az önce ne yapıyordum biliyor musunuz? Nerede nasıl kaldığımı unuttuğum için son bölümü tekrar okudum jndkdnkdnd
💖 sizi seviyorum iyi okumalarr<33
------------'~
Ülküden
Kızlarla ayrıldıktan sonra Tuana ile birlikte kalmıştık. O önden ben arkadan gidiyorduk.
"Bebeğim bence geri dönüp Leya ve Defne'yi aldıktan sonra eve geri gidebiliriz ne dersin?"
Bana doğru bakıp söylediğim şeye göz devirince ben de ona göz devirdim.
"Ama Tuana bebeğ-"
"Ülkü! Sen istersen git ben tek başıma da devam edebilirim" Afallamış bir şekilde ona bakıyordum. Beni hemen nasıl bu kadar kolay terk edebiliyordu?
"Off burada böcek falan yoktur değil mi? Her yerde çamur. Tuana bebeğim neden geldik ki buraya"
"Üstünün başının, kirlenmesini istemiyorsan buraya beyaz giyinip gelmeseydin Hilal" Dudağımı büzüp başımı önüme eğdiğimde şefkatli sesini duydum.
"Tamam üzülme, ama ben de çok stresliyim senin saçın başınla uğraşacak durumda değilim" Gülümseyerek başımı kaldırdığımda onun da bana gülümseyerek baktığını gördüm.
Tuana küçük kız kardeşim gibiydi. Genelde her şeyi birlikte yapardık. Leya ve Defne'yi tabii ki de ayırmıyorum onları da çok seviyorum ama Tuana'nın yeri bende başkadır. Öz kardeşim gibi koruyup kollar beni, ben de onu. Kimse bana böyle anlayışlı ve güzel davranmamıştı.
Yani abimden sonra...
Biraz ilerledikten sonra Tuana beni durdurdu. Ne oldu diye ona baktığımda ileriden sesler geldiğini duydum.
"Benim işim gücüm yok size böyle bir şey hazırlayacağım zaten değil mi? Hem benim hazırladığım şakalar daha kalitelidir böyle uçuk kaçık, saçma salak olmazlar"
"Demek ki o kadar çok şey yaşatmışsın ki bize, en ufak durumda seni buluyoruz"
"Ne alakası var yaa"
Bir ağacın arkasına geçip seslerin kimlere ait olduğunu görmek için ağacın arkasından kafamızı uzattık.
Baktığımızda Deniz ve Çağan'ı görmek bizi şaşırttı mı? Evet
Yanlarına gittiğimizde tabii ki bizim kadar onlar da şaşırdı.
Durum özetle bize gelen mesajın aynısı onlara de gelmiş. Abartılacak bir şey yok.
"Bu ne?" diyerek önümdeki küçük sandığı gösterdim. Deniz hemen peşine açıklama yaptı.
"Biz geldiğimizde burada duruyordu ama açmak için anahtar lâzımmış"
"-mış mı?" anlamayarak ona baktığımda kafasını salladı bu sefer araya çağan girdi.
"Üstünde bir not vardı ve 'anahtarı bulun sandığı açın' yazıyordu." Söylediklerine karşın Tuana ofladı, ardından söze girdi.
"E buldunuz mu bâri?" Çağan hayır anlamında kafasını iki yana sallayınca Deniz oradan konuştu.
"Ben buldum" Hepimiz aynı anda ona baktığımız da elindeki küçük anahtarı gösteriyordu.
"Lan madem buldun niye bana iki saattir aratıyorsun oğlum?"
"Eğleneyim diye" Çağan ona öfkeli bir bakış atarken ben anahtarı elinden alıp sandığa yöneldim. Anahtarı küçük yuvasına sokup sağa doğru çevirdim ve bir çıt sesi geldi. Yavaşça ufak sandığın kapağını açtığımda içinden diğerine göre daha büyük bir anahtar daha ve bir not çıktı.