kıskançlık

131 18 37
                                    

Başını sıradan kaldırdı. İlk ders bitmişti. Uykusunu yeterince aldığını hissederek sırada biraz gerindi. Sıradan kalkıp lavaboya gitti ve elini yüzünü yıkadı. Changbin 10 dakika sonra gelecek.

Yanına aldığı eşyaları musluğun yanına koyup hazırlanmaya başladı. Önce göz altlarına kapatıcı sürdü. Ardından yanaklarına allık sürdü ve dudak kreminide sürüp eşyalarını aldı.

Changbin'in okuldaki ilk dersi jeongin'in sınıfınaydı. Bu yüzden sırasına oturup onu beklemeye karar verdi. İçeri girmek için olan zil de çalınca yüzünde koca bir gülümseme oluştu. Çok özledim onu.

Dakikalardır onu bekliyordu. Okula gelmedi mi acaba? Pencereden dışarı bakınca arabasının okulda olduğunu gördü. O zaman neredeydi? Ona bakmak için sınıftan çıktı. Bir alt kata inince Changbin'in bir öğrenci ile sohbet ettiğini, çokta yakın olduklarını gördü. Kız Changbin fark etsin diye eteğini kıvırmıştı.

Changbin ve muhtemelen 12. Sınıf olan kız biraz daha konuştuktan sonra Changbin 'dersim var ' diyip uzaklaştı. Jeongin'e doğru yürüyordu. Fakat Jeongin bunu fark etmeyecek kadar dalgındı. O kız kim? Neden onunla konuştu? Ya onu seviyorsa? Çok yakınlardı. Changbin ona karşı bir şey hissediyor mu?

Düşünceleri ile baş başa kalmak Jeongin'e hiç iyi gelmiyordu. Bu tür zamanlarda ilaçlarını almaması daha büyük sorunlara yol açardı. Fakat ne ilaçları şuan yanındaydı ne de Jeongin alacak durumdaydı. Gözleri dolarken sarsılmasıyla kendine geldi.

"Jeongin iyi misin? Neden sınıfta değilsin? Ağladın mı? Bir şey mi oldu? Hey Jeongin! Sesimi duyuyor musun?"

"Ne? A pardon hocam. Dalmışım bir an. Hayır ağlamadım."

Changbin gülümsedi. Bana mı gülümsedi o? Tanrım çok yakışıklı. Öpüşmenin olduğu gün gibi. Her zaman kusursuz. Keşke hatırlasa beni.

"Hadi sınıfa. Biliyor musun Jeongin, bana sürekli tanıdık geliyorsun. Ama bir türlü çıkaramıyorum."

Changbin'in dediği ile Jeongin bacaklarını bir birine bastırma ihtiyacı duydu. Yapma bunu bana. Hava çok mu sıcak?

"E.. 11. Sınıftayken görmüş olabilirsiniz. Hem partide de vardım. Sohbet etmiştik hatta."

Jeongin söyledikleri ile belki bir şeyler hatırlayacağını umdu. Fakat Changbin hatırlamıyordu. Hatırlayacaksın bir gün. Bir daha unutmamak üzere. Kendimi sana hissettireceğim.

Birlikte sınıfa girdiler ve Jeongin sırasına oturdu. Changbin bugün gri bir gömlek ve siyah bir pantolon giymişti. Ne kadar da yakışmış. Keşke onları çıkarma şerefine nail olabilseydim. Changbin derse geçince gözüne girmek için derse odaklandı.

"F fonksiyonun tersi de-"

"F üzeri eksi bir olarak alınır!"

Jeongin'in cevap vermesi ile Changbin şaşkın bir gülümseme sundu.

"Evet Jeongin. Aferin sana. Başarın beni mutlu ediyor."

Bana iltifat etti. Seo Changbin bana iltifat etti. Ahh, şuan lavaboya gitmeliyim. Dayanamam yoksa.

Changbin'in onu tek bir sözle bile erekte etmesi kendini aciz hissettiriyordu. Ona ihtiyacım var. Ders boyu bacaklarını bir birine bastırıp dudaklarını dişledi. Soğuk terler döküyor, zilin çalması için sürekli saate bakıyordu. Tanrım, acınacak haldeyim resmen.

Zil çalınca derin bir nefes verdi.

"Diğer ders görüşürüz çocuklar."

Dur bir dakika. Ya o kızın yanına giderse yine! Hayır buna izin veremem. Olduğu durumu umursamayıp Changbin'in peşinden koştu. Öğretmenler odasına kadar onu takip etti. O kız öğrenci miydi acaba? Büyük görünüyordu 12. Sınıf olduğunu düşündüm ama okuldan olmayabilir. Forma da yoktu üzerinde.

Changbin'in sevgilisi olma ihtimali vücudunun titremesine sebep oluyordu. Olamazdı, dimi? Ama ya olsaydı? En iyisi evine kadar takip etmek.

Sonraki derslerde sürekli Changbin'i düşünüyordu. O kız sevgilisi miydi acaba? Sinir katsayıları gittikçe artıyor, bu gidişle kendine hakim olamayacağını biliyordu.

Son ders bitince onu zorlu bir günün beklediğini biliyordu. Çantasını eve bıraktıktan sonra ezberlediği yollardan Changbin'in evine gitti. Işıklar yanmıyordu. Eve daha gelmemiş mi? 45 dakika önce evde olmalıydı. Yoksa o kızın yanında mı? Ya birlikte vakit geçiriyorlarsa? Hayır,olamaz. Dimi?

Bileklerini sıktı. Changbin'in başka biri ile birlikte olma düşüncesi tüm zihnini kaplamıştı. Changbin ona aitti. Başkalarına dokunma ihtimali bile onu deli ediyordu. O kızın kim olduğunu acilen bulmalıydı.

Aklına o silik öpücük gelince tekrar yüzünde bir gülümseme oluştu. O anıyı hatırlamak için nelerimi vermezdim şuan. Düşüncelerini gelen kıpırdama sesleri böldü.

Changbin gelmişti. Yalnızdı. Belki de sadece bir yerlerde bir şeyler içmiştir? Changbin eve girmeden önce etrafına bakındı. Jeongin onu fark edecek diye çok korksa da Changbin eve girince sevindi. Evde yalnız olacaktı. Keşke yalnızlığını giderebilseydim.

Birlikte olsalar çok mutlu olacaklarına çok emindi Jeongin. Changbin için her şeyi önüne sermeye hazırdı. Dolgun dudakları kendi ince dudakları üzerinde bir kez daha hissetmek hatta daha da fazlasını istiyordu.

Düşüncelerini Changbin'e açmalı mıydı? Ne cevap vereceğini kestiremiyordu. Ki işin sonunda okuldan atılabilirdi. Changbin'i bir daha görmemektense uzaktan görmeyi kabul ediyordu.

Düşünceleri arasında 50 dakika geçtiğini fark etmemişti bile. 10 dakika daha kalıp gitmeliyim. Changbin'in evinin içini hep merak etmiştir. Acaba yatak odasında hangi renkleri tercih ediyor?

Kendi kendine sorduğu sorudan omzunda hissettiği el ile ayrıldı. Korkak gözler ile arkasına baktı. Changbin'di.

"Günlerdir kapımda olan hırsız sensin demekki. Gerçi hırsız sayılmazsın bir şey çalmadın. Fakat ben bu küçüğün aklını fena çalmışım anlaşılan."

Jeongin karşısında gördüğü beden ile kıpkırmızı kesilmişti. Ne yapacağım şimdi? Aklına gelen fikir ile fark ettirmeden gülümsedi. Buldum galiba.

all i want is you /jeongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin