-4-

122 23 4
                                    

Multimedya: Cihat gülerken :D 

Arabayı durdurduğunda hemen indim. Evin kapısına doğru yürüdüm ve kafamı kaldırınca  ağzım açık kaldı. Kaç katlıydı acaba bu ev? Pardon villa hatta saray yavrusu bile diyebilirdim.  Kapıyı anahtarla falan açmadı bir şifre girip açtı resmen ve  bana hiç bir şey demeden ilerledi. Gösterişli kocaman evin kocaman da havuzlu bahçesi vardı. Evin asıl kapısına geldiğimizde anahtarla açtı. Sonuçta geç saatti ve yardımcıları eminim ki vardır ama sanırım şuan yok.

''Burada kaç kişi kalıyor? Yani ailenle mi ?''

''Hayır ben tek kalıyorum. Burası benim evim.'' Eve girdiğimde merdivenleri sonra salonu gördüm. Bir koridor da gördüm sanırım orası mutfağa gidiyordu. Salon kahverengi deri koltuklar kocaman televizyon ve daha bir çok şey ile doluydu. Ben evi süzerken o bıkkınca nefesini dışarı verdi ve merdivenlerden yukarı çıktı ben ise umursamayıp kendimi koltuğa attım. Oturunca daha da kısalıyordu bu elbise ya. Ben elbisemin eteğini çekiştirirken Cihat aşağı indi elinde  siyah bir tişört ile.

''Al bunla idare et şimdilik ben duşa gireceğim.'' eh en azından elbiseden iyidir ki onun tişörtü bana elbise kadar geleceği için altıma bir şey vermemişti gerçi gerek de yoktu. Bardan üstüme alkol kokusu sindi ve ben hayatta duramam bu kokuyla mecbur bunu sormak zorundaydım.

''Bende bir duş alabilir miyim? Alkol kokusu sinmiş hep her yerime''

''Tamam gel misafir banyosunu gösteriyim'' dedi. İyi sapık çıkmadı şimdilik. Merdivenlerden çıkarken onu takip ettim sonra beni banyonun kapısında bıraktı ve kendi odasına gitti. Kapıyı açtığımda yine ağzım açık kaldı. Lüks süper bir banyo tam karşımdaydı. Kocaman bir küvet hatta televizyon bile koymuşlar yuh be. Daha farklı bir konumda olsaydım bu banyonun sefasını sürerdim ama ne yazık ki hayat şartları. Küpemi yüzüğümü elbisemi falan çıkarıp bir kenera koydum ve suyu açtım. Şampuanlar vücut losyonları çok güzel kokuyordu ya mayışmak üzereydim neredeyse. İki kere saçımı şampuanlıyıp lifi de kullandıktan sonra kokunun gittiğine kanaat getirdim. Takıntım vardı maalesef. 

Dolaptan elime bir vücut ve bir saç havlusu alıp önce kokladım. Temiz hatta yeni yıkanmış olduğunu anlayınca kurulandım. Çamaşırlarımı ve Cihatın verdiği tişörtü giydim. Saçlarımı havluyla kuruladım. Saç kurutma makinesine gerek yoktu  hem üşeniyordum. Saçlarım çok uzun olmasa da kısa da değildi gerçi ama  hem de zaten hava sıcaktı kururdu. Tişört dizlerimden bir karış yukarıda oldu ama elbisemden azıcık daha kısaydı sanki ve baya bir bol olmuştu. Siyah renk de üzerimde çok güzel durdu be. Tövbe ya nerede olduğumu unutuyorum. Elbise ve takılarımı alıp banyodan çıktım. 

Koridorun karşısından Cihatta geliyordu. Saçlarının ıslaklığından banyo yaptığını anladım. Ah çok zekiyim. Dar bir beyaz askılı ve gri kapri giymişti. Yakışmış. Oda beni fark edince baştan aşağı yavaşça süzdü ve sonra gülmemek için kendini tuttu ya resmen.

''Ne var çok mu komik?''

''Tişörtüm çok yakışmış bir on beden büyük ama büyünce de giyersin. Beğendiysen senin olabilir hatta'' deyip bu sefer kahkaha attı.  O kadar mı komik duruyordu acaba aman neyse ne.

''Saol istemez.'' diye net olarak sertçe cevap verdim. ''Ben hangi odada kalacağım elbisemi falan koyacağım da''

''Sen ver ben kendi odama bırakayım sen de salona in geliyorum.'' 

''Neden kendi odana koyacaksın ki ?'' diyerek elbisemi ve takılarımı ona verdim.

''Orada kalacaksın çünkü.'' tam ağzımı açıyordum ki ''Kapa çeneni bunu sonra konuşuruz şimdi aşağıya'' dedi ben de şimdilik konuyu kapattım ve salona indim. Koltuklara oturdum. Cihat ta indi ve yanıma oturdu. Kumandayı alıp televizyon da kanalları gezmeye başlamıştı ki bana döndü

SESSİZ ÇIĞLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin