2.Bölüm

936 72 43
                                    


Merhaba,

Kalbimi hızlandıran bu seri ile sizlere,

Keyifli okumalar diliyorum...

----

Savaş alanının genişlememesi için minimum düşman askerinin olması gerekiyor. Bu neden saldırdığımız kışlada işe yarar bilgilere sahip olamayacak herkesi öldürerek kendi alanımıza geri döndük. Gerekli bilgileride aldıktan sonra kalan askerleri de öldürerek o kışlanın tamamen etkisiz hala gelmesini sağladık. 

Şanslıydık ki hiç bir askerimiz ağır yaralanmadı, sadece ufak tefek çizikler aldılar. 

Komutan Jeon tahminimden çok daha dikkatli ve tecrübeli olmasını beklemiyordum. Geri dönüş yolunda gizlenmiş askeri fark ederek yararlanmamı engelledi. Ancak kendi atı yaralanmış oldu. Onun atını yormamak adına benim atımla ikimiz beraber geri döndük. 

Buradan çok fazla olumsuz haber almama rağmen o kadarda kötü durmuyor. Muhtemelen 20 gün içinde tamamen biter her şey. İlk kez bir savaşın erken bitmesine üzülüyor olmaksa garip hissettiriyor. 

Çalışma alanında askerleri eğiten Jeon'ı izlemeye başladım uzak bir noktadan. Sert yüz hatları ile çok farklı bir hava veriyor. Eğitim dışında herkesle gülüp eğlenen adamla eğitimde ki adam asla aynı kişi gibi durmuyor. 

Gece yarısına doğru yol alırken çadıra geçtim, belki Jeon da gelir diye.. Koskoca kralım düştüğüm hallere bak. 

Ben düşüncelerimle boğuşurken Jeon cidden çadıra geldi.

"Efendim, bir sorun mu var?" Elimle karşıma oturmasını işaret ettim;

"Neden soruyorsun Jeon? Yoksa bilmediğim bir şeyler mi oldu?" 

"Fazla dalgın durduğunuz için söyledim. En önemli noktaları kontrol altına aldık, gevşememiz gerekiyor ancak çokta uzayacağını sanmıyorum." Kafamı onaylarcasına salladım.

"Jeon." Bambi gözlerini gözlerime dikti;

"Efendim?" 

"Burada ki işler bittiğinde benimle gelmeni istiyorum?" Yüzü düştü bir anda;

"Emredersiniz efendim." 

"Bu emir değil teklifti." Çadırın içinde gezdirmeye başladığı gözleri yeniden beni buldu;

"Annemin ve babamın mezarını ziyaret etmek istiyorum. Dilerseniz ziyaretimin ardından saraya gelebilirim. Nasılsa şu anda da krallık emrinde çalışıyorum." Kafamı onaylarcasına salladım;

"Nasıl istersen Jeon." 

"Beni neden çağırıyorsunuz efendim?" Ellerimi masanın üstünde birleştirdim;

"Sarayda ki askerlerimin eğiminin kötü olduğuna karar verdim seni gördükten sonra. Orada yardımına ihtiyacım var." Kafasını sallayıp ayağa kalktı;

"Ailemi ziyaret ettikten sonra direk olarak saraya gelirim efendim ancak müsade ederseniz çok yorgunum dinlenmek istiyorum." 

"İyi geceler Jeon." 

"İyi geceler efendim." 

İlk geldiğim anda ki kadar soğuk olmasa bile diğerleri ile aramda bariz bir fark vardı. Söyleyeceği her şeyi defalarca düşünüyor gibi bir hali var. 

Jeon Jungkook--

Kralın çadırından çıktığım gibi elim kalbimi buldu. Neden bu kadar hızlı atıyor? Normalde korkutucu olan bu adam yalnız kaldığımızda sanki sarılsam- ahh ne saçmalıyorum ben ya. Aptal kafam, kral o kral. 

the king/ taekook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin