silik öpücük

179 22 3
                                    

Yang Jeongin,

Liseye başlamadan önce hatırı sayılır şekilde iyi bir öğrenci olan, arkadaşları tarafından sevilip sayılan biriydi.
Liseye başladığı ilk günün ardından kendisiyle birlikte değişti her şey. Tüm dengesi ve düzeni alt üst olmuştu ani bir olayla. Olmaması gereken bir olayla bozulmuştu Yang Jeongin. Değişmişti tüm hayatı.

Bir öğretmeni ile aniden yaşadığı olay, hayal meyal, silik silik hatırladığı bir olay yüzünden değişmişti Yang Jeongin. Tabi şimdi o anıyı hatırlamak için neleri ortaya koyardı, nelerini verirdi.

Yang Jeongin, sıradan bir lise öğrencisi. Okulun eğlenceli bir parti gecesinde sarhoş olup öğretmeni ile öpüşen sıradan bir lise öğrencisi. Hayır, olmaz demeyin. Sarhoşken aklına gelmeyecek her şeyi yapabilirsiniz, matematik öğretmeni de tam olarak bunu yapmıştı.

Sınıfın en parlak öğrencisi olan Yang Jeongin'i öpmüş ve ardından hiçbir şey olmamış gibi davranmıştı. Sarhoş olması, öğrencisini öpmesi ne kadar doğruydu orası bilinmez, pekte pişman değildi. Yang Jeongin de aynı şekilde.
Matematik öğretmenine kızgın veya kırgın değildi.

Aksine bu olay, kendisinin matematikte daha çok parlamasını sağlamıştı. Bu öpücüğün ona getirdiği tek iyi şeydi matematik. Gerisi ise karışıktı. Yang Jeongin, öpücükten sonra hayatını bir daha düzene sokamadı.

Öğretmenlerinden çekinen, selam dahi vermeyen Jeongin, öğretmeni ile öpüşmeyi hazmedememişti. Ayrıca öğretmeninin hiç bir şey olmamış gibi devam etmesine dayanamamıştı. Bunun üzerine tek bir kelime dahi etmemesine dayanamamıştı.

Öpücüğün üzerinden zaman geçtikçe unuturum dedi, unutamadı. Aksine daha da büyüdü her şey. Kar topu etkisi ile bir çığ gibi büyüdü ve Yang Jeongin, bu çığın altında ezildi. Zaman geçtikçe öğretmenini ve öpücüğünü daha da düşünür oldu.

Soluk öpücük aklında iyice yer etti ve engel olamadı kendine, bu anı defalarca kez düşünüp dokundu kendisine, daha fazlasını istedi. Öğretmeninin nefesini üzerinde hissetmek istedi.

Ama aynı şekilde devam edemedi., hiç bir şey olmamış gibi davranamadı. Öğretmeninin aksine bu kendisi için büyük bir olay, büyük bir adımdı. Bu yüzden Yang Jeongin aklına koydu. O matematik öğretmenini istiyordu.

Elinden gelen her şeyi denedi, her şeyi yaptı. Tüm programını ezbere biliyor, girdiği sınıflardan tanıdığı öğrencilere kadar her bir ayrıntısını biliyordu. Okula kaçta geldiğini, neler yaptığını, ne zaman çıktığını ve diğer her bir şeyini biliyordu.

Zaman içinde Jeongin'in takıntısı attıkça arttı. Bunlar, kendisini hep matematik öğretmeni düşlerken, düşünürken buluyordu. Engel olamıyordu buna. Devam etti, umursamadı.

Öğretmenini her gördüğü yerde bacaklarını bir birine bastırmadan edemedi, dudaklarını dişlemeden, öpücüğü düşünmeden edemedi.

Bir süre sonra bunlarla da yetinmedi Yang Jeongin. Sadece okulla sınırlı kalmak istemedi. Takip etti öğretmenini, adresini öğrendi, evini gözetledi. Hastalıklı bir düşünce yapısına sahip oldu, ilerledi bunlar. Zamanla dış dünyadan koptuğunu, tek düşündüğünün öğretmeni olduğunu fark etti.

Zamanla ailesi ve arkadaşları sürekli değişen ruh hallerine, hareketlerine anlam veremedi. İlaçlar almak zorunda kaldı. Onlar ile biraz olsun düzeliyordu.

Tek bir öpücüğün kendisini bu hale soktuğuna inanamıyordu bazen, çok acıyordu kendine. Fakat bu acıma onu geri döndürmeye yetmedi. Seo Changbin onundu ve bir başkasına vermek gibi bir fikri hiç olmamıştı, olmayacaktı.

Okula artık onun dersleri için gitmeye başladığını fark etti. Sürekli kendini ön plana çıkarma isteği, kendini gösterme isteği gittikçe arttı. Derslerde ondan aldığı tek bir 'aferin' kelimesi bile kendisini deli gibi heyecanlandırdığında iyice bozulmaya başladığını fark etti.

Sonuç olarak Yang Jeongin baştan aşağıya değişti. Yang Jeongin, matematik öğretmenine takıntılı, sıradan bir lise öğrencisiydi. Onu düşündükçe kendine dokunma isteği artıyordu. Dolgun dudakları, güzel yüz ve vücut hatları ile o tamamen Jeongin için yaratılmıştı.

Okul kapısından içeri girdi ve bahçeye göz attı. Changbin iki ders sonra gelecekti. Onsuz okul bir işkence merkezi gibi geliyordu. Sınıfa adımladı. Kapıda belirince tüm sınıf ona baktı. Jeongin'in notları çok yüksekti fakat garip davranışları ve neredeyse sürekli sınırlı olan bakışları dikkatleri üzerine çekmesine sebep oluyordu.

Çantasını masanın üzerine koydu ve başını masaya yasladı. Changbin yoksa okulun ne anlamı var ki? Changbin gelene kadar uyuyacaktı. Changbin'i düşlemekten tüm gece uyuyamamıştı. Şuan yanımda olsa ne olurdu ki? Changbin'i ve silik öpücüğü düşlerken uykuya daldı. O günün hayatının bir dönüm noktası olduğunu bilmeden.

all i want is you /jeongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin