Louis gözlerini aşağıdan gelen koku ile açtı. Uyanır uyanmaz dün gece olanları düşündü. Gözleri ağrıyordu ve hâlâ uykusunu tam olarak almış değildi.Bir uluma duyduğunu söylemişti ona. Louis garipsese de bir şey demeden onun kendine gelmesini beklemiş ve iyi olduğundan emin olduktan sonra da odasına dönmüştü.
Kendine itiraf edemese bile omeganın kokusu ne kadar güzeldi... Hayatında hiç bir omeganın kokusu bu kadar güzel gelmemişti ona.
Üzerindeki örtüyü fırlatırcasına kalktı banyoya gidip işlerini halletti ve güzel kokuların geldiği mutfağa girdi.Dün pek konuşmadıkları omegayı arkası dönük, kıvırcık saçları omuzlarında tezgahta bir şeylerle uğraşırken görünce şaşırdı.
Louis temkinli şekilde ona yaklaştı. Onu korkutmak istemezdi sonuçta. Gerçi kokusundan çoktan anlamış olmalıydı geldiğini.
"Günaydın alfa." Dedi neşeli bir sesle omega. Louis biraz şaşkındı. Dün ağzını bıçak açmayan omega kokusunu duyar duymaz neşeli bir sesle karşılık vermişti ona.
"Günaydın omegacık." Dedi Louis onun bu neşesind gülerek.
Omegacık. Galiba bu küçük lakabı sevmişti Harry.
"Omegacık, özür amaçlı pankek hazırladı." Dedi çikolatalı pankeklerin olduğu tabağı masaya geçmiş alfanın önüne koyarak.
"Özür mü?" Dedi Louis şaşkınlıkla. Ne özründen bahsediyordu?
"Dün gece olanlar için..." Harry utanarak gözlerini kaçırdı. "S-seni biraz etkiledim sanırım." Hem de nasıl... dedi Louis içinden. Yatağa döndüğünde bir türlü uyuyamamıştı, sabaha kadar odasını havalandırmış, koku tamamen çıktığında uykuya dalabilmişti.
Neredeyse onu mühürleyecekti. Hayatında ilk defa dişlerinin bu kadar sivrileştiğini hatırlıyordu. Az kalsın dilini kesecekti dişleri. Vücudu omegayı mühürlemek için titremişti gece boyu.
"E-evet." Dedi Louis utançla boğazını temizleyerek. "Sorun değil, olur öyle şeyler."
Harry gülümsedi, alfanın karşısına oturdu ve kendine hazırladığı tabağını yemeye başladı.
Louis omeganın yaptığı pankekleri yerken elinde olmadan yüzünde bir tebessüm oluştu. Bu kadar güzel yemek yapması normal miydi?
"Çok güzel..." dedi istemsizce Louis. Harry anlamayarak ona döndüğünde boğazını temizledi ve açıklamak zorunda kaldı. "Pankekler."
Harry'nin bu iltifat ile yanakları kızardı. "Teşekkür ederim." dedi ve tekrar tabağına döndü.
Louis normalde kahvaltı eden birisi değildi, evinde ilk defa doğru düzgün bir kahvaltı ediyordu. Pankekleri sırayla bitirirken çayını yudumladı.
Uzun ancak sessiz süren kahvaltıdan sonra beraber bulaşıkları hallettiler. Ardından ikisi de odasına hazırlanmak için çekildi.
Bugün Harry, Zayn'in sayesinde bahsettiği öğretmen Niall Horan ile tanışacak, aslına bakarsanız tekrar görüşecekti. Çocukluk arkadaşıydı Niall, tabii Harry onu pek hatırlamıyordu...
Üzerine yün, yeşil bir kazak geçirdi. Altına kot pantolonunu giydi, saçlarını topuz yaptı. Parfümünü sıktı ve daha sonrasında çantasına attı. Giderken onu Louis bırakacak olabilirdi ancak dönüşte yalnız olacaktı omega.
Louis üzerini giymiş, rozetini boynuna aşmış, silahını beline takmıştı. Saçlarını da biraz düzelttiğinde çoktan hazırlanmıştı. Alfa olduğundan kokusunu bastırmak için aptal bir parfüme de ihtiyaç duymuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
out of the woods (larry)
FanfictionOmega olan Harry, güvenliği için babası tarafından Doncaster'daki sürüye gönderilir. ★ yazım yanlışı uyarısı. ★ bölüm uzunlukları tutarsız olabilir.