Esir

28 3 0
                                    


Elimdeki yemekleri ona götürüyordum,şüphelerim artmaya başlamıştı.Bu kız o olmayabilirdi, olsaydı belki benim gibi gözlerinden tanırdı?

Kapısını açtığımda yorganı fırlatarak yataktan kalkıyordu,yeni uyanmıştı.
Elimdekileri masaya koyup ayağımla kapıyı kapattım.

"Sana yemek getirdim"
Cevap vermek yerine nefretle bana bakıyordu,bir anda ayağa kalkıp üzerime yürüdüğünde gerilediğimin farkına duvara çarptığımda vardım.Yumruk yaptığı elini sertçe yüzüme geçirdi,benim ise yapmam gereken tek şey yumruğumu sıkıp yapacaklarına katlanmaktı.

Kapıyı açmaya çalıştı,ama onun kartı yoktu.Daha da öfkelenmiş bir şekilde bana baktı.

"Aç şu kapıyı!" Onun sesini ne kadar hayal mayal hatırlasam da benzediğini farkettim.

"Yemeğini ye,kapıyı açarsam gidersin"

"Açmazsan da giderim! Ben özgür bir kızım,beni burda böylece esir alabileceğini mi sanıyorsun?"

O güç vardı,ama bu sefer savaştığım kişi kendi çıkarım içindi.Gitmesine asla izin vermem.Onun özgürlüğü benim karşıma çıkana kadardı.

"Bunu düşünmen bile çok saçma,fazla direnme yemeğini ye.Sana zarar vermekten çekinmiyorum.Dünü yaşamak istersen sen bilirsin"

Kapıya yöneldiğimde sırtımda keskin bir acı hissettim.O çatalı tepsiye koyanın aklını seveyim.Olduğum yerde kalakaldığımda yavaşça ona döndüm.O da aynı şaşkınlıkla bana bakıyordu,sanki kendisi yapmamış gibi.

"Naptın kızım sen" zorlukla konuştuğumda cevabını hiç geciktirmedi.

"Kaçırmicaktın oğlum beni!"

Kapının önündeki beni hiç düşünmeden itikledi ve arka cebimdeki kartı alıp kapıya okuttu.

Zorla hareket ediyordum,hareket ettikçe sırtımdaki çatal sırtımı daha da açıyordu.Kaçmak üzereyken saçından yakalayıp odanın içine,yere savurdum.Eğilemiyordum ki kartı alayım!

"Mahir!,Kutay! 5 numaralı odaya gelin hemen!"

Bu durumda ancak onlar durdurabilirlerdi.Kız hemen toparlanıp bana bir yumruk daha çaktığında yüzüstü duvara yapıştım.Dayanacak gücüm yoktu,kız yanımdan geçerken tutmak için elimi uzattım ama sıyırıp gitti.Pes ederek yatağın üzerine yüzüstü yattım, gözlerim çok acıyordu,hele sırtımın acısını tarif edemem.

Gece Soydan

Yaptığım şeyin cezasını açlıkla ve onun uyanmasını bekleyerek,karanlık bir odada çekiyordum.Saatler oldu ve sanırım hâlâ uyanmadı,yada beni burada unuttular!
Sanırım yaptığım şeyden pişman olmaya başlamıştım, aslında olmamalıydım! Ona özgür bir kız olduğumu söylemiştim ama o beni zorla o aptal yerde tutmaya devam etmişti.Açlıktan karnım guruldayamaya başlamıştı,kendimi ne kadar zorlasam da zifiri karanlıktı.Yavaşca ayağa kalktım ve minik minik adımlarla yürümeye başladım,nereye gittiğimi bilmiyordum.Umarım bir an önce uyanırda bu lanet yerden çıkardım,sonra hepsinin cezasını bir bir ödeteceğim.Elim bir duvara çarptığında bir tık rahatladım,en azından şuanlık bir bilinmezlik içinden çıkmıştım.Elimi duvarda biraz gezdirdikten sonra ışığı aramaya başladım ama elime bambaşka birşey geldi,bir örümcek ağı!

Büyük bir çığlıkla ellerimi birbirine sürtüp vuruyordum,Allah kahretsin!
Sinirden gözlerim dolmuştu,artık ellerimi duvara da sürtmüyordum.Belki de şuan örümceklerle dolu bir odadaydım!
Olduğum yerde kalakalıp bekledim,belki yarım saat,belki de 1 saat sonra kapı açıldı.Ne kadar ağladım bilmiyorum.Işıklar açıldığında odanın zincire vurulu cesetlerin isteketleriyle,dokunduğum duvarın aslında ceset olduğunu,ve o ağın o cesete ait olduğunu gördüm.Korkuyla nefes nefese kaldım,ellerim titriyordu.Cezamı psikolojimle'mi keseceklerdi?

ÖLÜMLE YAŞAM ARASINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin