4- Nasıl?

44 5 0
                                    

  Gözlerimi açtığımda bir çift kahverengi gözle karşılaştım. Elinde de düşerken yakalayıp tuttuğu bardak duruyordu.  

İçimdeki kaçıp gitme dürtüsüyle savaşıyordum. Yani neden hep bir sakarlık yapmak zorundaydım ki. Derin bir nefes alıp o kahverengi gözlerin beni sorgulayan, tahminimce sinirden giderek koyulaşan rengine ve elinde sıkarken parçalamak üzere olduğu bardağa baktım.


" Sen ne yapıyorsun burda "dedi ürkütücü, beni ciddi anlamda korkutanve soğuk bir ses tonuyla. Elindeki bardağı sertçe yerine bıraktı. Benim aklımdaki tek şey ise az önce yaptığının imkansız olduğunu söylüyordu. O kadar güçlü yatıştırıcılar üzerine  o uyku ilaçlarını verdilerse tabiri caizse kış uykusuna yatmış bi ayı gibi olmalıydı.

"Sen nasıl " dedim cılız bir sesle. Sesimi yükseltip sorgular bir tavırla ' 

"Şuan senin yarı baygın bir biçimde yatıyor olman gerekirdi. Nasıl olurda onca yatıştırıcıyı aldıktan sonra bu denli güçlü bir refleks gösterebilirsin bu imkansız. Bu refleksi normal insanlar da dahi 10 kişi de 1 kişi gösterir ya da gösteremez. "

 Gözleri gözlerimi bulduğunda soğuk olan ses tonun bir buz kütlesine dönüşmüş hali ile 

"Bitti mi" ayağa kalkıp üzerime doğru gelmeye başladı. 

" Merak ettiğin başka bir şey var mı ufaklık." O soğuk ses tonuna bir de alaycılık katmıştı artık. "İstediğimden başlayabiliyor muyum?" Hala üzerime yürüyordu. O üzerime  geldikçe ben adım adım geriye doğru yürüyordum. Sırtımın duvara çarpması ile durmak zorunda kaldım. Elini sertçe yüzümün hemen yanındaki duvara vurarak koydu. Boy farkından dolayı hafifçe eğilerek göz öze gelmemizi sağladı. Bense şakınlıktan sanki dışardan bir filmi izer  gibi bakıyordum olanlara. Hala karşımdaki adamın burnumun dibinde oluşunu idrak edebilmiş değildim. 

" Evet seni dinliyorum" dedi nefesi yüzüme çarptı. Bu benim içimin ürpermesine sebep oldu.

 " E-ee-fendim" kekeledim mi ben az önce ????!!!

"başka sorun var mı yoksa ben benimkilere başlıyım mı? Mesala burda ne işin olduğunu sormakla başlayabilirim" sorgular bir tavırla gözlerimin içine bakıyordu. Hemen geçerli bir bahane bulmalıydım ilk hastama karşı -ki bu hastanın Aras olduğunun altını çizmeliyim- bu denli rezil olamazdım. 

"Nasıl olduğunu merak ettim. Sonuçta benim hastamsın artık, ağır bir kriz geçirdin. Gelip seni kontrol etmemden daha doğal ne olabilir ki? Dosyanı inceliyordum ve sana verilen ilaçların adı yoktu. İlaç çizelgeleri de genelde hastanın odasında yer alır. Dosyayı koyarken de elim bardağa çarptı." çok mantıklı olarak toparlamıştım, içimde zafer çığlıkları yükseliyordu.Bundan güç olarak kafamı dikleştirirek gözlerinin içine baktım. 

"Sanırım şimdi benim sorularıma sıra geldi?"Boşta kalan elini ile burnunu kaşıdı ve alaycı gülümseme ile 

"Aferin iyi topladın ama bu benim cevap vereceğim anlamına gelmiyor."

Bir an için affallamıştım. Kafamın içini mi okuyordu bu adam. Bişeyler deme isteği ile 

"Bişey topladığım yok sonuçta artık ben seninle ilgilenicem ve yarın ki seasımız için bilgi edinmek zorundayım." Ellerimi göğsümde birleştirip tek kaşımı kaldırıp ona baktım.

Birden gülmeye başladı. "Yarın seanslara mı başlıyoruz?" Gülmesini bastırıp, 

"Sen bu işi fazla ciddiye almışsın ufaklık. Seni seçmemim sebebi bu saçmalıklarla uğraşmak istememem. O yüzden kendine de bana da bir iyilik yap ve rahat bırak beni." Yüzünü yüzüme iyice yaklaştırıp gözlerini gözlerime dikmişti. Ciddi ciddi bunu onaylamamı bekliyordu. Öfkeyle soluyup,  

"Bunu kabul etmemi mi bekliyorsun? Biz oyun oynamıyoruz. Şunu idrak et. Sen bu klinikte yatan bir hastasın.  Ben de senin terapistinim. Büründüğün bu hava ve bu tavrın inan ki beni hiç etkilemiyor. Şimdi yarın saat 10.00 da terapine başlıyoruz." Son kez öfkeyle gözlerine baktım . Gözlerindeki şaşkınlık her kelimemde giderek büyümüştü . 

"Şimdi müsadenle üzerinde çalışmam gereken bir dosya var." dedim. Elini duvardan çekip geriledi. bense kapıyı çarparak çıktım. 

Uzun zamandır tutuğum nefesi verdim. Odama girdim. Hala öfkeden dolayı kendimi konrol edemiyordum ukala herif ya. Neymiş kendime de ona da iyilik yapacakmışım. Hofffff sakin ol Nil sakin ol. Saate baktım saat 5' e yaklaşıyordu ve ne kadar uzun ve yorucu bir gün olmuştu bugün. Adeta aksiyon filminin içinde bulmuştum sanki kendimi. Derin bir nefes aldım. 

Kemal Amcaya görünüp çıkabilir miyim diye sordum. Oda tüm babacanlığıyla 

"Tabi kızım tekradan kusura bakma ilk günün böyle olmasını istemezdim."

"Sorun değil meslek hayatımı hızlı bir giriş yapmış oldum ben de" Gülümseyerek çıktım odandan ve eve doğru yola koyuldum.

Eve vardığımda kapıyı birkaç kez çaldım kimse açmamıştı. Anatarlarla kapıyı açtım, ışıkların hepsi kapalıydı bu garipti Çünkü evde kimse olmasa da holün ışığı açık kalırdı. Işığı açmamla gelen patlama sesiyle çığlık attım.

 Merhaba arkadaşlar :). Benim küçük okuyucu grubum yine çok ama çok uzun bi ardan sonra yeni bölüm yazdım ve yeni aldığım kararla devamlı yazmayı düşünüyorum. Umarım bunu başarabilirim. Keyifli okumalar. ..:)..

RealiteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin