"Çünkü ölmüş kişi
günahlardan özgür kılınmıştır..."· Kitab-ı Mukaddes ·
Milas Karaarslan
Yaşadığım sürece Dünyadan her gün bir kişi daha eksilecek, ve kimsenin ruhu duymayacak.
Acıyı o gece ense tüylerinde dahi hissedecekler fakat görecekleri tek şey kendi ölümlerini izledikleri kırık bir ayna olacak...
Kendi çığlıklarından rahatsız olacaklar, savunmasız kalacaklar, boğazları yanacak, pınarlar durulacak ve o gece sadece kan ve şevhet olacak...
Zevkten nefessiz kaldığım gecelerden biriydi. Cennetle cehennem arasındaki çizgiyi çektiğim bilmem kaçıncı gece...
Her geçen gün cehennemin kor ateşine doğru daha da sürükleniyordum.
"Tanrım lütfen daha kötü biri olmama izin verme..."
Odada 2 kişiydik fakat dudaklarımdan çıkanları sadece ben duyabiliyordum. Çünkü o artık bir ölüydü. Ne nefes alabilir ne de beni duyabilirdi.
Fakat görmüştü, ne kadar ileri gidebileceğimi...
Gözlerimi açtım, oturduğum sandalyede hiçte rahat değildim, onu öldürdüğüm için değil. Ben daha kötü biri olmaya başladığım için rahasızdım...
İntikam duygusu tam olarak neydi? Nasıl böyle gözümü döndürebiliyordu, nasıl bu kadar zevk almamı sağlıyordu?
Kan ve şevhet, sonumu getirecekti.
"Neden o kadın aklımdan çıkmıyordu?" Diye düşündüm bir an. Yeniden aklıma düşmüştü.
Kahverengi saçları omuzlarına dökülmüş elindeki viskisini yudumluyordu. Bacak bacak üzerine atarken o kahve harelerini buluşturdu gözlerimle. Yutkunurken çekiniyordu resmen,
Yalnızdı.
Telefonuna gelen bildirimle çıkıp gitmişti bardan, kaçıyordu...
Tuvalette kıstırdığımda onu öpmemek için kendimi zor tutmuştum, ancak bir melek bu kadar güzel ve çekici olabilirdi.
Saf bir güzelliği vardı fakat masum değildi.
Onu tanıyordum, fotoğrafını Kenan Kandemir'in ofis odasında görmüştüm. Çocuklarından sadece kızının fotoğrafı vardı masasında.
Gizlice girmiştim odasına, ne de olsa düşmanımızdı. Elindeki herşeyi almak istiyorduk amcamın intikamı için. Babamdan daha fazla istiyordum bu intikamı, çünkü kızı olduğunu yeni öğrenmiştim.
Fakat değişik hissettiriyordu, o gün barda olması tamamen tesadüftü. Kim bilirdi kaderinde benim elimden öleceğini...
Onunla eğlenmek istiyordum herşeyden habersizken, önümdeki ceset gibi hemen öldüremezdim onu.
Ayağıya kalkarken botlarımla bastığım yer kan gölüydü. Parlak botlarımın üzerinde kan bulaşmıştı. Ciğerlerimi kan kokusuyla doldururken eğilip ayak uçlarımdaki cesete baktım.
Kumral saçları kızıla boyanmıştı, vücudunun çoğu yerinde derin kesikler ve morluklar vardı, aylardır iş birliği yaptığımı sandığım adamın hain olduğunu öğrenmiştim. Kandemirlerin gözde adamıydı.
Hainliğin hesabınıda canıyla ödemişti.
Sırada azmettireni vardı.
Efken Kandemir'in abisi...