Yaratık

55 12 5
                                    

İyi okumalar. Oy vermeyi unutmayın <3

...

V Jungkook'u hemen arkasına almış kapıya inecek olan bir diğer hamleyi beklemişti. Esmer adam çocuğun korkmuş yüz ifadesine bakmış dişlerini sıkmıştı. Bu ifadeyi sevmemişti.

Bu yüzden fazla yüksek olmayan bir ses tonuyla ekip arkadaşlarına kapının önüne masaları, oturma yerlerini koymasını söylemiş herhangi bir hamlede kapının aniden açılmasını engellemek istemişti.

Jungkook ne yapacağını bilmez bir halde korkuyla kapıya bakıyor şuan yaşadıklarına lanet ediyordu. Daha yeni ayılmıştı be! Aksiyon yaşıyordu uyandığı gibi.

Bunları düşünürken V onu arka, şöminenin sağ tarafına götürmeye başlamıştı. Orada küçük bir kapı vardı, Jungkook bunu yeni fark ediyordu. V aceleyle orayı açmış ve Jungkook’ u içeri girmesi için sırtından itmişti azıcık. Esmer adam eğilerek “  Sakın buradan çıkayım deme ölürsün. Anlaşıldı mı? Ne duyarsan duy sessizce bekle beni. Ben gelene kadar sakın açma burayı. “ diye söylemişti beyaz tenliye. Jungkook tabii ki böyle bir şeyi aklından geçirmemişti. Canını yerde bulmamıştı sonuçta! Aksini yapmayı düşünemezdi.

Jungkook onaylayarak kafasını sallamış adamın kapıyı kapataşını izlemişti. V bu arada son kez bakmıştı çocuğa. Jungkook karanlıkta oturarak kapının ardından gelen sesleri dinliyor neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Hoş halâ anlamış değildi dışarıdan gelen seslerin neye ait olduğunu. Dolaylı yoldan bakmaya çalışıyordu aslında. Çünkü şuanki psikolojisi gerçekleri düşünmeyi kaldıramazdı. Bunu biliyordu.

Bir anda büyük bir gürültü kopmuş kapının düşme sesi gelmişti. Bununla birlikte Jungkook yerinden sıçramış adeta titremeye başlamıştı. Her ne kadar diğerlerini pek tanımıyor olsa da onlara zarar gelmesini istemiyordu. Umardı ki kimseye bir şey olmazdı.

Seslere dikkat kesilmiş arka arkaya ateşlenen silahlarla ağzından küçük bir çığlığın kaçmasına mani olamamıştı. Hemen iki eliyle de ağzını kapatmış dinlemeye devam etmişti. Oldukça merak etse de orada yaşananları görmek istemiyordu. Silah sesleri ile birlikte ciyaklamaya benzer ses duymuş ardından bu ses bir anda kesilmişti.

Beklemeye başladı. Çünlü V ne olursa olsun çıkmamasını söyleyip onu beklemesini söylemişti. Ardından kapı bir hızla açılmış geriye çekileceği vakit kapıyı açanın V olduğunu görmüştü. Rahatlaması gerekiyordu ama bu onun yüzünde gördüğü mavi sıvıyla pek de mümkün değildi. Ayrıca iğrenç bir sıvıydı. Kokuyordu be!

Bunlar aklından geçerken V onu kolundan tutup dışarı çıkarmıştı. “ İyi misin çocuk? “ diye boğuk bir sesle konuşmuştu. Jungkook ise “ Asıl sen iyi misin? Bu halin ne bu iğrenç mavi sıvı de ne böyle? “ diye sesini biraz yükselterek konuşmuştu.

V küçük bir alaylı gülümseme sunmuş ve cevap verme tenezzülü göstermeyip Jungkook’ un önünden çekilip silahları çantalara doldurmaya gitmişti. Hemen buradan tüymeleri gerekiyordu çünkü öldürdükleri yaratığın arkadaşları her an gelebilirdi.

Jungkook esmer adamın önünden çekilmesi ile görüş açısına girmiş yerde mavi sıvılar içinde yatan siyah yaratığı bakakalmıştı. “Siktir! Koca bir siktir!” diye içinden geçirerek adeta ahşap duvara yapışmıştı. Hadi ama! Bu da neydi böyle? Jungkook gerçekten aklını kaçıracaktı. Yerde simsiyah bir yaratık, boğazından ve vücudunun farklı yerlerinden gelen mavi sıvılarla yerde iki seksen yatıyordu. Diğerleri sanki çok ‘normalmiş’ gibi hiç yaratığı takmayıp ihtiyaç duyacakları şeyleri topluyorlardı.

Silah toplama işini bitirmiş olan esmer adam çocuğun korkmuş yüzüne bakmış ve hemen önüne geçerek yaratığa olan bakışlarını kesmişti.

“ Jungkook! Hey Jungkook.! Kendine gel ve bana bak. Şuan bu yaşananları sorgulama. Güvenli bir yere geçince merak ettiğin her şeyi cevaplayacağım. Söz veriyorum. Şimdi yerde yatan şeye bakmadan beni takip et. Buradan çıkıyoruz. Anladın mı? Jungkook! Anladın mı dedim? “ diye hızlı hızlı açıklama yapmış ve korkmuş oğlanı kendine getirmeye çalışmıştı. Jungkook ise ilk başta gözleri halâ orada olsa bile V’nin omuzlarına ellerini koyup onu sarsmasıyla az da olsa kendine gelmiş onu dinlemişti ve onaylamıştı.

Bunun üzerine V, bu onayla birlikte diğer ekip arkadaşlarına da emirler yağdırıp gerekli şeyleri almaları ve hemen buradan gitmeleri gerektiğini söylemişti. Bir elinde silah dolu çanta ile kapıya yöneleceği sırada Jungkook’un hala olduğu yerde durmasıyla diğer boştaki elinin içine de beyaz tenlinin elini yerleştirmiş onunla hızlı adımlarla kapıya yaklaşıp diğerlerini arkasından çıkmışlardı.

Anın getirisiyle Jungkook her ne kadar esmerin elini tutmasına şaşırsa da içine yayılan güven duygusuyla elini çekmemiş hemen onu takip etmişti. Dışarı çıkınca bulundukları evin sık ağaçlar arasında neredeyse dikkatle bakılamazsa fark edilemeyecek şekilde yapıldığını görmüştü. Kulubeye benziyordu, sarmaşıklarla kaplıydı. Penceresi bile yoktu. Etrafına baktığında bir sürü ağaçtan başka bir şey görememişti. Uzun çalıların arasından evin arka tarafına doğru yönelmişlerdi. Jungkook orada etrafı sarmaşık ve ağaç dallarıyla saklanmış büyükçe bir şey görmüş merak etmişti ki bu merakı ekiptekilerin onları aceleyle kenara çekip bir arazi aracanın ortaya çıkmasını sağlamasıyla son bulmuştu.

Şaşırsa da bir şey demeyip hemen araca atlamıştı V ile birlikte. Evet halâ el ele tutuşuyorlardı. İkisi de herhangi bir hamlede bulunmuyordu bunu sonlandırmak için.

Herkes araca binince şoför koltuğunda oturan Jongin aracı harekete geçirmiş ilerlemeye başlamışlardı.

V “Kimse yaralandı mı? “ diye sormuş herkesten olumsuz cevap almıştı. Rm ise Jongin’ in yanında oturmuş hangi yoldan gideceklerini söylemeye başlamıştı.

Sunny “ Hey Jungkook iyisin değil mi? Korkma biz yanındayız. “ diye güven dolu bakışlarla konuşmuştu. Jungkook bu durumda bile az da olsa tebessüm eden bedene şaşırmadan edememişti. Sadece başını sallayarak cevap verip hemen başını eğmiş olanları düşünmeye başlamıştı. Aklı almıyordu, artık yorulmuştu. Şaşkınlıktan ne yapması gerektiğini de bilmiyordu. Güçlü bir vücudu vardı, evet ama halâ olayların etkisindeydi. Bu yüzden sanıyordu ki bütün gücü düşünmeye harcanıyordu. Yoksa bu halinin başka bir açıklaması olamazdı. V, çocuğun düşünceli halini fark etmiş bir açıklama yapma zorunda hissetmişti. En azından güvende olduğunu söylemeliydi.

V, Jungkook’un kulağına yaklaşıp “ Merak etme küçük. Her sorunu cevaplamaya çalışacağım. Ama şimdi başını yaslayıp biraz dinlenmeye bak. Hadi. “ demişti. Jungkook ise bunu onaylayıp başını esmerin omzuna yaslamış gözlerini kapatmıştı.

Bundan sonra ne olacaktı merak ediyordu ancak bu düşünceleri kapanmaya başlayan zihniyle son bulmuş uykuya teslim olmuştu.

...

Bölüm nasıldı?

Umarım beğenmişsinizdir. Oy vermeyi unutmayın. Yorum da yapın aşklar. Öptümmm bys <3<3

LAST GAME / TAEKOOK ≮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin