Son dersimiz Türkçe.Zil çaldıktan birkaç dakika sonra kapıda silüyetinden tanıdığımız Eylül Hoca belirdi.Uzun boylu bir kadın.Kumral,genelde diz boyu ve yukarısında etek ve elbiseler giyer.Tabi bu ruh haline göre değişiyor. Saçlarını her gün farklı bir modelde görürüm. Okulumuzun en dikkat çekici ve dersini dinlettiren hocaları arasındadır.Sonunda kapıyı açıp sınıfa girdi.
"Günaydın çocuklar.Oturabilirsiniz."
dediği halde kimse oturmadı.Kızlar hariç tabi.
Erkeklerin neredeyse ağzının suyu akıcaktı.Sırf hocanın gözüne girebilmek için dersi dinliyolar ,konuşmamaya ve yüksek not almaya özen gösteriyolardı.Onları böyle sakin görmeye alışık olmayan birisi çıldırdıklarını düşünür.Dersi onlar pür dikkat ,biz normal dinleyerek bitirdik"Zilin çalması kimileri için ölüm fermanı olsa da (!)benim için çoğunlukla paha biçilmez bir ödüldü.Artık evlere dağılacaktık.Aslında birkaç gündür o kadar alışmıştım ki bizimkilerle olmaya evde canım çok sıkıldı.Sanki yelkovan akrebi yemişti.Bir saat hiç mi ilerlemez!Arada sırada mutfakta olan annemi izliyodum.O merdivenleri çıkmaya o kadar üşeniyodum ki sırf bu yüzden bütün günümü alt katta geçirdim.Annem üstümü değiştirmediğim için söylenirken artık ona hak verdim ve odama çıkıp üstünü değiştirdim.Tam aşağı ineceğim sırada üstüme tekrar bir ağırlık çöktü ve araladığım kapıyı kapatıp yatağa atladım.Bir insanın bu kadar uyuşuk olması ne kadar da kötü bir şey. İki günün yorgunluğu mu desem,üşengeçlik teorileri mi desem bilmem.Anında uyuya kaldım.Karnımın inlemerini duyup uyanmıştım.Gözlerimi açtığımda saat çokta geç değildi.Yarım saat bir saat uyuduysam uyudum.Kimi kandırıyorum ben.Artık nasıl uyuduysam uyandığımda etraf zifiri karanlıktı. Dışarı baktığımda tek bir insan bile göremedim.Anneme bakmak için aşağı indim.Ah benim aptal kafam kadın yemeği de tek yemişti benim yüzümden.Bir anda karnımın guruldamasına kulak verdim.Hemen mutfağa girip bir fare gibi buzdolabını karıştırmaya başladım"Napıyosun bakalım orda?"Ağzımda yiyecekle kafamı şaşkın şaşkın kaldırıp beni izleyen anneme çevirdim."Hiiç anneo.Sadece biraz acıkmuştumda."
Bana gülerek baktı ve
"Baya erken uyudun.O halini gördüğümde hiç uyanmazsın diye düşünüyordum."
"Bende öyle düşünoyodom.Ama naparasunv kaderv."Hadi ama Nur ilk önce ağzındakileri bitirmelisin.Gittikçe rezil oluyosun.Ağzımdaki son kırıntıyı da yuttuktan sonra anneme döndüm ve
"Neyse ben artık yatıyim.
Geçte oldu zaten."
"İyi geceleeer."arkadan sadece şaşkın bir iyi geceler duymuştum.Zırrr⏰. Zırr⏰
"Yeter artık bee!"Bir uyutmadınız! Sizi kuranda kabahat zaten.Yürek mi yedin de sen saatini kulağının dibine koyuyosun.Koysana masanın üstüne,aynanın önüne!"
Zırrrr⏰. Zırrrr⏰.
"Hadi ama ben seni kapatmamış mıydıııım?"
Bir anda annem içeri girdi ve"Kızım iyi misin sen?"
"İyi değilim anne! Bir alarm hafta sonuda mı çalar ?!!"Kızgın kızgın bana bakarken:
"E ama kızım sende! Bugün hafta sonu değil ki..!!"
Hemen yerimden doğruldum ve:
"N-ne?N-ne demek bugün hafta sonu değil yaa!"
"Heyy gidi heey!Bugün cuma.."Yataktan atladığım gibi gardolabın önüne geldim.Askıda olan okul kıyafetlerimi aldım.Dün geceye dair oda düzenimden hiç bir şey hatırlamıyorum.Annem de olmasa çıkardığım okul kıyafetlerimi bile bir bütün haline getirmem imkansızdı.Hızlıca saçımı da at kuyruğu yaptıktan sonra koşa koşa evden çıktım.
Hayy aksii!! Çantamı evde unuttum.Allah'tan çok ilerlememiştim.Hemem geri dönüp zile basmaya başladım.Annem farketmiş olucak ki söylene söylene aşağı inmeye başladı.Çantamı aldım tam gideceğim sırada geri dönüp annemi öptüm.Bay bay dedikten sonra koşar adımlarla durağa ilerledim.
