Canı yanan genç kız olanlara bir anlam veremedi. Bu kaba adamın niye böyle yaptığını bilememesinin yanında bir de kolunun acısından ağzını açamıyordu.Zor bela sesini çıkartarak;
-"Napyorsun sen canımı yaktın."diyebildi sadece.
Öfkeden deliye dönen adam kızın kolunu mosmor yaptığının farkında değildi hoş bunu düşünecek kadar sakinde değildi.
"-Sen çaldın! Ver o saati."
Konuşmalardan bir şey anlamayan genç kız;
-"Ne saati ben bir şey almadım" dedi.
-"Yalan söyleme odadan en son sen çıktın,sen aldın"
Bu suçlama karşısında genç kız hem utanmış hemde gözleri dolmuştu.O sırada merdivenden ağır ağır inen Gülizar Hanım;
-"Noluyor burada bu gürültüde neyin nesi".diye sordu.
-"Sen onu bu kıza sor ana babamdan yadigar olan saati çaldı.Odaya ondan başka giren yoktu."
"-Ağır ol oğlum Zeynep öyle bir kız değil.Sen gözünle gördün de mi kızcağızı suçluyorsun."
O sırada yanlarına Cemile hanım da geldi.Gülizar hanımın sözlerinden sonra yüzünü kızına döndü. Zeynebin dolu gözlerini görünce hızla kızının yanına gidip kollarının arasına aldı.
Kızının ezilmesine daha fazla dayanamayan Cemile Hanım;
-"Ben kızımı gayet terbiyeli ve edepli büyüttüm.Kimsenin malında mülkünde gözümüz yok bizim.Yürü kızım gidelim burdan.Ben artık işe gelmiyorum Gülizar Hanım. Bu güne kadar çok emeğiniz geçti Allah razı olsun senden ama daha fazla duramayız."dedi.
Arkasını dönüp kapıya doğru yönelen ana kızı durdurmak isteyen Gülizar hanım oğlunun yaptığı saçmalığın mahcubiyetinden dolayı hareket edemedi.Oğluna sert bir bakış attıktan sonra;
-"Hele bu misafirler gelip gitsin konuşacaz bu konuyu. Bu olay burada kapanmamıştır.
Ağır ağır merdivene doğru ilerleyen kadın zar zor yürüyordu.Merdiven trabzanlarından destek alarak yukarıya çıktı.
Saat epey geç olmuştu ve nihayet dış kapı çaldı ve beklenen misafirler geldi.Gülizar Hanım ve oğlu misafirleri karşılamak için kapıya doğru gittiler.
"-Hoşgeldiniz"
-"Hoşbulduk Gülizar Hanımcım nasılsınız inşallah?"
-"İyiyim Metin Bey çok şükür sizleri sormalı"
-"Bizde iyiyiz elhamdülillah".
Kapıdaki hoşbeş faslından sonra misafirleri misafir odasında ağırladı.Hep beraber Sabri Beyi anmakla geçirdiler zamanı.Cemile Hanım ve Zeynep gittikten sonra evin temizlikçisi Asiye ye kalmıştı sofrayı kurmak.Fakat Ezonun da yardımıyla Kısa sürenin ardından sonunda sofra kurulmuştu.
-"De haydi buyrun sofraya"
-"Ellerinize sağlık herşey çok güzel görünüyor"
"-Afiyet olsun herseyi öz kızım gibi sevdigim Zeynebim hazırladı.
Kurduğu bu imalı cümlede Ömere keskin bir bakış fırlattı.
Geç saatlere kadar kalan misafirler sonunda ayaklanmaya basladılar.Misafirleri uğurladıktan sonra yatak odasına gecen Gülizar Hanım hem yorulmuştu.Hemde olanlardan dolayı canı sıkılmıştı kendi kendine bu konuyu yarın çözmem gerek bu kız bu muameleyi hak etmedi diye mırıldanarak yatağına girdi ve kısa sürede uykuya daldı.
Herkes uyumustu fakat Ömer uyumamıştı çalışma odasında oturmuş çizim yapmakla mesgüldü.Fakat bir türlü isine odaklanamıyordu.Bugün olanlar aklından çıkmıyordu.Bir yandan vicdanı bir yandan da aklı ikisi arasında gidip geliyordu.
Geç saatlere kadar uyanık kalan genç adam masanın üzerinde uyuya kalmıştı.
**************
Zeynep konaktan geldikten sonra tüm gün odasından çıkmamıştı.Üzerine atılan bu suçtan dolayı çok üzülmüştü.Annesi Cemile Hanım olay çıkmasın diye bu durumu eşine ve çocuklarına anlatmamıştı.Fakat büyük oğlu Eyüp birseylerden şüphelenmişti.Her zamanki neseli Zeynep gitmiş yerine durgun asık suratlı biri gelmisti.Olduğu yerden dogrulan Eyüp kardeşinin odasına doğru yürüdü.
"-Müsait misin Zeyno"?
-"Gelebilirsin Agabey"
-"Zeynebim neyin var senin bir şey mi oldu neden durgunsun"?
-"Yok bir şey ağabey hastayım biraz sadece.
-"Hayır.Ben kardeşimi tanırım birsey olmuş hadi anlat güzelim noldu"?
Abisinin bu şefkatli yaklaşımına daha fazla dayanamayan Zeynebin gözlasları arka arkaya akmaya başladı.
-"Ben birsey çalmadım gerçekten."
Konuştuklarndan birsey anlamayan Eyüp eliyle kardeşinin gözyaşlarını sildi.
"-Sakince anlat noldu".
-"Gülizar Teyzenin eşinden yadigar kalan bir saat kaybolmuş.O sırada orda bulunan tek kişi ben olduğum için oğlu Ömer beni hırsızlık ile suçladı.
Duydukları karşısında deliye dönen Eyüp olduğu yerden kalkıp kapıya doğru ilerledi.Askıdan aldığı montunu üzerine geçirip ayakkabısını gelişi güzel giydi ve kapıyı hızla çarpıp çıktı evden.Sinirden ne yapacağını bilemeyen genc adam kendini Ömerlerin kapısının önünde buldu.Gidip Ömere ağzının payını vermek istiyordu fakat olay çıksın istemiyordu haklıyken haksız duruma düşeceklerdi bu yüzden sakin kalmaya çalıştı.Dikkatlice avlunun kapısını açtı ve içeri girdi.Etraf karanlıktı.Isıklar yanmıyordu.Herkesin uyuduğunu düşündü.Tam çıkacakken merdivenden bir karaltının asağıya doğru indiğini gördü.Hemen agacın arkasına saklanan adam gelen kişinin kim olduğunu anlamaya çalışıyordu fakat etraf karanlık olduğundan gelenin yüzü seçilmiyordu.Geri geri kapıya doğru giden adamın ayağı birden çöp kovasına takıldı ve büyük bir gürültü ile yere düştü kova.Aniden gelen sesten dolayı bağıran kişiden gelenin bir kız olduğunu anladı.Hemen refleksle eli ile kızın ağzını kapatan adam kızı duvarın arkasına çekti.
"-Şşşşt sessiz ol uyandıracaksın herkesi"
Adamın elini ağzından hızla ceken genc kız;
-"Kimsin sen napyorsun burada.diye çıkıştı.
"-Sessiz ol söyleyeceğim kim olduğumu.Eyüp ben Ömerin arkadaşıyım .Sen kimsin."
"-Ezo bende kardeşiyim.Ama biraz daha beni sıkıştırırsan abim seni sağ bırakmayacak."
Hızla kızdan uzaklaşan genc adam;
-"Kusura bakma ".dedi
"-Sen ne arıyorsun burada onu söyle".
-"Abin ile konuşmaya geldim ama uyuyor sanırım yarın geleyim ben en iyisi.Senden ricam bu durumu kimseye anlatma yeter."
Ezo abisinin bütün arkadaşlarını tanıyordu. Ama bu adamı hiç görmemişti.Yalan söylüyor kesin diye düşündü.
"-Bir şartım var ama niye kimseye anlatmamı istemiyorsun onu söyle bende kimseye bahsetmem.Hem madem abimin arkadaşısın niye geldiğini saklıyorsun."
-Tamam anlatacam ama burada olmaz "
-Tamam mutfağa gidelim hemen sağdaki kapı ama önce ışığı açayım yine birseyler devirme" diyerek bıyık altından güldü.
Ezo avlunun ışığını açtı.Karşısında gördüğü adamı baştan aşağı süzdü.Aynı sekilde Eyüp de yanan ışıkla birlikte gözlerini Ezodan ayıramadı.Yaklaşık bir dakika bakıştıktan sonra merdivenlerden gelen sesle irkildiler.Telaştan ne yapacağını şaşıran Ezo Eyübü hemen avlunun açık olan kapısına doğru itip"Burada bekle ben gelen kişiyi gönderdikten sonra alıcam seni içeriye eğer gidersen abime anlatırım geldiğini o zaten bulur seni"diyerek kapıyı genç adamın suratına kapattı.O sırada merdivenden inen kişinin annesi olduğunu fark etti.Annesi kızını o saatte ayakta ve kapıda görünce şaşkınlıkla;
"-Ezo napıyorsun kızım bu saatte orada"
Kelimeleri ağızında geveleyen genç kız başta ne diyeceğini bilemedi.Sonra annesine;
"-Su içmeye indim ana,dışarıdan sesler gelince bi bakayım dedim.Köpekler çöp kovasını devirmiş."
