Sessizim ama bekliyorum, hep bekledim ümidimi kaybetmeden bekledim...
Hayata karşı bir sıfır geriden başlayanlardan birisi olmayı dert etmedim kendime ,hiç gocunmadım. Demek ki bazılarımız bir şeyleri elde etmek için çaba göstermesi gerekiyor diye düşündüm. Sevgi görmek için nasıl çabalanır onu bilemedim bir tek. Annem , zavallı annem. Adını ağzıma almadan bu güne geldiğim, ama bir tırnak ucu ile başımı okşamadan bir kelimecik şefkat sözcüğü duymadan ,kokunu duymadan nasıl yaşayabildim ?İnan eksikliğini hissetmedim, yokluğunu... Verebileceğin bir tek şey sevgin olacaktı,onu da bir tek Rabbimden diledim. Ama akşam olup o pencereden sızan sokak lambasının ışığında oturunca kendinle baş başa kalmak koyuyor insana. Gün ışığı altında kuyruğu dik tutup dünya işlerine dalınca unutuyor insan derdini tasasını ama sen gel bir de o soğuk yastığa başını koyunca gör akla düşen zifiri karanlığı...Şimdi yorganın altında kıvrılıp kendi kendimi düşüncelere kaptırdığım gecelerden birindeyim. Ufacık evde tek başına yaşayınca koskocaman bir sessizlik sarıyor etrafımı. Girayın evinden ayırlmamın üzerinden hatırı sayılır bir süre geçmişti. Orada da tek başıma kalsam da onun evin içinde bir yerlerde olduğunu , hep ışığı açık olan koridorda arada sırada odamın önünden geçerken gölgesini izlemek güven veriyordu. O evden ayrılmayı kendim istemiştim pişman değilim.
Her ne kadar insanların sözlerine aldırış etmesem de el alemin eline koz vermek benim lehime olacaktı. Girayın evinde düzenli bir şekilde günlük gidip gelen personelleri vardı. Ama bir süre önce bir türlü sebebini öğrenemediğim sebepten ötürü eve benden başka personel gitmesine müsaade etmiyordu. Evi çok olmasa da tek başına bir kadının altından kalmayacağı kadar belli başlı büyüklüğe sahipti. Evde azalan kişiler beraberinde çeşitli dedikodular getirmişti. Giray mesleği gereği evinde 10 dan fazla güvenlik görevlisi bulunduruyordu. Yurt işi ve yurt dışından ticaretini yaptığı çoğu mücevherleri kendi evinde muhafaza ediyordu. Nitekim güvenlik görevlileri erkek tayfadan oluşuyordu. Bu kadar erkeğin içinde tek kadın personel ben olmam dikkat çekmişti. Neden kadınların arı namusu ile para kazanması insanların bu kadar zoruna gidiyordu? Bu günden bu güne ne patronuna ne de evdeki diğer güvelik görevlilerine hiç bir şekilde münasebetsiz bir hal tavır sergilemedim. Hep prensip sahibi bir insan olarak kendimi yetiştirdim.
Ama ağızlarına sakız gibi "o kadar erkeğin arasında yek kadın olunca , seç beğen al , her gün elini sallasa ellisi" diye dedikodu çıkarmak cahil toplumun yobazlığına beni kurban etmişti.
Yüzüme söylenen bir şey olmasa da hem benim hem de Girayın kulağına zil gibi çalınan dedikodular beni mahcup etmişti . Her ne kadar üstü kapalı bir şekilde gerekli ikazlar yapılsa da günü birlik olarak işime devam etmeyi bildirmiştim. Giray mahcubiyetimi fark edip isteğimi anlayışla karşılamıştı .
Adımlarımı mutfağa yöneltip ısıtıcının düğmesine basıp kaynamasını bekledim. Sıcak bir yeşil çay tüm gerginliğimi sakinleştirmeye yeter miydi ki? Dolaptan çay almaya uzanırken kavanozdaki kurutulmuş bitki dikkatimi çekti.Acaba uyumadan önce hindi bağ çayını içmiş miydi ? Halbuki ben orda kaldığım zamanlarda her akşam uyuma vaktine yakın bir fincan sıcak çayını masasına bırakırdım. O da sorgusuz sualsiz içer mışıl mışıl uyurdu.
5 saat , sadece 5 saatlik uyku ile güne yeniden başlardı. Uyanır uyanmaz soğuk bir duş alıp namazını kılar günlük ayetlerinden birisini okuyup, kahvaltısını yapmadan önce yeşil elma ile güne başlardı. İnançlı bir adamdı vesselam dini vecibelerini aksatmadan yerine getiriyordu. Bazen ondaki imana bakıp kendi nefsime yenik düştüğüm zamanlar için kendimden utanıyordum. Onda ki bu sorumluluk aşkı gözle görülür bir şekilde insanlara hayranlık uyandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEDAİ (Mucid-i Cevher)
Romance"Havlumu ver !" Banyo duvarına asılı duran havluyu arkamı dönemden uzatırken bir yandan da vereceği davet listesini okuyordum. "Davet liseteniz bu kadar. Eklemek istediğiniz başka isim var mı ?" Duşa kabinin kapısı aralanıp çıktığında bende arkasın...