if i am wrong

22'

Yılbaşı, Taehyung'un Ağzından

Ellerimin içi heyecandan terliyor, zihnimi her şeyin güzel geçeceğine inandırmaya çalışıyordum. Jeongguk'un ailesinin evinde olacak yılbaşı için bütün grup oraya gidiyorduk ve Jeongguk'un ailesiyle 8 yılın ardından karşılaşacaktım. Verecekleri tepkiyi çok merak ediyordum, Jeongguk onlara her şeyi anlattığını söylediğinde çok endişelenmiştim. İster istemez olan bir şeydi.

Jisoo, Seokmin ve eşiyle olduğum araç, Jeongguk'un evine yaklaştığında, ellerimle oynamayı bırakıp arkadaşlarıma bakmıştım. Dün doğum günümüzü hep beraber kutlamıştık, Mingyu hoşlandığı alfanın kafesini özel olarak kapattırmış, Seokmin'in eşi bizim için pasta yapmıştı. Jimin iş bahanesiyle beni oyalarken; Seokmin, Seokjin ve Jeongguk kafeyi hazırlamaya yardımcı olmuş, daha sonra Jimin beni ve Jisoo'yu kafeye getirerek doğum günümü hep beraber kutlamıştık.

Jeongguk doğum günü hediyesi olarak ikimizin parmağına da bir çift yüzüğü takmıştı. Arkadaşlarım ise çok güzel hediyeler almışlardı bana, Jimin benden habersiz şirketi kurmuştu ve bu benim için çok güzel bir haberdi. Seokmin şirketin yatırımcılarından biri olmuştu ve kurulan şirketin altında bir idol olmuştum.

Mingyu ve Jisoo ise bana bir takı hediyesiyle gelmişlerdi ve gerçekten pahalı takılardı. Ben de Jisoo'ya bir saat almıştım, bayılırdı. Seokjin ise bana güzel bir ceket almıştı ve şu anda da onun bana aldığı ceketi giyiyordum.

Arabadan inerek kapıya doğru yürüdük ve Jisoo kapı ziline basarak kısa bir bekleyişe sürükledi bizi. Bu gerginlikle baş etmeye çalışırken açılan kapıyla birlikte karşımızdaki bedene baktım, Jeongguk'tu. İçim bir nebze daha rahatlarken Jisoo ve Seokmin selam vererek içeriye girmiş, ben de kollarımı Jeongguk'un sırtına doğru birleştirerek sarılmıştım.

Saçlarımı öptüğünü hissettikten sonra feromonlarım rahatladı. "Gergin misin?" feromonumdan anladığı her haliyle belli olan Jeongguk'un sorduğu soruya "Biraz." diyerek yanıt verdiğimde, Jeongguk'un anlık gülüşünü duydum. Ondan ayrıldığım gibi alnıma kondurduğu ufak buse ile mırıldandı. "Gerilme, her şey çok güzel geçecek."

Tuttuğu elimle birlikte kapıyı kapatıp içeriye beni sürüklemeye başladığında kalabalık aile ortamına göz gezdirdim. Jeongguk'un dediği gibiydi, kalabalıktı. Tanımadığım birkaç beden ayrı bir köşede otururken bizimkiler ve Jeongguk'un ailesi onların karşısındalardı ve sohbet ediyorlardı normal bir şekilde.

Jeongguk beni arkadaşlarımızın yanına doğru götürdüğünde yanına oturmamı sağlamıştı. Geldiğimi fark eden aile, Bay Jeon'un "Hoş geldin Taehyung, nasılsın?" sorusuyla başladı. Gülümseyerek ve oynadığım ellerimle birlikte onu yanıtladığımda, yakında akraba olacakları ailenin beni tanıdığını az çok anlamıştım. Fısır fısır konuşuyorlardı, ne dediklerini anlamasam da onların fısıltı aracılığıyla konuştuğunu anlayabiliyordum.

Jeongguk beni ve arkadaşlarımızı tanıştırmadığını fark ederek abisinin nişanlısının ailesine döndüğünde, önce bizimkileri işaret etti. "Tanıştırmayı unuttum, bunlar arkadaşlarım..." Daha sonra beni işaret ederek "... ve erkek arkadaşım." diye ekledi ve daha çok utanmamı sağladı.

Normalde binlerce insanın arasında sahne alıp saatlerce şarkılar söyleyebilen ve aptal hareketlerimle herkesi güldürmeyi başaran ben, şu an utanıyordum ve bunun tek bir açıklamasını dahi bulamıyordum. Utanmamam gerekiyordu ama elimde değildi işte.

Düşüncelerimi biri böldü. O ailenin içerisinden yaşı belli bir kadın konuştu. "Bu yüzden oğluna bir omega ayarlayalım dediğimde o istemez diyerek diretmiştin. Gelip düzgün bir şekilde söyleseydin ya canım, üstelemezdik bu kadar." Bayan Jeon kadının söylediği cümlelere gülümsediğinde yanıtladı. "İlişkileri yeni henüz, o zamanlarda Jeongguk birini istemiyordu zaten. O yüzden söylemedim, neyse ki omegası var artık kimse ona birini ayarlamak için seferber olmaz." Dediği cümleyle birlikte gülümseyerek bize baktığında dudaklarımı birbirine bastırarak gülümsedim.