Ezo söylediği yalana annesinin inanıp inanmadığını kestiremedi.
-"Tamam kızım geç içeri hava soğuk hasta olacaksın"
-"Tamam ana Allah rahatlık versin"
-"Sağol kızım sanada".
Hızla merdivenlere doğru yönelen genç kız annesi gözden kaybolunca tekrar avlunun kapısına yöneldi. Kapıyı açıp etrafa göz attığında kimseyi göremedi. Tam kapıyı kapatacağı vakit duvarım dibinden çıkan Eyübü gördü.
-"Gittin sandım."
-"Suratıma kapıyı çarptığında gitmeyi düşündüm aslında."
Ezonun ağzından küçük bir kıkırtı kaçtı adamın sözlerini duyunca.
-"Kusura bakma ben korkudan ne yapacağımı bilemedim."
-"Neyse ne için geldiğimi söyleyim sonra da giderim ."
-"Ben Zeynebin abisiyim bugün kardeşime atılan iftira için Ömer denen herife hesap sormak için geldim ama biraz geç bir saatte geldim sanırım.Ama yarın ilk işim o abin olacak herifle hesaplaşmak olacak."
-"Bir yanlış anlaşılma olmuştur Zeynebin asla böyle bir şey yapmayacağını bende annemde biliyoruz.Abim Zeynebi tanımadığı için önyargılı davrandı.Ben abim adına özür dilerim.O da saçmaladığını anlayacak."
-"Özür dilemesi gereken kişi abin olacak herif."
-"Anladım."
-"Neyse merakını giderdiğime göre gideyim artık."
-"Tamam iyi geceler"
-"iyi geceler."
Ezo arkasını dönüp avludan içeri girip kapıyı yavaşça kapattı.
Merdivenleri çıkıp kısa süre sonra odasına vardı.Yatağına uzanıp derin düşüncelere daldı.Kendi kendine"Acaba Eyüp ne yaptı eve gitmiş midir" diye düşündü.Genc adamın yüzü Ezonun gözlerinin önünden gitmiyordu.İçinde anlam veremediği tuhaf hisler oluşmaya başladı.
*****************
Kapıdan dışarı itilen genç adam neye uğradığını şaşırdı.Tam yere düşecekken son anda duvara tutundu.Bir yandan kardeşi Zeynebi düşünüyor sinirleniyordu diğer yandan Ömer denen adamın kardeşi olduğunu söyleyen kara kaşlı kara gözlü dolgun yanakları ve kıvırcık saçlara sahip güzel kızı düşünüp sakinleşiyordu.Uzun süre kalbi ve aklı arasında gidip gelen adam duvar dibine saklanıp kızı beklemeye başladı. Kısa süre sonra kapının tekrar açılma sesini duyup biraz bekledi gelenin Ezo olduğunu görünce duvar dibinden çıkıp kızın yanına gitti. Abisinin yediği haltı anlatırken içinde yine bir sinir oluşmuştu.Kızdan duyduğu sözlerle sakinleşti genç adam. Konuşmaları bitince gitme vakti geldiğini anlayam genç adam "iyi geceler" diyip arkasını döndü. Düşüne düşüne yürürken evlerinin kapısına gelmişti bile.Cebinden çıkardığı anahtarı kapıya takarak yavaşca açtı kapıyı.Sessizce ayakkabısını ve montunu çıkardı mutfağa doğru ilerledi.Dolaptan bir bardak alıp su içti.Az önceki aksiyonun üzerine bu su iyi gelmiş ve adamı kendine getirmişti.Ağır adımlarla odasına doğru yürüdü.Kapıyı açıp güç bela kendini yatağına attı ve kısa sürede uykuya daldı.
******************
Sabahın ilk ışıklarıyla uyanan Gülizar Hanım lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı ardından üzerini değistirip mutfağa indi.Mutfakta sadece evin sürekli çalışanı Asiye vardı.Cemile Hanımların gerçekten gelmediğini görünce hem çok üzüldü hemde oğlunun bu tavrı karşısında tekrar sinirlenmeye başladı.Asiye ye Ezoyu oturma odasına göndermesini söyledikten sonra arkasını dönüp ağır adımlarla avluya ordanda oturma odasına gitti.Yaklaşık beş dakika sonra odaya gelen Ezo:
-"Beni çağırmışsın ana hayırdır birsey mi oldu".
"-Gel kızım otur şöyle"
Annesinin tam karşısındaki divana oturan genç kız dikkatini annesine vermiş onu dinliyordu.