39: iyileşiyorum

1.3K 205 75
                                    

🌀🥠🍰

-

arkamdaki duvara yaslanmış minhoyu bekliyordum. bu iş fazla uzamıştı, seungmine bulaşmaması gerektiğini en başla söylemiştim ona. aramızı bozmaya çalışmasına izin vermek gibi bir düşüncem yoktu.

minhonun beni sevdiği falan yoktu. minho sadece hırs yapıyordu. hırs yapıyordu çünkü beni elde edememişti. onun hırslarından başka bir şeyi yoktu. birlikte geçirdiğimiz iki ayda çok iyi anlamıştım bunu.

seungmine çok kırgındım. minhonun nasıl biri olduğunu bilmesine rağmen benim sevgimden şüphe etmişti. ona sevgimi belli edememekten ne kadar korktuğumu söylemiştim. göğsünde ağlamışlığım bile vardı. buna inanması gerçekten canımı acıtmıştı.

"yüzünü gören cennetlik jeongin."

sesi bile o kadar rahatsız ediyordu ki beni artık. o çenesini kırmak istiyordum.

"cehennemliksin minho."

gülerek yanıma geldi ve elini cebine attı. "ne o, özledin mi beni?"

o sevimsiz suratına yumruk atmak için sabırsızlanıyordum. yüzündeki o küstah ifade hiç değişmiyordu.

"sana en başta ne dedim minho?"

bir gözünü hafif kıstı ve yukarı çevirdi bakışlarını. sonra tekrar bana döndü.

"hatırlayamadım, çok şey saçmaladın."

"sana seungmine bulaşma dedim."

"haaa, öyle desene ya. hemen de yetiştirmiş bakıyorum. bekliyordum gerçi, pısırık seungmin. mesajıma cevap vermedi bu arada, görüldü atması çok kırıcıydı. onu sevmediğini düşünmüş olmalı. belki de doğru düşünmüştür bilemiyorum, sahte sevgini fark etmiş olabilir mi?"

yakasını tuttuğum gibi sırtını duvara yasladım ve o sevimsiz suratına sert bir yumruk geçirdim.

"bana bak minho. sana bir daha seungmine bulaşma, onun hakkında böyle konuşma dersem o çeneni kırarım anladın mı?"

bağırmıyordum ama sesimin net ve sinirli çıktığına emindim.

"seungmini bir kez daha üzersen, bir kez daha senin yüzünden suratının dahi asıldığını görürsem seni öldürürüm minho. seungminden başka kaybedecek hiç bir şeyim yok, seni buraya gömerim anladın mı?"

yüzüne bir yumruk daha geçirecektim ama yapmadım, elimi arkadaki duvara vurdum minhoya vurmamak için. ya duvara vuracaktım ya minhoya. bir yumruk onun için yeterliydi.

yakasını bırakıp geri çekildim. sızlayan elimi görmezden gelmeye çalıştım, minho kaşlarını çatmış gözlerime bakıyordu.

"seungmin için, o çocuk için bana vurdun az önce."

"yetmediyse bir tane daha vurabilirim, yeter ki iste."

minho yakama yapışıp alt dudağıma kafasını çarptı sertçe. canım yanmıştı ama güldüm, hırsından ve nefretinden başka bir şeyi yoktu. acıyordum ona.

"bu da iğrenç sevgin içindi, beni görmeyip seungmini hayatının ortasına koyduğun içindi!" diye bağırdığında güldüm ve yakamdaki ellerini ittim sertçe.

"en azından biliyorsun. seungmini seviyorum minho, seungmine deli gibi aşığım, seungmin benim hayatımın merkezinde değil. seungmin benim hayatım. bunu anlasan iyi edersin." elimin tersiyle dudağımdan akan kanı sildim ve yerdeki çantamı aldım.

"sen de birilerini sevmeyi dene minho, belki hırsından kurtulursun. ha bu arada, zil çalar çalmaz gidip seungminden özür diliyorsun. dilemem dersen, sen bilirsin. eminim bu ailenin çok hoşuna gidecektir."

midnight rain, seungin  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin