9.Bölüm

646 51 3
                                    

Merhaba,

Bu fic için yeterli fikir bulmakta çok zorlanıyorum..

Umarım keyif alırsınız..

---

"Taehyung." İsmiyle en son çocukken seslenmişti. Sinirlenmemişti tabi ki de ama şaşırmıştı.

"Komutanının yanına git." Güven verici şekilde konuştuğunda kral bir saniye bile beklemeden koşarak uzaklaştı. Atına atlayıp uzun yolculuğuna hızlı bir başlangıç yaptı. Tek istediği komutanını, sevdiceğini kolları arasına almaktı.. 

Atının dinlenmesine bile izin vermeden komutanının olması gereken alana geldi. Etrafa bakınırken yerde kurumuş kan izlerini gördüğünde komutanının güzel bir show yaptığından emin oldu ama onu kanlı canlı görmek istiyordu. Etrafta bakınırken çalının arkasından onu izleyen birini gördü;

"Hey sen! Göster kendini." Çalının arkasında saklanan beden kılıcını sıkıca tutarak saklandığı yerden çıktı.

"Neden gizlice izliyorsun beni!?" 

"Kimin tarafında olduğu anlamak için." Kral histerik şekilde güldü,

"İsmimi biliyor musun?" Kafasını olumsuz anlamda salladı adam;

"Kim Taehyung." Gözleri kocaman açılırken hızlıca saygıyla eğildi;

"Özür dilerim efendim, af buyurun." 

"Komutan Jeon nerede biliyor musun?" Eğdiği bedenini kaldırdı;

"Beni takip eden lütfen efendim." 

Bir kaç dakikadır kral ismini bilmediği ve tanımadığı çocuğu takip ederken çıkmaz yola girdiklerini fark etti.

"Beni tuzağamı düşürmeye çalışıyorsun!?" Kükrediğinde yerinde korkuyla titredi, normalde korkmazdı ama Jungkook'a bağlıydı ve onun saygı duyduğu birine asla zarar vermezdi. Sonucu kendi ölümü ile sonuçlanacak olsa bile.

"Hayır efendim, burada gizli sığınağımız var. Komutan 4 sığınak arasında dönüyor ama şu anda ya burada ya da burada olmaz üzere olması gerekiyor." Çalıları çekiştirdiğinde bir boşluk açıldı ve tanıdığı sesten endişe akması kalbine iyi gelmedi;

"KAİ! NEDEN ERKEN GELDİN? NE OLUYOR YİNE Mİ-?" 

"Durun, komutanım. Sorun yok, sadece sizi görmek isteyen birisi var." Kai, geri çekildiğinde kısa süre içerisinde sevgilisi küçük delikten dışarı çıktı. İkiside kıpırdamadan öylece birbirini süzerken Kai sağ elini göğsünün üstüne koydu(savaş zamanı askerlerin ölene kadar savaşmaya hazırım deme şekli olarak selamlarını bu şekilde veriyorlar);

"Komutanım ben görevime dönüyorum." Geri tepki alamasada hızlıca eski konumuna geri döndü. 

Komutan, şoku atlatan ilk kişi olarak koşarak kralın boynuna kollarını sardı;

"İyi misiniz kralım?" Kral duyduğu ses ile kendine gelerek ellerini sevgilisinin beline dolayarak kafasını boyun girintisine koydu. Huzur kokan teninine öpücükler kondururken kokusunu içine çekti. 

"Sen iyiysen iyiyim güzelim." Komutan, kralı görene kadar onu o kadar özlediğini bile fark etmemişti. Onun kolları arasında olmanın verdiği hissi çok özlemişti. 

İkiside kendine hakim olamayarak sakince özlem dolan göz yaşlarını akıttılar. Birbirlerinin boyunlarına sayısız öpücük kondurdular. Göz yaşları durduğunda komutan geri çekildi.

"Saray ne durumda, oraya bir kaç kişi göndermiştim. Geri gelen hiç kimse olmadı." Kral kaşlarını çattı; "Bazılarını geri gönderdim. Hatta Jimin'le beraber yolladım." Komutanda kaşlarını çatarken Hwasa'nın sesi ile onun olduğu tarafa döndüler.

the king/ taekook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin