Firar

18 3 0
                                    

Yavaş yavaş odamdan çıkmaya başlamıştım.Odamdan çıkıp onun odasının kapısının önünde bir süre durdum.Kapıyı tıklattım ve sabırla çıkmasını bekledim, açmamıştı.Bir kaç kez daha çaldım ve kapıyı hala açmayınca aşağıda olduğunu düşündüm.Merdivenleri inip aşağıdaki bütün heryeri gezdim,Kutay'ı,bana yemek getiren o çocuğu ve beni o odaya kitleyen diğer çocuğu.O an aklıma geldiğinde onlara göz devirip arkamı döndüm ve mutfağa gitmek için yeltendim.

"Birini mi arıyorsun?" Bu ses kaçıran diğer çocuğa aitti.Şuan geri cevap vermeyecek kadar merak içerisindeydim.

"O nerede?"

"Kim?" Hepsinin gözleri beni bulmuştu

"Bu eve kaç kişi girip çıkıyor da kimin olduğunu soruyorsunuz?" Sesim biraz yüksek çıkmıştı,cehalete tahammülüm asla yoktu.

"Kızım peki burda olmadığına göre nerede olmasını bekliyorsun? Odasındadır nerede olacak"

"Odasında yok, kapısını çaldım ama açmadı"

Mahir güldü.

"Sen onun kapısına mı gittin?"

"Evet ne var?"

"Tamam,bir şey demedik sakin ol"

Onlara göz devirip tekrar odasının yolunu tuttum.Kapısına bu sefer tekme attığımda saniyeler sonra kapısı açıldı.

"Napıyorsun sen?"

"Niye açmıyorsun lan kapıyı! İki saattir vuruyorum,delirdim şurada!"

"Şarkı dinliyordum duymadım"

"Tamam her neyse affetim bidaha olmasın.Konuşabilir miyiz?"

"Konuşuyoruz zaten?"

Boş ve bıkkın gözlerle ona baktım,safa yatıyordu.

"Tamam ne konuşacağız?"

ona sormadan odasının içine yürüdüm ve yatağa oturdum.Kapıyı kapatıp çalışma masasına yaslandı.

"Adımı nerden biliyorsun?" Derin derin bana baktığında sabırla birşey söylemesini bekledim.

"E hadi ama?"

Tam bana odaklanıp bir adım atacakken bir ses duyduk ve ikimizin de kaşları çatıldı.Ağlama sesi.

Arın hızla yanımdan geçip odadan çıkarken ağzım açık arkasından bakakaldım,tam da söyleyecekti!Peşinden aşağı indim ve onu gördüm.Bana yemek getiren çocuk elini tutmuş zırıl zırıl ağlıyordu,sorun şu ki tuttuğu elinden bardaktan boşalırcasına kan akıyordu.

"Ne oldu lan böyle?"
Arın hemen bir bezle elini sarmaya başlamıştı.Yaklaşıp eline baktım ve neredeyse kopacak derinlikte kesildiğini gördüm.

"Sakin ol Alperen sadece ufak bir kesik, ağladığın için canın daha çok yanıyor." Ne saçmalıyor bu?

"Kutay, arabayı hazırla bir hastaneye gitmemiz gerek"

Ufak bir kesik içinmi? Ah,hiç gerek yok..

Kafamı kaldırdığımda elinde bıçağı tutup kan ter içinde, ağlamaya ramak kalmış Mahir'i gördüm.

"Niye kestin lan çocuğun elini!"

"Bilerek yapmadım!"

"Çocuğun elinden oluk oluk kan akıyor ya kan kaybından ölürse!"

Dediğimde Alperen daha çok ağlamaya başladı,hedefime ulaşmıştım.

"Sence bunu konuşmanın sırasımı Gece!" Arın gereksizce bana yükselmişti.

ÖLÜMLE YAŞAM ARASINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin