Çalan zil sesiyle heyecanla yerinden kalktı. Gelenin ne olduğunu biliyordu. Kapıyı açtı ve kargosunu aldı. Tam açacakken alarmı çalmaya başladı. Şirkete gitme saati gelmişti. Öğle saatinde evde yemek istemişti. Ve kargosunun geleceğini biliyordu. Kargo paketini ve binderını alıp binadan çıktı. Arabaya binip sürmeye başladı. Şirkete döndüğünde ilk band pratik odasına girdi. Üyelerini göremeyince onlara mesaj atmaya karar verdi.
"Neredesiniz?"
"Dans pratiği yapıyoruz Hyung sen de gelmek ister misin?"
"Hayır siz devam edin ben band odasındayım."
Heyecanla kargo paketini açmaya başladı. Yeni aldığı photocardlar sonunda gelmişti. Tek tek tüm pc'ları binderına yerleştirdi. Kapağını kapattı ve masanın üzerine koydu. Kulaklığını taktı ve bateri çalmaya başladı. Kısa bir süre sonra gelen aramayla birlikte durdu. Arayan Jooyeon'du.
"Hyung acil gelmen lazım Hyeongjun ayak bileğini burktu. Yürüyemiyor."
"Hangi odadasınız?"
"Zemin kattaki dans pratik odasındayız hadi çabuk ol."
"Geliyorum."
Hemen odayı terk etti. Asansöre bindi ve düğmeye bastı. Koşarak ilerlerliyordu, koridorun sonundan sola dönecekken birine çarptı. Zaten stresli ve yorgundu. Birine çarpınca adrenalin hormonunun tamamen tükendiğini hissedip dizlerine çöktü.
"Özür dilerim. Çok özür dilerim." Dedi nefes nefese.
"Sakin ol sorun değil ne oldu iyi misin?" dedi, Chan.
"Hyeongjun dans pratik odasında ayak bileğini burkmuş ona bakmaya gidiyordum."
"Tamam hadi gel birlikte bakalım." Dedi elini uzatarak. Gunil kendisine uzanan eli tutarak kalktı ve birlikte yürümeye başladılar. Hızlı adımlarla ilerlediler ve dans pratik odasına ulaştılar. Gunil kapıyı açtığı anda yüzüne doğru bir konfeti patladı.
"İyi ki doğdun Gunil Hyung!"
"Ama bugün doğum günüm değil ki."
"İyi ki doğdun mu? Kim dedi bunu??"
"Aman her neyse Gunil Hyung seni seviyoruz." Diyerek Hyungunun boynuna atladı Jooyeon.
"Ne yani Hyeongjun iyi mi?"
"İyiyim."
"Bu pasta ne için?"
"Öylesine sürpriz yapmak istedik. Bize hep iyi bir lider oldun. Zor zamanlar geçirdiğinin farkındayız. Senin bizi desteklediğin gibi biz de senin yanındayız Hyung." dedi Jungsu. Bunun üzerine hepsi sarılmaya başladı. Hyunglarını aralarına aldılar. Bu yakınlığı fırsat bilen Jiseok hemen Gunil'in boynuna yapıştı. Chan ise kapının kenarına yaslanmış, onları izliyordu.
"Madem hepiniz iyisiniz, ben gidiyorum."
"Hyung gitme, pasta yemez misin? Hadi lütfen." dedi Hyeongjun, herkesi bu ani atağıyla şaşırtarak.
"Tamam biraz daha durayım o zaman." Gunil Hyeongjun'a "That's my boy" bakışı atıyordu.
Pastalarını bitirip dans etmeye başlamışlardı. Önce Test Me koreografisini yaptılar, ardından herkes random bir şekilde dans etmeye başladı. Herkes yorulunca lider Gunil konuştu.
"Hadi bu kadar dans yeter, enstrümanlarımıza dönelim. Hadi kalkın."
Band odasına doğru yöneldi. Arkasına baktığında üyelerin hiçbirinin onu takip etmediğini fark etti ve gülümsedi. Zaten sorumluluk sahibi oldukları için biraz dinlendikten sonra kendi kendilerine çalışmaya başlarlar diye düşündü. Kapıyı açtı. İçeride Chan'ın binderına baktığını gördü.
"Hyung burada ne yapıyorsunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love is in Bloom... Bang Chan X Gunil (Chanil)
RomanceStray Kids Chan ve Xdinary Heroes Gunil