Jake's pov
"Peki sence bir renk olsaydım hangi renk olurdum?"
Sorduğum 15. soru olmasına rağmen ilgiyle beni dinleyen Heeseung'a döndüğümde sanki yıllardır bu anı bekliyormuş gibi hızla cevaplamıştı beni.
"Sarı olurdun bence"
Verdiği kısa cevapla birlikte sinirlenip boş duvara dönmüştüm. Boştu, çok fazla boştu hatta, neden bu kadar boştu burası?
"Heeseung şuraya bir şeyler mi yapsak? Çok saçma duruyor böyle, başka bi renge falan boyayalım hatta"
"Olur bebeğim, herhangi bir renk var mı aklında?"
"Ayy Heeseung, yeter ya!"
Yüksek çıkan sesimle birlikte irkilmiş, kolumu okşayan elini durdurmuştu.
"Yanlış bir şey mi yaptım?"
Endişeyle sorduğu soruya karşı dudaklarımı büzerek kolları arasından çıkıp birlikte uzandığımız yataktan kalkmıştım. Gözlerini bir saniye olsun üstümden çekmezken korkuyla bakıyordu yaptığım şeylere.
"Heeseung ben neden sarı renk olurdum?"
Bir şeyi kontrol etmek için sorduğum soruyla birlikte kaşlarını kaldırmıştı, Heeseung çok önemli bir soru diyorum neden anlamıyorsun?
"Çünkü sarı güzel bir renk ve görünce insana garip bir enerji veriyor, senin gibi yani. Ayrıca sarıyı seviyorum."
Benden bir tepki göremeyince yaptığı açıklamayla birlikte oflayıp tekrar yanındaki eski yerimi aldım, bu sefer öncekinin aksine kollarımı bedenine dolamak yerine birbirine sarmıştım.
"İyi misin sen?"
Elini yüzüme yerleştirip hasta olup olmadığımı kontrol etmeye çalışıyordu, olumsuz anlamda kafamı salladığımda tekrar konuşmaya başladı.
"Ne yapmaya çalıştığını anlamadım ve beni fazlasıyla geriyorsun şu an"
"Heeseung ben seni çok seviyorum ya"
Ağlamaklı çıkan sesimle birlikte daha cümlemi bitirmeden kahkaha atmaya başlamıştı, fazlasıyla kırıcı birisiydi.
"Gülme, kızgınım sana"
"Nedenmiş o?"
Gülmeyi bıraktığında tekrar oflayarak kalkıp ona döndüm. 2 dakika bile aynı yerde duramayıp sürekli bir şeyler yaptığım için sinirlense de belli etmemeye çalışıyordu.
"Heeseung sana bir çiçek olsam hangisi olurdum diyorum, adını söyleyemediğim bir şey söyleyip 'çünkü onu seviyorum' diyosun. Bir renk olsam hangisi olurum diyorum, ona da aynı şeyi söylüyorsun. Kızıyorum, yanlış bir şey mi yaptım diyorsun, Heeseung bebeğim dedin ya bana! Tamam seni çok seviyorum, harika birisisin, bu anları yaşamak süper bir şey, tarif edemediğim bir mutluluk yaşıyorum evet ama benim kalbim de dayanmıyor yani"
Dudaklarını gülmemek için birbirine bastırdıktan sonra yüzünü elleri arasına alıp saklamıştı, suçlu kendisi değilmiş gibi gülüyordu bir de.
"Sen böyle dediğim her şeye güleceksen olmaz, ben bu şartlar altında bu ilişkiye devam edemem"
Kapıya doğru yönelirken duraksayıp gülmeye devam eden sözde sevgilime baktım, biraz daha gülerse ya bayılacaktı ya da ben bayıltacaktım onu.
"Heeseung ev benim, sen gitsene"
"Gitmesem"
"Yok, tam şu an kovuyorum seni"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
attention #heejake
FanfictionJake: papatya cayi miyim ben amk niye bu cocuk her sinirlendiginde beni cagiriyosunuz