3.BÖLÜM

147 7 1
                                    

Annesinin karşısına oturan genç kızın içini bir korku kapladı.Annesinin bu kadar süre sessiz kalmasına bi anlam veremedi.İçinden acaba dün Eyüpü mü gördü diye geçirdi.Bu ihtimali düşününce birden soğuk soğuk terlemeye başladı.Nihayet annesi söze girdi.
"-Kızım ağabeyin uyandı mı?"
-"Hayır ana henüz kalkmadı."
-"Ağabeyinin dün yaptığı çok ayıptı.Zeynep akıllı terbiyeli bir kız .Ben böyle bir şey yaptığını düşünmüyorum.Kahvaltımızı yaptıktan sonra Cemile Hanımgile gidelim birlikte.Bir özür dileyelim onlar öyle insanlar değil".
"-Haklısın ana ama bizim değil abimin özür dilemesi gerekiyormuş".
Bu cümleyi duyan yaşlı kadının dikkati kızında toplandı.
"-Gerekiyormuş derken.Kim dedi bunu sana?"
Pot kırdığını fark eden genç kız ne diyeceğini bilemedi.Az kalsın Eyübün dün geldiğini söyleyecekti.Hemen kendini toparlayarak;
"-Yani bence abimin özür dilemesi gerek ben öyle düşünüyorum ana".
Kızına şüpheyle bakan kadın çok üstelemedi
-"Haklısın ama abin inat hala Zeynebin aldığını düşünüyor.Biz bi gidip konusalım Cemile Hanım ile tatlıya bağlayalım"
-"Peki ana.İzninle ben kahvaltıya yardım edeyim.Asiye tek başına yetiştiremez."
Oturduğu yerden kalkan genç kız mutfağa doğru ilerledi.
***********************
Sabahın ışıklarıyla gözünü aralayan Ömer hafifçe dogruldu.Oturduğu yerde uyuya kaldığından dolayı heryeri tutulmuştu.Acı içinde ayağa kalktı ve odada bulunan kanepeye uzandı.O sırada elinin çarptığı küllük koltuğun arkasına düştü.Ayaga kalkıp koltuğu çekti ve elini uzatıp küllüğü almaya çalıştı.O sırada eline gelenin baska birsey olduğunu fark etti.Elini çektiğinde avucunun içinde duran şeyi görünce şok olmuştu.Babasının saatiydi bu.İki gün önce yattığı kanepede çıkarmıştı o ara koltuğun arkasına düşmüş olabilceğini düşündü.İçinde oluşan pişmanlık hissi tüm bedenini sardı. Uykusu tamamen kaçmıştı.Nasıl bir hata yaptığını düşündü . Uzun süre saate baktıktan sonra kapının çalmasıyla kendine geldi.Daha gir demeden açılan kapıdan bir adam girdi.Bu Eyüpün ta kendisiydi.Ve yanında Ezo.
-"Ağabey bu adam seninle konusacakmış.Arkadaşın olduğunu söylüyor."
-"Tamam Ezo sen çıkabilirsin"
Kapıdan çıkan genç kız ardından kapıyı kapattı ama içerde neler olduğunu da çok merak ediyordu.Eyüp Ömerin konuşmasına izin vermeden yakasına yapıştı.
"-Sen kim oluyorsun da kardeşimi hırsızlık ile suçluyorsun lan".
Ömer Eyübün elini yakasından sert bir şekilde çekti.
-"Sakin ol önce otur konuşalım".
"-Ne konuşacağım seninle ulan.Sen o kızın dünden beri ne halde olduğunu biliyor musun?"
"-Yanlış bir anlaşılma oldu.Ben kendisinden de özür dileyeceğim merak etme.Ama benim evimde benimle bu şekilde konuşmaya devam edersen sakinliğimi koruyamam".
-"Özür dilesen iyi olur yoksa bende sakinliğimi koruyamam ". diyerek kapıya yöneldi Eyüp.Bir hışımla kapıyı açıp sert bir şekilde kapattı hızla kendini avluya attı.Onu gören Ezo hemen yanına koştu.
-"Noldu ne konuştunuz?"
Eyüp o kadar sinirliydi ki kızı duymamıştı bile.Avlunun kapısını açıp çıktı dışarı bir an önce bu evden gitmek istiyordu.Hem sorusuna cevap alamayan hemde görmezden gelinen Ezo adamın bu tavrına hem üzülmüş hemde oldukça bozulmuştu.

**************
Zeynep sabah her zamanki gibi ezan vakti uyanıp abdestini almak için banyoya girdi.Abdestini alıp odasına geri döndü.Dolaptan seccadesini alıp yere serdi namazını kılıp dün ona yapılan haksızlığın ortaya çıkması için Allaha dua etti. Seccadesini topladıktan sonra kahvaltı hazırlamak için mutfağa doğru yöneldi.Çay suyunu ocağa koyup kahvaltılıkları mutfak tezgahına çıkardı. O sırada annesi de uyanıp namazını kılmış kızının yanına mutfağa girmişti.
-" Hayırlı sabahlar yavrum."
-" Hayırlı sabahlar ana."
-" Kahvaltıyı hazırlayalım da bizde taralaya babanlara yardıma gidelim ".
-"Tamam ana ben çocukları kaldırayım.Babamlar yesin gitsin biz de evi toparlar öyle gideriz."
-"Tamam yavrum".
Yaşlı kadın her ne kadar belli etmesede kızının iyi olmadığının farkındaydı.İlk defa böyle bir durum ile karşı karşıya gelmisti genç kız.Dolayısıyla bu iftirayı yedirememişti kendine.
"-Hayırlı sabahlar anam".
-"Hayırlı sabahlar Semihim".
Genc adama annesinin yanğına bir öpücük kondurduktan sonra yerde olan sofraya oturdu hemen.
"-Dur oğul daha hazır değil sofra".
-"Bisey olmaz ana hemen çıkmam lazım birkac işim var iki lokma yesem yeter".
-"Ama öyle aç açına olmaz oğul dur ben sana ekmek arası yapayım."
Ekmeği ikiye bölen yaşlı kadın icini peynir domates zeytinle doldurduktan sonra oğlunun eline tutuşturdu.Bir bardak da çay verdikten sonra eşi ve büyük oğlunu uyandırmaya gitti.Tam o sırada kapıda ikisiyle burun buruna geldi.
"-Bende sizi uyandırmaya geliyordum bey".
-"Senin güzel sesin odaya kadar geliyordu biz de uyanmak düşer hanım ".
Hüseyin Beyin bu konuşması Cemile Hanımı utandırmıştı.Eyüp ve Semih ise bir birlerine bakarak sırıtıyorlardı bu durum karşısında.
"-Hadi o zaman sofraya". diyebildi yaşlı kadın.
"-Ana Zeyno nerde".
"-Ne yapacaksın oğlum kardeşini birsey istiyorsan bana söyle".
Eyübün Zeynebi sormasandan şüphelenen kadının içini korku kapladı acaba öğrenmiş midir hırsızlık mevzusunu diye düşündü.
"-Hiç ana ayakkabımı sildi mi diye soracaktım dedi genc".
İçi biraz olsun fetahlayan kadın:
-"Çocukları uyandırmaya gitmişti en son ".diyebildi.
Çocukların olduğu odaya doğru giden genç adam Zeynebi çocukların üzerini değiştirirken gördü.
Kendi kendine Zeynebin onun için ne kadar kıymetli olduğunu düşündü.Sırf onlar için okumamıştı genç kız her sabah onlardan önce kalkar kahvaltılarını hazırlar , her ihtiyaçlarını giderirdi.Kardeşine atılan bu iftiradan dolayı yine içinde bir sinir oluşmuştu.Tüm bunlar yetmezmiş gibi içten içe dün konakta gördüğü Ezonun yüzü gözlerinin önünden gitmiyordu.Dün geceden beri içinde değişik hisler oluşuyordu genç kızı düşünürken.Kardeşinin yüzüne bakamıyordu bundan dolayı.O yüzden arkasını dönüp mutfağa doğru gitti tekrar.
Zeynep kardeşlerinin üstlerini değiştirdikten sonra onları da önüne katarak salona doğru yöneldi.
Salona girdiğinde Semih abisi hariç herkes sofradaydı.Genç kız da sofraya oturup kardeşlerine kahvaltılarını yaptırdıktan sonra okula göndermek için onlarla kapının önüne kadar gitti.
Geri eve girdiğinde babasıyla abisinin tarlaya gitmek için hazırlandığını gördü.
Babası Hüseyin bey ceketini giyip dış kapıya doğru adımladı.
-"Hadi kolay gelsin size hanımlar ."
-"Kolay gelsin bey siz çıkın bizde evi toparlar ardınızdan geliriz."diye cevapladı kocasını Cemile hanım.
Zeynep'le annesi onları yolcu ettikten sonra sofraya oturup kahvaltılarını yaptılar.
Kahvaltılarını yapan anne kız sofrayı kaldırıp evin işlerini el birliğiyle yapıp tarlaya gitmek için hazırlandılar.
Tam o sırada dış kapının çaldığını duyan Cemile hanım;
-"Yavrum sen babangilin öğlen yemeğini sepete yerleştir ben kapıya bakayım."
-"Tamam ana."
Cemile hanım çalan kapıyı açmak için kapıya doğru adımlarken Zeynep'te mutfağa doğru yöneldi.
Kapıyı açan Cemile hanım gelenleri görünce şaşırmıştı.
-"Hayırlı günler Cemile hanım "
-"Hayırlı günler Gülizar hanım hoşgeldiniz ."
-" Hoşbulduk biraz konuşabilir miyiz."
-"Tabi buyurun içeriye geçelim."
İçeriye geçen hanımlar salona doğru giderken mutfaktan çıkan Zeynep karşısında Gülizar hanımla Ezoyu görünce tıpkı annesi gibi şaşırmıştı.
-"Hoşgeldin Gülizar teyze sen de hoşgeldin Ezo."
-"Hoşbulduk yavrum nasılsın."
-"İyiyim siz nasılsınız."
-"İyiyim bende yavrum."
Salona geçen hanımlar karşılıklı divanlara oturdular.Cemile hanım kızına mutfağı işaret ederek çay yapması için kaş göz yaptı.Annesini hareketiyle Zeynep oturduğu yerden kalkıp mutfağa doğru adımladı.
Gülizar hanım söze nasıl başlayacağını bilemiyordu.
"-Cemile Hanımcım siz bizim emektarımızsınız.Bunca zaman bize emek verdiniz acımızı mutluluğumuzu paylaştınız.Bende kızımda Zeynebin böyle bir şey yapmadğndan eminiz.Gelin görün ki Ömer sizi tanımadığı için böyle yaptı.Tabiki bu onu haklı çıkarmaz ama biz sizin gibi değerli çalışanlarımızı kaybetmek istemiyoruz.Zaten ömer de bu yatığımdan dolayı çok pişman gelmeye yüzü yok.Onun adına özür dilerim sizden.
Yaşlı kadının dedikleri Cemile Hanımın kalbine dokunmuştu.
-"Bizde sizi çok seviyoruz Gülizar hanımcım çok emeğiniz var üzerimde ama artık orda çalışmak doğru olmaz Ömer beyin yaptığından sonra."
-" Cemile teyze nolur hemen karar verme."
Zeynebin içeri girmesiyle hanımların konuşması bölündü.Ezo çayları koyması için köşedeki sehpaları  alıp annesiyle Cemile hanımın önüne koydu.Zeynep Ezonu koyduğu sehpalara çayları ve dün yaptığı keki  yerleştirdi.
Tam o sırada dış kapının çaldığını duyan genç kız kapıya bakmak için ayaklandı.
Kapıyı açtığında karşısında gördüğü Ömer Ali'yle şaşırdı.Hemen kendine gelip sert bir ifadeyle;
-"Senin burda ne işin var " dedi.
-"Biraz konuşabilir miyiz Zeynep "
-"Konusacak birşey kalmadı diye düşünüyorum.Herseyi dün söyledin zaten."
"-Haklısın ama dinle beni".
-"Sen beni dinlemiş miydin ki ben seni dinleyeyim".
Zeynebin bu tavrı karşısında ufaktan sinirlenen adam;
-"Ya özür dilemek istiyorum ama sen buna fırsat vermiyorsun."dedi.
-"Bu kadar kolay yani.Önce iftira at sonra özür dile ne güzel iş ya".
-"Haklısın kendimi nasıl..."
Semih in gelmesiyle cümlesi yarıda kesildi genç adamın.
-"Noluyor burda.Sen kimsin?"
Abisinin sesiyle irkilen genc kız ne yapacağını şaşırdı olanlardan abisinin haberi olsun istemiyordu.
"-Hiç ağabey Gülizar Teyzenin oğlu hani çalıstğmz konağın hanımı olan.Annesini ve kardeşini almaya..
Genc kızın lafı Ömer in araya girmesiyle kesildi.
-"Ben Ömer Eroğlu"
Ömerin kendinden emin tavrı Semih in dikkatini çekmisti.Karşısındaki adamın uzattığı eli sıkarak;
"-Bende Semih Arslan".
Semih de en az Ömer kadar kendinden emin konuşmuştu.İki adamın birbirlerine bakışları kısa sürdü.
"-Ömer oğlum ne işin var senin burda?
"-Sizi almaya geldim ana"
Semihim süphelenmemesi için gerçeği gizleyen Ömer annesini ve kardeşini de alıp konağa döndü.

ZeynepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin