🌀🥠🍰--
ceketimi çıkarıp askılığa astım. saat beşe geliyordu, seungmin okuldan çıkalı yarım saat kadar olmuştu. heeseungun annesi çağırdığı için gitmek zorunda kalmıştı. ben de eve geçmiştim.
seungminle en son konuşmamızın üzerine hiç konuşmamıştık. dışarı çıkmak istediğini söylemişti ama henüz bir haber vermediği için eve gelmiştim.
koltuğa uzanıp telefonumu çıkardım, bir şeylerle ilgileniyordum ama neye baktığım bile bilmiyordum. aklım sürekli seungmine gidiyordu. iyi ya da kötü, hiç aklımdan çıkmıyordu.
hala onu sevmediğimi düşünür diye korkuyordum. telefonumu kapatıp koltuğa bıraktım ve uzandığım yerden kalkıp oturur pozisyona geldim. başımı avuçlarım içine alıp derin bir nefes verdim.
stresli anlarımda istemsizce dudaklarımı ısırıyordum. şimdi de fark etmeden dudaklarımı ısırdığımda acıyla inledim. hala açık olan yaramı ısırmak canımı acıtmıştı.
"sikeyim.."
banyoya geçtiğimde dudağımın yine kanamaya başladığını gördüm. bir peçete alıp akan kanı sildim. daha önce hiç yaralanmadığımdan ne yapacağımı bilmiyordum. en fazla elimi kesmiştim, o zaman da yara bandı sarıp kapatmıştım. dudağıma yara bandı saramazdım ya.
"götünü sikeyim minho.. seungmin bunu görünce öpmez de beni. hep zararsın amına koyayım."
kendi kendime söylendiğim sırada kapı çaldı. peçeteyi dudağımdan ayırmadan salona geçip kapıyı açtım.
seungmini görünce yine gülümsedim istemsiz. o gülümsemiyordu ama, beni gördüğü an kaşlarını çattı.
"jeongin, kanıyor.." dedi ve hızlıca ayakkabısını çıkarıp içeri girdi. arkasından kapıyı kapattım.
"önemli değil ya, kanayıp duruyor sabahtan beri. durur herhalde birazdan."
"jeongin dalga mı geçiyorsun, peçeteyi çek yarana bakayım."
peçeteyi dudağımdan kaldırdığımda seungminin yüz ifadesi yine değişti. gözleri duygu doluydu ama sinirli de görünüyordu. çözememiştim ne düşündüğünü.
"acıyor değil mi?" dedi.
"hayır, hayır hiç acımıyor. kanıyor sadece, stresli olduğumda dudağımı ısırıp duruyorum. biraz da o yüzden kanayıp duruyor."
seungmin bana yaklaştı, kollarını küçük bir çocuk gibi belime sardığında kalbimin hızı yine güldürdü beni. sarılışına karşılık verdim. bir elimle saçlarını sevdim yavaşça.
"özür dilerim." dedi. beni görebilecekmiş gibi başımı hayır anlamında salladım.
"özür dilenecek bir şey yapmadın güzelim, dileme artık."
"ben ona inanmasaydım kavga etmeyecektin.. benim yüzümden oldu işte."
titreyen sesiyle gözlerimi kapattım. canımı yakıyordu yine.
"seni üzdüğü için konuştum onunla, ona inandığın için değil."
başını kedi gibi göğsüme sürttü ve daha sıkı sarıldı bana. "özür dilerim sevgilim, beni sevmediğini düşündüğüm için özür dilerim. beni sevdiğini biliyorum ama korktum işte bir an. fotoğrafları görünce kötü hissettim kendimi, özür dilerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
midnight rain, seungin ✓
Fanfictionsevginin ne demek olduğunu biliyorsun ve sevgiyi ilk kez seninle tatmış bir adamı seviyorsun. - yang jeongin & kim seungmin !! 💌