3 - İlk Hasta

46 4 4
                                    

Artık benim terapilerimle onun ilgilenmesini istiyorum dedi sert bir sesle. Bana dönüp bundan sonra ben ne zaman istersem benimle konuşmak zorundasın ufaklık...


Arkasından öylece baka kalmıştım. Kemal amacanın bana seslenmesi ile kendime geldim. Çok gergin görünüyordu. Olanlar onu germiş ve üzmüştü sanırım. Odasına gittik, tekrardan oturdum az önceki yerime. Kemal amca ise o sırada bir hemişireye talimatlar veriyordu. Bense elimde kurumuş kalmış kanla ilgileniyordum.  Dakika 1 gol 1 dedikleri bu olsa gerek kendimi yine bir olayın içinde bulmuş, nasıl olduğu anlamadan da bir belayı başıma sarmıştım. Ya yemin ediyorum gökten altın yağsa benim başıma taş düşerdi o derece talihsizim. Kemal amca

 " Nil kızım nasılsın? iyi misin?" diyen sesi ile ilkilip kendime geldim."

"Hıı...Şey  iyiyim iyi"

"Kusura bakma ilk günden böyle bir olayın içinde yer almanı istemezdim. Aras zor bir hastamız ve gerçekten kompleks bir vakamız. İstemezsen onunla ilgilenmeyebilirsin ama biraz fazla ısrarcı ve kararlı olucaktır bu konuda. Gördüğün gibi kontrolünü sağlamakta zorlandığımız bir hasta"

" Yoo yoo önemli değil gerçekten. İlk hastamı da böylee edinmiş oldum" dedim zoraki olarak gülümseyerek. Bir dakika bri dakika ne demiştim ben gerçekten o deliyi hasta olarak kabul mü etmiştim. Ayy ne diyorum ben sanki başkaları daha akıllı olucak. Pufff ya öyle ama keşke bu kadar piskopat olmasaydı. Silklen kendine gel sen Nil'sin gözün korkmuş olamaz.

"Kızım eline bir şey olmadı değil mi? Kan var elinde." Elimdeki kanı yeni farketmişti. 

"Yok benim bir şeyim Kemal amca Arasın kanı kırık camı elinden almaya çalışırken bulaşmış olmalı."

Çekmecesini açtı içinden ıslak mendil çıkardı bana uzattı. İçinden bir kaç tane alıp elimi silmeye başladım.

"Teşekkür ederim." diyip gülümsedim.

"Ha unutmadan ben sana Aras'ın dosyasını veriyim o zaman." Kalkıp arkasındaki dolaptan bir dosya çıkardı. 

"Al bakalım bu Aras'ın dosyası." Elime mavi bir dosya tutuşturdu. Kapağını açıp baktım çok yakışıklı gülen bir yüz bana bakıyordu. Hadi canım, yok artık bu o mu?  Dışarda görsem tanımazdım. Acaba bu içi parlayan ne kahverengisi olduğunu çözemediğim gözlerdeki ışıltı nasıl o karanlığa büründü. Merakım giderek körükleniyordu ve dosyayı inceleme isteğim giderek artıyordu.

 Kemal amcayla göz göze geldik. İçimdeki merakı farketmiş olmalı ki 

"İstersen odana geç daha rahat çalışırsın. Odan için farklı bir düzenleme istersen söylersin, görevliler halleder."

"Tamam, her şey için teşekkür ederim." gülümsedim. 

 Kliniği gezerken Kemal amcanın bana üstün körü gösterdiği odaya girdim. Orta büyüklükte bir odaydı, ahşap ve deri rengi hakimdi. Bana fazla ruhsuz gelmişti oda bana. kafamda odayı benim ruhuma göre dizayn edebileceğim birkaç fikir oluşmuştu bile. Burayı biraz renklendirmeyi aklımın bir ucuna not ettim.

 Masama geçtim, dosyayı masanın üzerine bıraktım. Kapağını açarken gözüm yine ellerime takıldı. Silmiş olsam da hala kanlı gibi duruyordu. Ellerim yıkama dürtüsü ile lavaboya gittim. Ellerimi yıkadım içimdeki sıkıntı bi türlü geçmiyordu. Hava almak için bahçeye yöneldim. Allahım ne kadar büyük burası ya ooff galiba yine kayboldum ben. Labirent gibi yer nasıl kaybolmayayım. Sanırım burası hasta odalarının olduğu koridor. Tam bi odanın kapısının önünden geçerken hemşire odadan çıkıyordu. Eğer farkedip çekilmeseydim çarpışacaktık. 

"Şey özür dilerim efendim" 

"Önemli değil" Hemşire kapıyı tam olarak kapatamamıştı. Gözüm içerde yatan hastaya takıldı. Bu daha demin kriz geçiren hastaydı. Hemşireyle göz göze geldik ne sormak istediğimi anlamıştı.

" Sakinleştirici verdik dinleniyor" dedi. Tamam anlamında başımı saladım. Kfasıyla selam verip yanımdan geçip gitti.

İçimdeki bir dürtü odaya girmemi söylüyordu. Diğeri ise yeni kriz geçirmiş bir hastanın odasına o uyurken girmeminin ne denli etik olduğu sorguluyordu. İçimdeki çok bilmiş duyarlıyı susuturup yavaşça kapıyı araladım. İçeriden düzenli soluk alış verişlerin sesi geliyordu. Kapıyı tamamen açıp içeri girdim. Klasik bir hastane odasına benziyordu ama biraz daha lükstü. Yatağa yavaşça yaklaşıp uyuyan Aras'a baktım uyurken resimdeki adama benziyordu ama yüzünde uykunun sakinliği ve dinginliği yoktu.

 Baş ucundaki dosyaya uzanıp aldım. İncelemeye başladım, Gerçekten güçlü yatıştırıcılar ve antidepresanlar veriliyordu. Bunlar kendi başlarına herhangi bir insanı 2 gün uyutabilecekken, üstüne uyku yapıcılar verilmişti. Onu bu hale getiren şeyin ne olduğu şimdi daha çok merak etmiştim. Dosyasını kapatıp yerine koymak için baş ucuna eğildim ama tam o sırada orda duran bardağa elim çarptı. O an olacağı bidiğimden gözlerimi kapatıp yere düşüp parçalanma sesini beklerken 1 2 3 4 5 6 saniye oldu ama kırılma sesi, çarpma sesi, herhengi bir ses yoktu. Bu fizik kurallarına tamamen aykırı bir durumdu. 

Gözlerimi açtığımda bir çift kahverengi gözle karşılaştım. Elinde de düşerken yakalayıp tuttuğu bardak duruyordu.

Uzun bi aranın ardın paylaştığımın farkındayım ama Zeynep' in nerde yeni bölüm demesi ve Bızdığımın merakla okumuş olması paylaşmamımı tetikledi. Çok acemiyim bunun farkındayım giderek kendimi düzeltmeye çalışıyorum.

İyi Okumalar :)



RealiteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin