Sadece karanlık.... Peki ya karanlık aydınlığın yarısıysa... O zaman sevgisizlikte sevemenin yarısı olmazmiydi.....
~Yazar~(Saatler sonra Mavinin Anlatımıyla)
Gözlerimi açtığımda her yerim ağrıyordu. Boynum tutulmuştu ve başım zonkluyordu. Daha nerede olduğumu bile idrak edememiştim. Aklımda sadece o düştüğüm ve Bengiyi bulmaya yemin ettiğim an vardı. Gerisi... Tam o sırada kalkmak için hamle yaptığımda kolumda bir şey fark ettim. Yavaşça koluma dönüp baktığımda serum vardi. Sonra etrafımı incelediğimde hastanede olmadığımı fark ettim burası hastane değildi. Burası burası bir dağ eviydi.
"Ben ben nasıl ya?" diye kendi kendime konuşurken serumu kolumdan bir anda çektim ve kolum feci şekilde kanamaya başladı.
"Hah harika bi sen eksiktin zaten başım dönüyor. Şimdi de kan kaybından bayilayım emi?"
Diye kendi kendime söylenerek zorlukla yattığım koltuktan kalktım. Dizlerim tutmuyordu sanki.Yavaşça kalkıp pencereye doğru yürüdüm. Pencereden dışarıya baktığımda ise ne göreyim orman.
"Yok artık ya bari kaçırıldım onu anladim ama orman ne ya insan sahil kenarına falan kaçırır."
Diye söylene söyleyene bir şeyler aramaya başladim. Oda zaten küçüktü. Ful ahşaptan oluşan odanın içinde ahşap dolaptan başka birde az önce kolumu kanattiğim koltuk vardı. Tabi yerler de kan içindeydi. Kolumu acilen sarıcak bir şey bulmaliydim. Yavaşça kapıya doğru ilerledim ve kapıyı açmak için zorlukla elimi attım ama kapı açılmadı."Yok artık ama ya arkadaş bir yere kaçmıyorumki sadece kolumu sarmam lazım. Niye kitliyorsunki kapıyı?"
Diye sinirle burnumdan soludum. Ama tam o an beynim transa geçti ve iç sesim konuştu...*"Mavi sen şu an tanımadığın birinin evindesin ayrıca senin hayatını kurtarmışda olabilir. Ama seni az sonra öldürmeyeceği ne malum? ayrıca Bengisu kayıp daha fazla oyalanacak vakit yok. Kolunu sar ve kaç buradan....*
Diye fısıldayınca iç sesimin haklı olduğunu fark ettim. Kaçmak zorundaydım. Bengi tehlikedeydi. Tek başına nereye gidebilirdiki bu çocuk? Ayrıca Bengiye evden giderken beni beklemesini söylemiştim. Şimdi neden gittiki? Bengi akıllı bir çocuk neden kaçarki? Bunun altında başka bir sebep olmalı ama ne...
Beynim bunu düşünürken ayni anda ordaki ahşap dolabı açmak üzere ayaklarım benden izinsiz hareket etti. Ama kolumun ağrısı çok kötüydü. Hatta kizarmiştı bile şimdiden. Sanırım çekerken iğne içinde kaldi. Çünkü dayanılmaz bir acı vardi damarlarımda. Dolabi açtığımda şok geçirdim çünkü içinde hiç bişey yoktu sadece bir gömlek bir su ve bir silah üstünede bir not bırakılmıştı.
Notta şöyle yazıyordu.
"Merhaba Mavi bu notu okuduğuna göre uyandın. Senden ricam bir kaçma girişiminde bulunmaman çünkü bu senin ölümüne olur. Ayrıca O çok sevdiğin kardeşini kurtarmak içinde asla bir şans kalmaz. Lütfen beni anla ben dönene kadar kulübede kal...
~......~"İnanamıyorum" diye bağırmak istiyorum....
"Nasıl ya ?"
Ben uyurken neler olmuş olabilirdiki? Bengi tehlikede bu... Kimse artık odada kal ölürsün demiş."Acaba hepsi bir oyun mu?" diye söylenirken gitmeyi düşündüm.
Ama bekleyecektim en azından o gelene kadar. Çünkü eğer ben ölürsem Bengi tehlikeye girerdi. Çünkü artık kimseye güvenim yoktu. Ayrıca burdan kaçsam da en fazla 2 saate bayılır kalırdım. Sonra başıma gelebilecek bin türlü bela olabilirdi. Evet bekleyecektim.. ne kadar güvenmek istemesemde bekleyecektim. Onun için...
.
.
.
.
(Saatler önce Duman'dan)Ben Duman 26 yaşındayım. Polisim saatler önce bir ihbar aldım. İhbarda insanlara saldıran ve bir ara sokakta sinir krizi geçiren bir kadın olduğunu söylediler. Ona en yakın ekip ben olduğum için ben yönlendirildim. Ara sokağa vardığımda kadın baygındı.
Kadının kestane rengi saçları vardı teni buna rağmen bembeyazdi. Üstü başı berbat haldeydi ama yinede inkar edilemez şekilde güzeldi....
Kadının yanına gidip
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ümit
Teen FictionBir Ümit ne kadar değerlidir sizce? Ümit dediğimiz şey nedir aslında? Neden vardır hayatımızda? Çünkü insanlar o ümitle yaşarlar o ümitle nefes alırlar. Sizin hiç hayattan Ümidiniz kesildimi. hiç bir sevdiğinizi o ümitsizliğin içinde aradınız mi? İş...