Bölüm kısa ama tanıtım bölümü gibi bir şey düşünebilirsiniz. Önceki bölümde de dediğim gibi bazı yerler içime sinmediği için değiştireceğim hem kurgusunda hem de yazım şeklinde( şuan olanlar biraz acemice gelebilir o yüzden) değişiklikler olacak.
Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın bebeklerim. İyi okumalar. Yorumlarda fikrinizi belirtin lütfen oy vermeyi de unutmayın <3______________
Jungkook, son yaşadığı şeylerden sonra neredeyse herkesle ilişkisini kesmiş, içine kapanır olmuştu. Bu 2 yıl içerisinde başına gelenler onu çok yıpratmıştı. Jungkook ise bunlardan kaçmanın çözümünü spor yapmakta ve bilgisayar oyunlarında bulmuştu. Artık daha az konuştuğu için en yakın arkadaşı olan Jimin bundan endişe duyuyor ne yapacağını bilemiyordu.
Bir gün Jimin işten eve dönerken bir sokak satıcısında eski oyunların satıldığını görmüş ve hemen aklına Jungkook gelmişti. Belki hediye alırsa jungkook'un onunla çok az da olsa birkaç kelime konuşacağını umut etmiş ve dikkatini tezgaha vermişti. Orada oturan yaşlı adam ilgili ama aynı zamanda hangisini seçeceğini bilmeyen bakışlarla çocuğa bir oyunu önermişti, aralarında en yıpranmış olan ve neredeyse görünürde kullanılmayacak raddede olan oyunu.
Jimin bunu görünce ilk şaşırıp sonra da yaşlı adama:
“Ahjussi bunun çalıştığına emin misin? “ diye sormuştu.
Ahjussi ise “ Sen onun öyle göründüğüne bakma, emin ol aralarındaki en iyi ve gerçekçi oyun o. Oynayınca ne demek istediğimi anlarsın.“ demiş ve Jimin'i ikna etmişti.
Jimin ise her şeyden habersiz oyunu alıp evin yolunu tutmuştu. Tek temennisi canı arkadaşının bunu beğenmesiydi.
Bir saate eve vardığında içeri girmiş ve gözleri arkadaşını aramıştı. Ah tabii ya, arkadaşı şuan büyük ihtimalle oyun odasında kıçını büyütüyordu. Eh yaptığı sporlarla bu pek mümkün değildi ya!
İlk işi üstünü değiştirip JK’in yanına gitmek olmuştu. Kapıyı azıcık açıp kafasını içeriye uzatınca sırtı dönük kulaklık takmış bir tavşan görmüştü. Tavşan demişken gerçekten de arkadaşı gülünce ortaya serilen beyaz öne çıkık dişleriyle tam bir tavşan oluyordu. Tabii eskisi kadar gülmüyordu ve kendisine tavşan denildiğinde de tatlı tatlı burnunu kırıştırıp dudağını büzüp kızmıyordu ya!
Jimin ilk başta arkadaşını izlemiş sonra da sessizce içeri süzülmüştü. Umuyordu ki yapacağı şeyden sonra Jk ona büyük bir tepki göstermezdi. Zaten kısaydı! Arkadaşı üstüne atlasa ezilirdi.
Yavaş yavaş JK’ye yaklaşmış ve aniden önüne çıkıp korkutmaya çalışmıştı, bunu yaparken ki yüz ifadesi çok şapşal bir görüntü sunmuştu. Sarı saçlarıyla hiç ciddiye alınamıyordu gerçi çünkü Jin hyungu ona küçük ve afacan bir çocuğa benzediğini söylemişti.
Ah bu arada JK hiç etkilenmemiş sadece şapşal hyunguna küçük bir kıkırtı vermiş ve hoşgeldin demişti. Jimin ise bu arada küçüğün neden korkmadığını ya da en azından nasıl yüzünün şaşkınlık dolu bir ifade almadığını düşünüyordu.
Jungkook bu merakı hissetmiş gibi “ Hyung senin yansımanı monitörden gördüm eğer bunu sorguluyorsan. Ben de acaba ne zaman hyungum yanıma gelecek diye düşünüyordum.“
Jimin ise yeni aydınlanmış gibi “Heee, sen o yüzden. “ diye şaşkınlığını dile getirmişti.
“Ah Jungkook hep burada buluyorum seni kalk da biraz aşağıda sohbet edelim. Sana yeni bir oyun aldım. Bakarsın. Hadiiii.“ bu arada sarı saçlı olan küçüğünü zorla yerinden kaldırmış ve aşağı sürüklemeye başlamıştı bile.
Aşağı inip koltuğa geçtiklerinde Jungkook “Hyung gerek yok-“ konuşmasını bölen şey kesinlikle oyunu açmasıyla adını görüp şaşkına uğramasıydı. Bu oyun şuan elinde miydi yani? Hani yaklaşık 20 yıl önce piyasadan - sayılı üretilmişti ki- hemen kaldırılan oyun?. Bunun sebebi ise bu oyunu satın alanların ortadan birden kaybolmasıydı. Çok merak etmişti bu oyunu, malum son 2 yılda yaşadıklarından dolayı oyuna merak salmıştı ve haşır neşir olmuştu her şeyiyle.
Jungkook büyük şaşkınlık ve heyecanla hyunguna sarılmış ve arkadaşının şaşırmasın sebep olmuştu. Nasıl olmasındı? Küçüğü ona artık eskisi kadar da sarılmıyordu! Şaşkın ve mutluydu. Keşke daha önce alsaydım diye geçirmişti içinden küçüğün neden sevindiğini bilmeden.
Jungkook’un bu heyecanı ne olacağını bilene kadar süreceğine benziyordu. Oysa yakında bu oyunu oynayınca bizzat neler olacağını görecek ve ilk günkü heyecanı puf olup gidecekti. Ya da onu daha da heyecanlanmasını sağlayacak bir neden verecekti. Sadece biraz zaman...
_____________
İlk bölümlerde olay örgüsünü tam anlamayabilirsiniz. Lütfen bir şans verip okumaya devam edin. İlerleyen bölümler açılacak beklemede kalın ^^
Oy vermeyi unutmayın <3