5/ Dudakların Karaladığı Hükümler

19 1 0
                                    



******
Dünyanın Durduğu An - Ne Jupiter 🎧
******
Part 2

Barlas'ın yatağın üstüne bıraktığı lila iç çamaşır takımını giyinmiş, desteksiz, sade bir çamaşır takımıydı, ayakta duruyordum.

Barlas'ın  öylece yatağa bıraktığı elbiseye bakıyordum.

İnce askılı, iç çamaşırımın tonunda ve üstünde koyu mor çiçeklerin işlenmiş olduğu tüllerden oluşmuş katlı bir elbiseydi. Barlas'ın zevki miydi, yoksa Lara'nın seçimimiy miydi bilmiyordum.

Gözlerimi elbiseden alamıyordum. Çok güzeldi

Elbisenin yanında Jaqua markalı bir ayakkabı kutusu Ve kenarda katlanmış bir tişört bulunuyordu. Yatağın yanındaki aynaya dönüp bedenime bir göz attım.

Tarak bulamadığım için birbirine girmeye başlamıştı saçlarım, ıslaktı.  Islak saçlarıma ellerimle açmaya çalıştım.

Ne zaman başlayacaktı bu balo? Ne kadar sürem vardı onu bile bilmiyordum. Yüzüme Barlas'a olan kızgınlığım yüzünden sinir oturmuş bir halde saçlarımı açmaya çalışıyorken kapıdan açıldığına dair bir ses çıkmıştı

Hızla açılan kapı, halimi tartmama vakit bırakmadığından içeri doğru bir adım atar atmaz kafasını kaldıran misafirimin çukur gözleri bedenimden aşağı kaydı.

Aşağı, çok aşağı kaydı.

Ölüm gibi gelen bir kaç saniyenin ardından göğsümü şişiren nefesimi tuttuğumu farkedip bıraktım.

o ise içeri girip kapıyı kapattıktan sonra onu pür dikkat izleyen bana döndü.

"Kusura bakma"

Yüzümde bayat olduğuna karar verdiğim ifademi silmeye çalıştım.Sonuçta korkulacak bir şey yoktu. Bu yüz bu halime ben de bu yüze çok tanıdıktım.

"Bakmam" Bakmam çünkü gerçekleri çok güzel kabullenirim ben Barlas. "Başka biri değil neyse ki se" dilimi ısırdım.

Söylememeliydim,
Senmişsin neyse ki dememeliydim.

Neyse ki çukurundan çıkamazdı o ruhlar Vera.

Bu çukurundan çıkışlar kazıya kazıya, batar duvarlarına yapma Vera.

Barlas cümlemin tuhaflığını farketmişti. Benim baktığım pencereden olmasada ikimizde o kadar aynı manzaraya bakıyorduk ki. Her şeyi bu kadar hızlı kavraması bazen savunmasız bırakıyordu.

"zaten, sen beni soymuştun değil mi teknik olarak giyinik bile sayılabilirim?" dedim gülerek.

Bunun sırasıymış gibi.

" Giydirmek" dedi tok bir sesle.

"Aynı şey" diye cevap verdiğimde bana doğru adımlıyordu. "Aynı kapıya çıkıyor" biraz daha yaklaşarak bi kol mesafesine düşürmüştü aramızı.  Kafasını hafifçe öne eğerek onaylamaz bir bakış attığında  "öyle" dedim " öyle bakma"

Gözlerindeki ifade ciddileşti, kaşları inip kalktı ve bir kaç saniyenin ardından "Bile bile, bunda ısrarcı olacak mısın?" dedi " yoksa aralarındaki farkı göstermemi gerçekten ister misin?"

 OPİA BOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin