15'

5.1K 472 47
                                    

Taehyung'un Ağzından

Arabamla siteye ulaştığımda, misafir girişi için ayarlanmış otoparka arabayı yerleştirip etrafı gözlemlemeye başlamıştım. Seokmin'in hangi katta oturduğunu bilmiyordum, hangi blokta oturduğunu da bilmiyordum. Elim telefonuma gittikten sonra Seokmin'e mesaj atıp otoparkta olduğumu söylemiştim ve Seokmin beklememi birazdan geleceğini söylemişti.

Elimdeki poşetleri tutarken beş dakika boyunca otoparkta oyalanmış, ardından Seokmin'in "Taehyung!" diyerek seslenmesiyle gülümsemiştim.

Lisedeki gibi temas endişem kalmadığı için Seokmin ile kısa bir sarıldığımızda "Hadi gel dışarısı soğuk, eve geçelim. Birazdan Jisoo ve diğerleri de gelir." diyerek kolumdan tutarak beni ailesiyle bir araya getirmek için sürükledi.

Beraber asansöre bindiğimizde "Çocuklar seni görünce çok şaşıracaklar, hatta eşime bile söylemedim sürpriz olsun diye." diyerek gülümsediğinde sırtını aynaya yasladı. Dudaklarımı birbirine bastırıp ona döndüğümde ise "Umarım severler beni." demiştim endişeyle.

Genelde ilk tanıştığım kişiler tarafından sevilmezdim, bunu sektörde çokça yaşamıştım ve haliyle insanın içinde sürekli sevilmeyeceği hissiyatı kalıyordu. Seokmin dirseğini koluma hafifçe vurarak yanıtladı beni. "Saçmalama sen de, seni kim sevmesin? Çocuklar şarkılarına bayılıyor diyorum, karım da severek dinleyen bir dinleyicin. Nasıl sevmesinler seni?"

Dedikleriyle birlikte gülümsedim. Asansörde bizden başka iki kişi daha vardı ve asansör bizim ineceğimiz katta durunca Seokmin rahatlıkla geçmeme yardımcı olup diğer komşularına "İyi akşamlar efendim." diyerek selam vermişti. Komşuları da gülümseyerek yanıtladığında beraber kapılarına doğru adımlamaya başlamıştık ve ellerimin içi terlemeye başlamıştı çoktan.

Heyecanlanmaktan kendimi alıkoyamıyordum ve Seokmin kapısının şifresini girip açtığında içeri girip onun bana terlik vermesini beklemiştim. Seokmin önüme beyaz bir çift kışlık terlik uzattığında giyerek teşekkür etmiş ve montumu ona uzatmıştım.

"Çocuklar, neredesiniz?" diyerek seslendiğinde ikisi de koşa koşa yanımıza geldi. İkisi de ilk önce bana gözlerini kısarak bakmışlardı ve ister istemez gerilmiştim ama gülümsüyordum da. İçlerinden biri işaret parmağını çenesine yaslayarak kardeşine hitaben konuşmuştu. "Haewon sence de amca çok tanıdık gelmiyor mu sana da?"

"Evet geliyor Minho." diyerek birbirleriyle iletişim kurduklarında Seokmin gülerek "Hani televizyonda şarkıları çalınca ekrana koştuğunuz amcanız işte, demiştim size arkadaşım o benim diye inanmamıştınız bakın işte getirdim onu size." yanıtladı ve ikizlerin bakışları anında şaşkın bir ifadeye büründü.

Hem makyajsızdım, hem de sahnedeki gibi ışıl ışıl parlamıyordum. Normal bir bireydim ve onlar da haliyle böyle kişilerin televizyonda olduğunu sanıyor olmalıydılar. Sonuçta küçüklerdi. İkisi de elime uzanıp beni çekiştirmeye başladığında Haewon gülerek bana sordu. "Amca bugün bize televizyonda yaptığın gibi dans etmeyi öğretir misin?"

Kardeşi de onun gibi ısrar etmeye başladığında Seokmin "Çocuklar hani, Jeongguk amcanız gelecek Mingyu amcanız oyuncaklarla oynasanız? Olmaz mı?" diyerek beni kurtarmaya çalıştığında gülerek yanıtlamıştım. Bu sırada ellerim ikizlerin saçlarını okşuyordu. "Sorun yok birkaç hareket öğretirim tabii ki. Ama size birkaç hediye almıştım görmek istemez misiniz?" diyerek elimdeki iki poşeti onlara uzattığımda akılları dansı unutup hemen poşetlere uzanmışlardı.

Dediğim gibi çocuklardı ve eğlence arıyorlardı. Seokmin koltuğu işaret edip oturmamı sağladığında Seokmin'in eşi de mutfaktan çıkıp "Hayatım kimse gelmedi mi?" diyerek sorgulamaya başlamıştı ki beni görünce durdu bir süre.

if i am wrongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin