Bazı anlar vardır, adranelini ayak parmaklarında bile hissettiğin, zevkini doruklara kadar çıkaran, hiçbir şey kullanmadan bedenini sarhoşmuş gibi hissettiren anlar...
İnsanlar bazen o adranelini ve zevki doruklarında hissetmek için canını ortaya koyar.İşte bizlerde o insalardandık...
İstediğimiz süre boyunca hiçbir şekilde güvenlik önlemi almadan, epinefrin kullanarak, canımız pahasına oynadığımız bu yarışın birer parçasıydık. 7 kişiydik...
Sare, Keskin, ben ve daha benim tanımadığım 4 kişi. Keskin'in arkadaşlarıydı sanırım.
Canımızı ortaya koymuştuk ve hiçbirimiz ölmekten veya ölümden korkmuyorduk. O zaman nasıl zevk alabilirdik ki?
"Efken!" Kafamı kurcaladığım Keskin'in motorundan kaldırıp Sare'ye doğru döndüm.
"Başlıyor muyuz?" Bulunduğumuz yer bir bardı fakat arka tarafında büyük bir yarış alanı vardı. Bu geniş yolda motorbisiklet yarışları yapılıyordu. Çok sık geldiğimiz mekanda her zaman yapılmasına rağmen, ikinci defa yarışa katılacaktım.
Annemden bu gece Sare ile kendi evimde kalacağımı söyleyerek zar zor izin almıştım ve evden ayrılıp yarışa gelmiştik.
Babam başıma gelenleri anneme anlatmıştı ve bu yüzden üzerime olan baskıları daha da artmıştı. Fakat babam sayesinde bu gecelik çıkabilmiştim.
"Gel bi ortalık karıştı." Kaşlarım çatılırken yanına doğru ilerleyip beni kolumdan tutup çekiştirmesine izin verdim. Barın girişindeki kapının orda Keskin ve orta yaşlı bir adam tartışıyordu.
"Hayatta olmaz Necip abi! Onların ne kadar tehlikeli kullandığını bilmiyor musun? Yarışa kızlarda katılacak. Onların hayatını tehlikeye atamam." Merakla Keskin'in yanına doğru ilerleyip bana bakması için kolunu tuttum.
"Neler oluyor Keskin?" Diye soruverdiğimde Necip abi dediği adam Sare ile bana ters ters bakınmayı sürdürdü. Sinir katsayılarım artmaya başlıyordu.
"O zaman seninle yarışacak başka kızlar bul. Burada oyun oynamıyoruz, bulamazsan da burayı onlar gelmeden terk et."
Necip, saniyeler içinde bar girişini kullanarak gözden kaybolduğunda sinirden sesimi yükseltmiştim.
"Keskin neler olduğunu söyleyecek misin?!" Bana kısa bir süre düşünceli bir şekilde baktığında ağzına götürdüğü parmaklarıyla güçlü bir ıslık çalıp ilerde sohbet eden iki kızı ve iki erkeği yanına çağırdı.
"Caner gelin!" Diye bağırdığında kolunu çekiştirdim.
"Lan ne oldu söylesene!" Kızlar ve iki oğlan yanımıza geldiğinde Keskin'in kolunu bırakıp Sare'ye kafamı hafifçe iki yana sallayarak neler olduğunu sordum. Oda dudaklarını yukarı doğru büzerek bilmiyorum anlamında omzunu silkti.
"Biz katılmıyoruz yarışa, Sırtlan ve yanındaki itleri rakibimiz olacakmış."
"Net kaybettik." Diye homurdandı kızıl olan kız, daha başlamadan yarışı bitirmişti. Sırtlan dedikleri kim di?
"Onların yarışı daha dün yapılmadı mı? Necip nasıl izin veriyor?"
"Kurallara aykırı bu." Diye mırıldanan siyah saçlı kızdan bakışlarımı tekrar Keskin'e çevirdim.
"Keskin neler olduğunu anlatacak mısın artık?!" Derin bir nefes aldı.
"Yarışmıyoruz." Diye sakince konuştuğunda çatık olan kaşlarımı daha da çattım.
"Niyeymiş o?"
"Çünkü rakiplerimiz olacak Sırtlanlar, buranın en acımasız ve en tehlikeli yarışçıları. Geçen ay onların yarıştığı rakip takımdan bir oğlan onların devirdikleri motordan düşerken kafasını yararak hayatını kaybetti. Diğeri ise daha iki hafta önce hastaneden taburcu oldu." Diye Keskin'e izin vermeden konuşmaya başlayan, adının Caner olduğunu duyduğum sarışın oğlanın söylediklerine buz kesilmiştim.