O-o otobüs benimki değil mi?!!Şoföründen tanıdım.Hızımı alamayıp az daha otobüse çarpıyordum.Kıl payıyla yetişmiştim.Çünkü ben ona çarpmak üzereyken kalkıyordu.Kimsenin görmemiş olmasını umarak otobüsün benim için açılan kapısından içeri girdim.Düşündüğümün aksine herkes gözlerini dikmiş bön bön bana bakıyordu.Şoförde karizmatik bir gülüş attıktan sonra gaza basmaya başladı.Hiç bu kadar hızlı gittiklerine rastlamamıştım.Halimi anlamış olucak ki yarım saatlik yolu on beş dakikada geldik.Otobüstekilerin bana baktıklarını farketmemiş gibi yapıp kapıya doğru ilerledim.Aşağı indiğim gibi hızla okula çıkmaya başladım.
Okulun dev kapısına ulaştığımda müdürün görmemesini umarak merdivenleri çıkmaya başladım.Herhangi bir şeye karşı sürekli etrafımı kolaçan ediyordum.Çünkü müdürün elinden kurtulmak geç kalıp derse girmekten daha zor. Merdivenleri çıkmaya devam ederken bir tıkırtı duydum.Boyun hizzamdan etrafa bakmaya başladım.Yanılmamıştım.Tanıdık bir silüyet belirdi.Hemen duvara doğru kendimi biraz daha çektim.Ayak sesleri gittikçe yaklaşıyordu.Beni görmesi an meselesiydi.
Tam o sırada her zaman imdadıma yetişen görevli ablalar belirdi.Biri üstüme önlüğünü attırdı,diğeri de elime bir tepsi tutuşturdu.Ablalar gittiği gibi müdür geldi .Arkamda olduğu için yüzümü göremedi ve beni görevli zannetti.Biraz daha durursam pot kıracaktım.O yüzden hemen hızlı adımlarla merdivenleri çıkmaya başladım.Kimsenin olmadığından emin olduktan sonra üzerimdeki önlüğü ve elimdeki tepsiyi ablaların görebileceği her zamanki yerine koydum.Üstüme başıma çeki düzen verdikten sonra sınıfın kapısını tıklatmaya başladım.İçerden:
"Giiiiir."sesini duyunca hemen içeri girdim .Din hocası bana bakıyordu ben ona.Sınıf bana bakıyordu ben onlara.En son kibar bir şekilde:
"Özür dilerim hocam? dedim.Geç dercesine bir hareket yaptıktan sonra yoklamayı almamış olmasını umarak yerime oturdum.Her zamanki gibi yanımda Rüya vardı.Hala hayatta olduğumu görünce meraklı ve şaşkın bakışlarla beni süzüyordu.
"Müdürü nasıl atlattın ??"
"Meslek sırrı.."dedim.
Kızgın kızgın bana bakıyordu.Sonra anlatırım desemde nafile bakışlarında hiçbir değişiklik yoktu.Mecburen her şeyi tek tek anlatmak zorunda kalmıştım.Ben de,o da bi birimize bir hocaya bakıyorduk.Bize döneceğini farkedersek susuyordum.Arkasını dönünce de devam ediyordum.Rüya'nın yüzü kızarıklıktan morarmaya doğru gidiyordu.Başından beri gülmemek için kendini zor tutmuş olmalı ki sözüm bittiği gibi etrafta hunharca gülme sesleri yankılandı.Sınıf ilk başta anlamamış olsa da bu gülüş karşısında dayamayıp onlarda gülmeye başladılar. En sonunda bende kendime hakim olamayıp gülmeye başladım.Hocanın bizi görmemiş ve duymamış olmasını çok isterdim.Ama bu hep böyleydi ne istesem gerçekleşmiyordu.Hoca arkasına dönmüş dersini bölmüş olmamızın ve bütün sınıfın kargaşasının verdiği sinirle bize öyle bir bakıyordu ki bütün sınıf korkudan sustu.Bizi dışarı atacağını bildiğimiz için ayağa kalktık ve kapıya doğru yan yan gitmeye başladık.Çekinerek izninizle dedikten sonra bize defolun der gibi bir hareket yaptı bizde anında kapıyı açıp kaçtık.Kapıyı kapattıktan sonra bütün sınıfın gülme sesi duyuldu.Bizde bir yandan onlara gülüyorduk.Ardından kızgın bir;
"Yeteeereeer!!!!!!!duyulduktan sonra içerdeki seste bizim sesimizde kesildi.Olduğumuz yere oturduktan sonra Rüya tekrar kıs kıs gülmeye başladı.Onu dürttükten sonra:"Gülme!Hepsi senin yüzünden."dedim.Dedim ama o surat ifadesine karşı duramayıp bende güldüm.Adeta gülmemek için kıvranıyordu."Keşke hoca bizi dersten atmasaydı.Şimdi aldık mı başımıza belayıı.."
"Biz seninle neleeer neleeer atlattık.Bunu da atlattırız Nurcuum sen hiiiç merak etme."dedi alaycı bir tonla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM HİKAYEM
Teen FictionSeviyorum sevmiyorum. Aslına bakılırsa onu sevmekten çekiniyorum. Bana fazla mı iyi yoksa fazla mı kötü onu bile çözemeyecek durumdayım. O gerçekten....Çoook çook ZOR bir çocuk !!!