-Jake's pov
Tüm gün gelmemesi için uğraşmamış gibi evde büyük bir heyecanla oturmuş Heeseung'ı bekliyor, arada dayanamayıp kapıya kadar gittikten sonra geri dönüp hiçbir şey olmamış gibi yatağımın ucuna oturuyordum.
En sonunda beklediğim zil sesi boş evde yankılandığında heyecanımı içimde tutmaya çalışarak ayaklanıp kapıya doğru ilerledim, tam kapıyı açacağım sırada içime düşen şüpheyle kapı deliğinden bakma kararı alıp hafifçe parmak uçlarıma çıktım, tek gözümü kapatarak kapının önündeki bedene odaklanmaya çalıştım, beklediğim gibi Heeseung gelmişti.
Ne zaman tuttuğumu fark etmediğim nefesimi verip hızlıca kapıyı açtım, yüzümde sinirli olmasını umduğum bir ifade vardı ama o an mutluluktan bayılabilirdim bile. Benim aksime Heeseung gülümseyerek onaylamamı bile beklemeden içeri geçti.
Her bir köşesini ezbere bildiği evde önce ceketini çıkartıp odamdaki çalışma masasının üstüne bıraktı, elindeki poşetleri mutfağa bırakırken ben de peşinden ayrılmıyordum. Muhtemelen gelirken acele ettiği için hızlı hızlı nefes alıyordu.
Aldıklarını yerleştirdikten sonra bir bardak su alıp birkaç saniye içinde kafasına dikerek bitirmişti. O bunları yaparken farkında olmadan biraz fazla dibine girmiştim, çok şüpheli. Suyu içtikten sonra bardağı tezgahın üstüne bırakıp bana döndü, bir süre öylece baktıktan sonra ellerini belime yerleştirip sarılmamıza neden olmuştu. Ben de aynı şekilde karşılık verirken bugün ne kadar yorulduğuyla ilgili bir şeyler mırıldanıyordu, onu daha fazla ayakta tutmak istemediğim için yavaşça bedenlerimizi ayırıp odama gidip gitmek istemediğini sordum, hafifçe sırıtıp göz kırptığında göz devirerek karşılık vermiş ve mutfaktan çıkmıştım, o da gülerek arkamdan geliyordu.
"Hiç şakadan anlamıyorsun sen de! 72 yaşındaki dedem bile daha çok gülüyor bana."
"Git onun evinde kal o zaman Heeseung, bana ne? Ayrıca sen yaşlısın, sorun bende değil yani."
"Sevgiline yaşlısın da demezsin yani-"
Son anda söylediği şeyin farkındalığıyla susup gözlerini kaçırırken gülmekle yetinmiştim, muhtemelen evde tek olsaydım saatlerce ağlardım ama şu an bunun herhangi bir önemi yoktu.
Benden hızlı davranarak yatağa uzandığında aynı şekilde yanına yerleşip başımı omzuna koymuştum, ne yapacaktık şimdi?
Sabah geleceğini söylediğinde hoşuma gitmeyecek şeyler konuşacağımızı anlamıştım. Heeseung böyle bir şey olduğunda direkt söylemez, söyleyemezdi, şaka yaparak yumuşatmaya çalışır bir bakıma son kez gülmeyi denerdi.
En son ayrıldığımız gün böyle davrandığını hatırlamamla midemde başlayan bi ağrı hissettim, bunun sebebi sarılıp saçlarımla oynayan Heeseung olsa daha iyi olabilirdi ama her zaman her şey istediğim gibi olacak değildi ya.
Hiçbir şey söylemeden dakikalar belki de saatlerce kaldık öyle. Konuyu açan kişi olmak istemiyordum, bir yandan Heeseung'ın cümlelerini toparlamasını bekliyor bir yandan da birlikte olduğumuz süreyi uzatmaya çalışıyordum. Ara ara saçlarımı öperek sanki son kez olduğundan eminmiş gibi sarılıyordu bana, bilmiyordu ki ne zaman istese yanında olacağımı.
"Söyleyeceğim şeyleri biliyorsun zaten uzatmama gerek var mı?"
Cevap vermeden konuşmaya devam etmesini bekledim, söyleyeceğim şeylerin gram değeri de yoktu zaten.
"Kendime güvenmiyorum, sana yazarsam direkt engelle beni olur mu?"
"Abartıyorsun."
"Abartmıyorum."
Sesi o kadar derin ve hoş geliyordu ki normalde konuşsa saatlerce dinleyebilirdim ama şu an söylediği şeyler kalbimin etrafını sarmış, hareketlerini engellemek istercesine sıkılaşıyordu.
"Seni seviyorum"
Sözlerim basit bir 'seni seviyorum' gibi değildi, öylesine söylemediğimi o da biliyordu, anlatmak istediğim onca paragraf yerine söylemiştim bunu. Yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamazken gözyaşlarım duyduklarını kabul edemeyerek zıt yönde akıyordu.
"Seni yıldızlar kadar çok seviyorum Jaeyun"
Birbirimize söylediğimiz son şeylerdi bunlar, gecenin devamında Heeseung sebebi olduğu her gözyaşımın yerini öperek doldurmaya çalışmıştı. Yapmaya cesaret edebileceği tek şey buydu çünkü.
-
benim yetenegim yok yazdigim hicbir sey guzel olmuyor dedikten sonra jaywon yazmaya baslayip anlik bir gazla yayinladim ne dusunuyorsunuz❤️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
attention #heejake
Fiksi PenggemarJake: papatya cayi miyim ben amk niye bu cocuk her sinirlendiginde beni cagiriyosunuz