Yeni Bir Gün (Nur'dan)

39 1 0
                                    

Sabah telefonun alarmıyla uyandım.Aynı bir kabus gibiydi.Bir aksilik olmasını önlemek için hepimiz de alarm kurmuştuk.En erken benim alarmımdı.Çünkü daha kahvaltı hazırlayacaktık.Uykulu uykulu alarmı kapattıktan sonra.Kızlara baktım,hala horul horul uyuyorlardı.
Ani bir atakla onları gıdıklayarak güzel bir günaydın anlayışı sergiledikten sonra yavaş yavaş doğrulmaya başladılar."Hadi hadi!Çabuk kalkın saat 07.00 "dedikten sonra saati bu şekilde söylememin verdiği gariplik olduğunu düşündüğüm komikliğe karşı Öykü'nün güldüğünü gördüm.Rüya ise "Daha bir saat var be vicdansız .En fazla yarım saate hazırlanıp çıkardık."dedikten sonra kafasını tekrar yastığa gömdü."Hadi hadi hayatta olmaz.Daha sizi çalıştırıcam."Bu son sözü söylemeyecektim.İyice battaniyelerinin altına sıvıştılar.Son bir çarem vardı.
"Haydi kızlar haydi
Kalkma zamanı
Ev sahibine yardım
Etme zamanııııı."
Bu şarkıdan sonra sanırım başarmıştım.Kafalarını çıkarmış öyle boş boş bakıyorlardı ki dayanamayıp işaret parmağımı onlara tehdit edercesine uzattıktan sonra :"Sesimin çirkin olduğunu idda edemezsiniz ama!"dedikten sonra kollarından çekiştirip onları kaldırmaya çalıştım.Pes etmiş gibi gözüküyolardı."Sabah sabah beni uğraştırıyosunuz.Elimi,
yüzümü yıkayıp gelicem .Geldiğimde kalkmış olun." Banyoya girdiğim zaman ilk olarak aynaya baktım.Canım göz altlarım, nasılda morarmış.Musluğu açtım.Su beklediğimden de soğuktu.Bir avuç su aldıktan sonra yüzüme doğru atacaktım ki aklıma şu ince detay geldi.Suyu suratıma çarparak değil ,aşağıdan yukarıya doğru ilerleterek götürmem gerekiyordu.Hemen ani bir U dönüşü yaptıktan sonra yüzümü güzelce sabunla yıkayıp ovalamaya başladım.Bir anda kapının tıkladığını duydum."Eveeet?"diye seslendim."Yaaa hadi çabuk çık acelem var.Bir girdin çıkamadın."Öykü'nün sesiydi bu."Tamam tamam.Bari yüzümü durulayayım."Yüzümü de duruladıktan sonra kapıyı açmak için yöneldiğimde kapıyı benden önce açan Öykü'yle çarpışmamak için olabildiğince hızlı bir manevra yapmak zorunda kaldım.Bana bir şey olup olmadığına bakmak için arkasını döndüğünde benim şaşkın bakışlarımla karşılaştı"E ama napiyim artık Nur? Sende üç saate çıkamadın.Ben hala ona bön bön bakarken o:"Neyse artık.Dışarı çıkmayı planlıyor musun?"
Tepkisiz bir şekilde dışarı çıktım. "Kapııııı" Tabi ya kapı.Hiçbir şey demeden kapıyı da kapattıktan sonra odaya geçtim.Rüya hala yarı baygın oturuyordu.Alttan alarak hiçbir şey söylemedim.Söylemedim çünkü en azından düşünüp yataklarını toplamışlardı.En sonunda kalkıp kıyafetlerini almak için çantasının yanına gitti."Dur dur dur!Şimdi kıyafetlerini giyme kirlenir falan.Giderken giyersin."Ne olduğunu anlamamış bir şekilde sadece tamam demekle yetindi .En azından kendine bir çeki düzen verip saçını tekrardan topladı."Hadi artık aşağı inme vakti.Düş önüme!"Hiçbir şey demeden önüme düştü.Bu kadar kolay olucağını tahmin bile etmiyordum.Banyonun olduğu yere emin adımlarla yaklaşırken üşengeçliğinden arkamda kalan Rüya'ya döndüm.Yüzünü yıkamadığı her halinden belliydi.Lavabonun önüne geldiğimizde Öykü'ye çıkmasını söylemek için kapıyı tıklayacaktım ki kapıyı açması bir oldu.Bu kızın kapıyla ve benimle sorunu ne acaba bugün?Canlanmış gibi gözüküyordu.Şimdi de canlanma sırası Rüya'da."Rüya hadi elini yüzünü yıka sonra da aşağı gelirsin. O sırada odamdan gelen bir ses duydum;"Bende kendime bir çeki düzen verip gelirim aşağı."Tamam."deyiverdim bir anda.Aşağı indiğimde bir anda duraksadım .Bu ne ya biri çok uyuşuk biri çok hızlı.Mutfağa girdim.Buzdolabında malzemeleri çıkardıktan sonra yıkmaya başladım.Yumurtaları çıkarmak için dolabı tekrar açtım.Aldığım yumurtalarıda küçük bir tencereye koyarak kaynatmaya başladım.Sonunda ikisi de gelmişti.Benim hiçbir şey dememe kalmadan onlar hemen işin ucundan tuttular.Biri ekmekleri kızartırken diğeri de çayı demliyordu.Yıkadıklarımı teker teker bir ustalıkla kestikten sonra tabaklara koydum ve sofradaki yerlerine yerleştirdim.Peyniri , zeytini de çıkartıp yerlerine yerleştirdikten sonra geriye sadece koymamız gereken ıvır zıvırlar kaldı.Öykü bardakları ve çatal bıçakları getirdi.Rüya da çayları döktü ve yumurtaları soymaya başladı.Ben de tost makinesindeki tostları çıkarıp masaya koydum.Kızarttıklarımızı da yağlayıp masaya öyle koydum.Herkesin gözü pörtlemiş bir şekilde hazırladığımız muazzam kahvaltıya baka kaldı.Kahvaltımızı bitirdiğimizde saat yedi otuz beşti.Hemen hızlı bir şekilde etrafı topladıktan sonra yukarı çıkıp giyindik,saçımızı yaptık,hafif de bir makyaj yaptıktan sonra saat yedi ellide hazırdık.Hemen evden çıkıp durağa doğru koştuk.Şansımıza durağa yeni gelmiş ve şu an kalkmak üzere olan otobüs bizimdi.Saniyelerle otobüse yetiştik.Bugün sanki halimizi anlamış gibi çok hızlı gitti.On beş dakikaya gelmiştik.Ders daha başlamamıştı.Yetiştiğimize bizde şaşırmıştık.Hemen sınıfa çıktık.Çoğu gelmişti.Meriç'te garibim camdan yolumuzu gözlüyordu.Arkası dönük olduğu için geldiğimizi görmedi.Rüya çok sarkmadığından emin olduğu bir anda "Bööööğ" diye bağırınca korktuğunu belli etmemeye çalışarak sadece bir irkilmeyle kaldı.Ha bide kafasını cama vurmuş olma ihtimali yüksek.Bir anda eli kafasına gitti ,hafif ovuşturduktan sonra bize sinirli bir şekilde baktı.Soğuk bir tavırla günaydın dedi.Rüya'da"Ödeştik sanırım şampiyon"diyip hafif bir güldü.Buna karşılık Meriç'te diyosun bakışı atarken bir yandan da gamzelerini belli edecek şekilde gülümsedi. O da ne "Ders matematik miydi?"diye sorduğumda hiç kimseden ses gelmedi.Bu onaylayan tavırlar benim korkumu arttırdı.Donmuş bir şekilde yerime geçtim.Hoca kapıyı açtığı sırada sınıfta kıkırdamalar başladı bile.Sanırım heyecandan olsa gerek gözlüklerini ters takmıştı.Sınıfın ortasına geldiği sırada gülmemek için kendimi zor tuttum.Mağlum üçüncü sıradayım güldüğümü anlamaması benim için daha hayırlı.Yoksa bir daha neye güldüğümü öğrenene kadar bana rahat nefes aldırmaz.Boğuk bir sesle:"Günaydın çocuklar."dedi.Oturun işaretini verdikten sonra yerimize oturduk.
Arkasındaki camlı kitaplık sağolsun sanırım gözlükleri farketmiş olucak ki boyun hizzasında arkasına dönüp bize baktıktan sonra gözlüklerini düzeltti."Evet arkadaşlar bugün"Arkadan Kağan'ın sesini duyduk:"Hocam bugün çok güzel bir gün."Sonra bu entrikayı sınıf devam ettirdi:"Hocam bi kere hava güneşli..""İlk ders sizin..""E bizde hazırız."dedikten sonra bütün sınıf hocaya onaylarcasına kafa sallarken gülmemek için uğraşan o yüzler kızarıklıktan morarma evresine dönüyordu ta ki hocanın sesini duyana kadar.İlk başlarda sinirli olmasına rağmen ona ve dersine olan iltifatlardan sonra yumuşamıştı."Evet çocuklar bu kadar hazır olduğunuzu görmek güzel.Ama artık derse geçmeliyiz."Sınıf onaylarcasına başını sallarken aslında (yapma hocam ,ne gerek var )diyordu ama hoca bunu anlamıyordu.Aaah zamane hocaları.Sınıf daha hazırlanırken ne olduğu anlamadıkları bir anda hoca konuyu anlatmaya başladı.Herkes bir anda afalladıktan sonra tekrardan eski modlarına girdi.Birisinin bu hocaya derse öğrencilerle birlikte başlamsı gerektiğini söylemesi gerekiyor.Konu anlat anlat bitmiyor.Tenefüs ziline son beş dakkika kalmıştı.Sınıf dersi sıraları öperek dinliyordu.Ama hoca hiç nefes almadan anlattığı için arkasını dönüp bakmaya fırsat bulamıyordu.Tabi bizim sınıfta bu durumu iyi değerlendiriyor.Son on saniye kala herkes kafasını kaldırdı içten içe geri sayım başladı.Zil çaldığı andan itibaren herkes derin bir nefes aldı.Hıca son kelimesini de söyledikten sonra çıkmak için can atan sınıfın dersini bu şekilde dinlediklerini sanarak güler bir yüzle :"Teşekkürler çocuklar dedi heyecanla.Çıkabilirsiniz." demesiyle birlikte sınıfta bizden başka kimse hatta bir tüy bile kalmamıştı.Bizde sakin bir şekilde bahçeye doğru ilerledik.Bahçeye indiğimde kantine gitmek için hazırlandım.Ama boşuna.Kantind girdiğim zaman ne hayatta kalabilmem için tek bir umut ne de kantindeki masalarda boş bir yer vardı. Kantindekilere doğru umutsuz vakasınız şeklinde baktıktan sonra banklara yöneldik.Banklar standart olduğu için Meriç ayakta kalmıştı.Bir düre öyle muhabbet ettikten sonra ikinci derse girdik.O da matematikti.İnanır mısınız ilk dersten hiçbir farkı yoktu.

BENİM  HİKAYEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin