Şirket binasında yürürken sevgilisini ve aniden soğuyan davranışlarını düşünüyordu genç adam. Aklındaki düşüncelerden bir şekilde kurtulması gerekiyordu. Aklına ölmeden önce yapılması gerekenler listesindeki bazı maddeleri karalamak geldi. Listeyi açtı. Pek çok ilginç şey yer alıyordu. Maddeleri tek tek okudu ve 38. Maddeyi uygulamaya karar verdi. Bubble tea içecekti. Şirketin yakınlarında bulunan ve sıklıkla gittikleri kafeye ilerleri. Sonunda boba çayını aldı ve oturdu. Tadı güzeldi. Listeye böyle bir madde eklediği için pişman değildi. Telefonundan listeyi açıp bubble tea maddesinin yanına tik attı.
"Pardon, başka sandalye yok da, buraya oturabilir miyim?"
Karşısındaki sarışın kadına baktı. Yabancı olduğu belliydi. İngilizce sormuştu.
Gunil: Tabii, buyurun.
Emma: Ben Emma Swan, memnun oldum.
Gunil kendisine uzanan eli hafifçe sıktı.
Gunil: Gunil Koo, memnun oldum.
Kadının daha fazla konuşmamasını umarak çayını içti.
Emma: İlk defa mı bubble tea içiyorsun? Fazla iştahlı görünüyorsun...
Emma'nın bir anda resmî konuşmayı bırakması Gunil'i şaşkına çevirdi. Bundan pek hoşlanmamıştı.
Gunil: Evet, olamaz mı?!
Emma: Sakin ol. Sadece arkadaş edinmeye çalışıyordum. Üzgünüm...
Gunil ona haksızlık edip etmediği konusunda düşünüyordu. Yakın kız arkadaşları vardı. Emma sadece arkadaş olmaya çalışıyorsa o kadar da kötü olamazdı.
Gunil: Aslında evet.. Birkaç yıl önce herkes bubble tea içmeye başladı ama ben sürekli erteledim. Elbet bir gün içerim diye düşünüyordum. Dün bir animasyon izledim. Oradaki adam da hiç bubble tea içmemişti ve ölmek üzereydi. İçmediği için pişmandı. Benzer bir şey yaşamamak için denemeye karar verdim.
Emma gülmeye başladı.
Emma: Ne yani adamın ölmek üzereyken yaşadığı pişmanlık bubble tea içememek mi? Vay be..
Gunil: Bazen insanlar zor anlarında basit şeyleri daha çok umursayabilirler.
Emma: Nasıl ya? Ben ölmek üzere olsam pek çok büyük şey için pişman olurdum. Örneğin...
Gunil: ?
Emma: Eski sevgilimi aldatmak gibi...
Gunil kısa süreli bir şoktan sonra oradan ayrılma planları yapmaya başladı. Sevgilisini aldatan biriyle arkadaşlık kuramazdı. Tam o sırada telefonu çaldı. Arayan Changbin'di. Emma'ya döndü ve özür dileyerek masadan uzaklaştı.
Changbin: Gunil Hyungggg merhaba 🥰🥰
Gunil: Merhaba Changbinnieee nasılsın? 🥰🥰
Changbin: İyiyim hyungggg sennn? 🥰🥰
Gunil: Ben de iyiyimmmm bir şey mi olduuu? 🥰🥰
Changbin: EVET! Yani hayırrrr. Her şey yolundaaaaa sadece seni merak ettim hyungggg 🥰🥰 (Yerini sor yerini)
Gunil: Sağol canımmmmm her şey yolundaaa. Bubble tea içiyorummmm 🥰🥰
Changbin: Oh oh yarasın canım hyungumaa 🥰🥰(Konuya gir artık!) Hyung nerdesin?
Gunil: Eric Café'deyim. Her şey yolunda mı? Arkadan bağırma sesi geliyor sanki.. 🧐🧐
Changbin: Her şey yolunda.. Sadece iyi olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Yani BEN! Ben istiyordum. Artık kapatıyorum bay bay 🥰🥰
Gunil: Bay ba- ah kapattı.
Masaya geri döndü ve eşyalarıyla birlikte çayını aldı. Emma'ya döndü.
Gunil: Çok üzgünüm ama artık gitmem gerekiyor. Hoşça kal.
Emma: Numaranı vermeden mi gidiyorsun?
Gunil: Mesleğim sebebiyle numaramı veremem.
Emma: Sen de idolsün değil mi? Jype'de.
Gunil tanınmayı beklemiyordu. Kibarca kaçmaya çalıştı.
Gunil: Evet. Artık gitmem lazım. Umarım tekrar karşılaşırız.
Emma: Eminim karşılaşacağız. Hoşça kal.
Gunil sonunda dışarı çıktı ve şirket binasına doğru yürüdü. Ama kendisine kurulan tuzağın farkında değildi...
Watty bozuldu o yüzden bölümü atamadım çok sorry 😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love is in Bloom... Bang Chan X Gunil (Chanil)
RomanceStray Kids Chan ve Xdinary Heroes Gunil