-5-

88 22 2
                                    

Multimedya: Maya ve Murat    

Bölümle alakası yok ama artık bu karakterleri de belirlemem gerektiğini düşündüm.

Önceki bölümde ki yazım hatalarımı görünce gülmeden edemedim. Dikkatim fazla dağılmıştı yazarken ve bölüme de yansımış. Yazım hataları için kusura bakmayın her zaman kontrol edemiyorum. Keyifli okumalar. :)

Kapıyı açtığında odasına şöyle bir göz gezdirdim. Ondan bekleneceği gibi siyahın ağır bastığı, aralarda  beyaz renklerinde olduğu fazla dolu olmayan odada kocaman ve eminim ki bir o kadar da rahat olabilecek türden yatak, giysi dolabı, diz üstü bir bilgisayar, çift kişilik bir koltuk ve de banyoya gittiğini düşündüğüm bir kapı vardı.

''Tam da tahmin ettiğim gibi siyah ağırlıkta. Neyse ben şu koltukta yatarım. Bir yastık ve pike verirmisin?''

''Cidden benim dediklerime hayla karşı gelebildiğine göre beyninde bir problem olduğunu düşünmeye başladım. Koltukta değil yatakta yatacaksın.'' diye emredici bir ses tonu kullandı kaşlarını çatarak.

''Neden orada yatacakmışım? Anladım çok misafirperversin rahat etmemi istiyorsun ama saol canım ben koltukta da rahat edebilirim'' diyerek koltuğa oturdum. O ise tam önümde dikelerek bana dik dik bakmaya başladı. Ee haliyle bende kafamı yukarı kaldırmak zorunda kalıyordum ve boynum ağrıdı artık ama..

''Ay ne bakıyorsun ayı mı oynuyor? O yüzdense yanlış tarafa bakmaktasın ayna tam arkanda '' diyerek ona dolabına monte edilmiş aynayı işaret ettim. Biraz fazla mı ileri gitmiştim acaba ? Birden kolumu tutarak beni koltuktan kaldırdı ve kendine çekti. Gözlerindeki o karanlığı şuan çok daha net görebiliyordum.

''Bak kızım senle eğlenirken fazla yüz verdim galiba haddini bil neden burada olduğunu unutma'' diye tısladı. Ama üzgünüm ki bende kendimi frenleyemiyorum.

''Aa haklısın. Ben buradayım çünkü bir maganda tarafından ailemle tehdit edildim ve ne isterse yapmak zorundayım. Hatta patronumun deyimiyle onun oyuncağıyım dimi?'' diye bağırdım. Sabrım taşmıştı artık. Tamam oyun oynadık güldük falan da bütün günün sinirini çıkarmak lazım. Bende ne dengesizim ha daha demin çocukla sarmaş dolaştım.

''Aslında bakarsan şuan durumu gayet açıkça özetledin. Tabi arada hatalı sözcükler kullanarak.'' deyip bu sefer de güldü. İnanamıyorum

''Ay yok ben kendime dengesiz diyordum ama beterin beteri varmış. Bir kaş çatıp bir gülüyorsun dengesiz.''

''Sende aşağıda bol bol güldün hatırlatırım. Daha demin bana sarılıyordun. Yerinde olsam kim daha dengesiz düşünürdüm''

''Ne! Ben mi sana sarıldım? Sen gelip böcek gibi yapıştın ya. Zaten benim şansıma bana uğur böceği konmaz senin gibi öküz gelir konar'' uv yine galiba fazla laf soktum ki kaşlarını olabilmesi mümkünmüş gibi daha da çatmaya çalıştı ve kolumu öyle bir sıkıyordu ki morarcağını düşünmeye başladım.

''Bırak kolumu canımı acıtıyorsun'' diye bağırdım ama parmakları hayla gevşemedi. Acıdan ve sinirden ağlamamak için zor duruyordum ama güçsüz olmayacaktım.

''Seni bir çok kez uyardım ve sen hayla itaat etmek yerine baş kaldırıyorsun. Aileni o kadar da sevmiyor musun yoksa?''

''Sen, sen...'' diyecek bir kelime bulamadım artık.

''Ah evet ben. Şimdi çok konuşmada yat'' diyerek resmen beni yatağa savurdu ayı. Yapacak bir şey yoktu. Yatağın en kenarına gidip çarşafın altına girdim. Sonra o da askılısını çıkartıp diğer tarafa yattı. Ona daha fazla bakmadan hemen sırtımı ona döndüm ve gözlerimi kapadım. 

Gecenin bir yarısı Cihatın sayıklamalarıyla uyandım. Ona doğru döndüğümde anladım ki kaşlarını çatmış ve terlemiş. Ne dediğini pek çıkaramadım ama sanırım kabus görüyordu. Onu dürttüm ama uyanmadı. Sonra ağzından dökülen bir kelimeyi işittim

 'Anne' Acaba annesini mi görüyordu ? Annesi hakkında da hiç bir şey duymadım ki. Babası karanlık onu biliyorum da annesi vefat mı etmiş ti acaba? Belkide o yüzden bu kadar sert ve duygusuz oldu. Kimse durup dururken bu hale gelmez sonuçta. Ne yapsam diye düşünürken o hayla annesini sayıklıyordu. Ne yalan söyliyim ne yaparsa yapsın içim parçalandı. Belki elini tutarsam ona yalnız olmadığını falan hissettirirsem rahatlardı. Ona doğru yaklaştım ve tam dibine yattım. Kafamı ona doğru döndürüp vereceği tepkiyi merakla bekleyerek elini tuttum. Kaşları normal şeklini alırken elimi daha sıkı tuttu. Sayıklaması kesilmişti. İster istemez gülümsemiştim. Sonra beni kendine daha çok çekti ve bende kıpırdanmadan kafamı göğsüne koyup gözlerimi kapattım.

Okuduğunuz için teşekkürler vote vermeyi unutmayın lütfen :))



SESSİZ ÇIĞLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin