6. BÖLÜM

13 5 0
                                    

Japon balığından gökyüzüne.
Ölümün senin için kurtuluş olacağını düşüncemde ölmeni istemiyorum, belki de bencillikti bu. İsmini bana yasakladığın günden bu güne sana kendi içimde Bile isminle hiç seslenmedim ama mezar taşında yazılı olan ismi yüzlerce kez okudum her seferinde ilk defa okuyormuş gibi. Her seferinde biraz daha öldüm, her seferinde biraz daha battım dibe ama ben yine de seni sevmekten hiç vazgeçmedim.

6. Bölüm
"Yalan kokan ruhunun gerçeklik payı yok"


Pahalı parfümlerin kokusunu bastıran alkol kokusu doluyordu burnuma. Önümde duran kocaman pastanın üstünde ki on dört tane mum üflemem için beni bekliyordu. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım.

'Ablamı geri dönsün'

Tuttuğum dileğin üzerine gülümsedim ve gözlerimi açarak mumlara doğru üfledim. Hepsini söndürmek ister gibi hızlıca üflemiştim ama hala iki tane mum yanıyordu. Derin bir nefes alarak onları söndürdüm ama ilk başta sönememişti, yüzüm düşmüştü ama kimse bununla ilgilenmiyordu.

Alkışlamaya başladıklarında bana ayrılan sürenin sonuna geldiğimi anladım. Artık kimse benimle ilgilenmiyordu, yüzüm daha çok düşerken yanıma babam geldi. Elini omuzun üzerinden attığında bakışları yüzümdeydi.

"Küçük kızım, sana çok güzel bir hediye aldım" gözledim heyecanla parlarken dudaklarım iki yana kıvrıldı.

"Ne aldın baba?" diye sordum, babam bana ilk defa hediye almıştı çünkü. Ablama hep hediye alırken bana hiç almamıştı. "Ablam mı gelecek?" Ablamı çok severdim.

"Hayır Eva ablan öldü" dedi sert bir şekilde. Neden kızmıştı ki, sadece ablamı merak ediyordum. Çatılan kaşları geri düzeldi. "Hediyeni sana daha sonra vereceğim" artık ne olduğunu daha çok merak etmiştim.

"Neden daha sonra, şimdi ver" dedim ısrar ederek.

"Hayır, ve bu gün sana bir kıyak geçeceğim. Alkol içebilirsin" Bu sefer kaşları Çatılan ben olmuştum. Bir keresinde babama Alkolün tadını merak ettiğimi söylemiştim bana o kadar kızmıştı hala sözleri kulaklarımda çınlıyordu.

"Ama..." sözümü hızla kesti.

"Kararımı değiştirmeden arkadaşlarının yanına git" başımı olumlu anlamda sallamakla yetindim sadece. Arkamı dönüp bir adım attığım sırada her yer kararmıştı. Başımı kaldırıp etrafa baktım, bir sokak lambasının altında öylece uzanıyordum. Buraya nasıl gelmiştim, ne zaman gelmiştim.

"Kimse var mı?" Sesim ilk defa bu kadar kısık çıkıyordu. "Kimse var mı?" diye tekrar bağırmaya çalıştım ama bağıramadım. Ayağa kalktığımda üzerimde ki beyaz elbisenin kana boyandığını gördüm.

DENİZ MELTEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin