorsun!"

Beni duvara fırlatıp önüme geçti.

"Gitmek istiyorum diyorum"

"Bende gitmiyorsun diyorum"

Elimi cebime atıp telefonumu aldim ve minhoyu aradım. Babam ise telefonu elimden aldı ve aramayı kapatıp telefonumu cebine koydu.

"Telefonumu ver, minhoyu arayacağım!"

Elini ağzıma koydu ve susmamı sağladı. Kafamı kaldırıp boynumun ortaya çıkmasını sağladı.
Dudaklarını boynuma götürerek öpmeye başladı.
Ben ise çırpınmakla meşguldüm.

Hâlâ öperken elini ısırdım ve çekmesini sağladım. Sokaktan cıkmaya çalışırken beni tekrar durdurdu ve kendine çekti.

"Yardım edin-"

O iğrenç dudaklarını dudaklarıma bastırdı. O halinden memnun gibi öperken ben ise ne yapacağımı düşünüyordum. İki kolumu da tutmuştu ve hareket edemiyordum.

En sonunda aklıma bacak arasına tekme atmak geldi.

O beni öperken bacağımı kaldırıp bacaklarının arasına sert bir tekme vurdum. O acıyla kivranirken bense onun cebinden telefonumu aldım ve minhoyu aradım. Ara ara kalkamaması için tekrar tekme vuruyordum.

"Hadi sevgilim hadi a-"

"Jisung?"

"Minho kurtar be-"

Babam o sırada ayağa kalkıp bana vurmaya başlamıştı ben ise minhoyla konuşmaya çalışıyordum.

"Jisung iyi misin nerdesin "

Keşke onu dinleseydim.
Sesi çok endişeli geliyordu.

"Kafede- ah"

Karnıma sert bir tekme yememle acıyla inledim.

Telefonun kapanma sesini duydum.

Ben yerde sırt üstü yatarken babam dizlerime oturdu ve eliyle ağzımı kapatarak bacak arama dokunmaya başladı.
Ağzımı acamayacagim derece çok sıkıyordu ve canım acıyordu. Ağlıyordum.

Elini biraz yukarıya götürünce zar zor bağırdım eli üzerinden.

Bağırmam etki etmemiş olacak ki elini erkekliğime doğru götürdü ve okşamaya başladı. Ağlamam şiddetlenirken elini çekmeden dudaklarını penisime götürdü kıyafetlerim üzerinden

Elini ağzımdan çekti ve bu sefer iki elini kollarıma götürdü. Hareket etmemem için. Bense bağırıyordum.

Dudaklarını penisime götürüp öpmeye başladı bir iki defa öptükten sonra elini pantolonumun düğmesine doğru götürdü ve açmaya başladı.

Tam açtığı sırada bir ses duydum.

"Ona dokunma!"

Bu ses..
Bu ses minhonun sesiydi
Evet evet kesinlikle minhonun sesiydi.

Bir beden hızlıca o adamı benim üstümden aldı ve sertçe duvara fırlattı.

"Seni oruspu!"

Diyerek vurmaya başladı birisi
Bu ses de hyunjinin sesiydi.

Ben gözlerimi açmadan ağlarken birisi üstüme küçük bir çarşaf tarzı birşey koydu.

"Sakinles"

Chan ve changbin..

"Jisung, gözlerini açabilir misin?"

Dedi chang. Olmuyordu
Gözlerimi açamıyordum. Korkuyordum.

Kafamı olumsuz anlamda salladım ve konuşmaya çalıştım.

"Minho"

Nefes alışverişlerim zorlanıyordu.
Chan minhoyu çağırdı yanıma.

"O adamı başka Biryerde halledin,jisungla ben ilgileneceğim"

Minho benimle konuşmadan üstümdeki çarşafı çıkardı ve pantolonumun düğmelerini ilikleyip Kısa t-shirtümü düzeltiyordu.
Ağlama sesleri duyunca ciddi anlamda nefes alamadım.
Minho ağlıyordu..
Bir yandan sessizce ağlıyor bir yandan konusiyordu.

"Haketmedin..."

"...Haketmedin! sen bunları haketmedin jisung!."

Bunları dedikten sonra bana baktığını hissettim. Konuşmuyordu.

"Benim için jisung, aç gözlerini. Lütfen bebeğim. Hadi yavaş yavaş nefes al..."

"..Bir,iki,bir,iki,bir iki."

Nefeslerimi minho sayesinde düzene soktum ve zor da olsa gözlerimi açtım.

Açtığım gibi tekrar ağlamaya başladı ve bana sarıldı.

"Özür dilerim,daha erken gelmeliydim"

"Ben y-yapmadim o yaptı b-biliyorsun dimi mi-minho"

"Biliyorum sevgilim, şimdi sakin olalım ve evimize gidelim"

"Bana sarılır misin tekrar?"

"Sarılırım eve gidelim daha çok sarılırım. Onun dokunduğu her yeri öperim geçer"

"Öptüğün yerler çiçek açacak minho"

Bana sarıldığında zor da olsa gülümsedim ve ben de ona sarıldım. Kimse yoktu etrafta ve yavaş yavaş yağmur başlıyordu.

Benden ayrıldığında beni kucağına alıp arabaya götürdü. Ben de o sirada kollarımı boynuna dolamış bir dirseğimi büküp saçlarıyla oynuyordum.

Arabaya bindirdi beni hemen. Araba sıcacıktı. Benim için önceden klimayı açmış olmalıydı.
Hala tam olarak konusamadigimdan koltuğa oturur oturmaz ağlamaya başladım. Minho ise iç çekip arabaya bindi ve eve doğru sürmeye başladı.



⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐

Beğendiniz miii

Aslında böyle bir bölüm yapmayacaktim ama minhonun da hanjinin babasının picliklerine şahit olmasını istedimm



lan cekilsene önümden | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin