Saklı Mikaelson

Bölüm 14 ( Final )

Yazarın Anlatımından

Hepsi zaferlerini Daima ve Sonsuza Dek diyio taçlandırırken Sabrina yığıldığı yerden sürünerek kalktı ve eline ak meşe kazığını alıp öfkeyle Reginaya koşuyordu. Zafer sevinciyle onu kimse göremezken Mikael Mikaelson hayatında ilk defa korkuyu hissederek :
- HAYIR KIZIM, diye bağırdı ve herkes ona bakarken o Regina'ya sarıldı.

Sabrina ak meşe kazığını Mikael'a sapladı yanlışlıkla. Elijah, Sabrina'nın kalbini söktü. Ve Regina şaşkınlıkla yere yığıldı kucağındaki babası ile.

Regina gözyaşı akarken :
- Neden ? Diye fısıldadı.

Freya korkuyla babasının yanına çöktü ve ağlamaya başladı. Freya :
- İyileştiremeyiz ölüyor, dedi ak meşe kazığına bakıp.

Kızlarına bakan Mikael Mikaelson :
- Sizi çok sevdim hemde çok. Beni affet Regina..öhhöö...sana acı veren her şey için affet beni..öhhöö...kızımmm, dedi.

Regina burnunu çekerek :
- İlk defa bir babam olduğunu bana hissettirdin. Sırf bunun için seni affediyorun ama keşke..keşkee hepimize babalık yapsaydın, dedi. Ve ona son kez pişman bakan babasının renginin solmasına ve bedeninin kuruyup kül olmasına şahit oldu.

Mikaelson kardeşler birbirleirne baktı. Kan ve kül kokan ve ormana baktılar. Burası onların sonu değil başlangıcıydı.

1 yıl sonra

Regina Mikaelson'un Anlatımından

Kol'un ikide bir Tristan ile beni yalnız bırakmamasından bıktım. Ya Klaus'a ne demeli resmen vampirleri peşime taktı Tristan ile buluştuğumda. Elijah gidip üstüne Tristan ile kılıç talimi yaptı ve yaraladı. Bu da yetmezmiş gibi Tristan'ın kaçık kız kardeşi Aurora'da bizi yalnız bırakmıyor kafayı yiyeceğim.

Odamda volta atarken Hayley, Rebekah ve Freya yanıma gelediler. Rebekah :
- Resmen kafayı yediler ya o Aurora'ya ne demeli her gün burada bıktım artık. Cami ise çıldırma noktasında !

Hayley :
- Elijah ise çok gergin

Freya bana acıyarak bakıp :
- Sevgili kız kardeşim anlaşılan uzun zaman daha Tristan ile kavuşamayacaksın, dedi.

Oflayarak yatağa oturdum ve :
- Tristan de Martel'e aşık olduysam ne olacak sanki iyice abarttılar ! Diye bağırdım.

Kol hızla kapıda belirdi  :
- Aşık olacak başka birini bulsaydın !

Sinirle ayağa kalktım :
- Nesi var benim için ölümü bile göze alan, yakışıklı, anlayışlı, inatçı, gıcık, asil biri işte !

Rebekah :
- Kimse sevdiğini bu kadar aynı anda sevip sövemez, dedi şaşkınca

Hayley :
- Katılıyorum, dedi.

Oflayarak odadan çıktım ve evden çıkacakken Klaus :
- Nereye ? Dedi.

Sinirimi zar zor bastırıp ona döndüm :
- Tristan ile bulaşmaya, dedim.

Klaus :
- Bende geliyorum, deid içkisini bir kenara bırakıp.

Ben :
- Klaus bak Tristan gerçekten beni seviyor ve size bile benim için katlanıyor yaptığınız yanlış, dedim.

Klaus sinsice sırıttı ve :
- O zamam bugün ona bir soru sor ve bende seni izleyeceğim. Eğer o soruya senin istediğin cevabı verirse sana gerçekten aşık , dedi göz kırpıp.

Anlamazca ona baktım :
- Ne sorusu ?

Klaus :
- Ona..ne olursa olsun bizi bırakmayacağını ve sonsuza dek bizimle yaşayacağını söyle, dedi.