''Gidiyor musun ? Neden ?''
''Kızımm..''
''Annemden sonrada sen mi terk ediceksin bizi.''
''Melis dinle bi kızım.''
''Dinlemiyorum baba git. Sende git.'' diyerek oradan ayrıldım. Selim hemen buradan gitmek istediğimi söyledim. Zeynep ve Ali ne olduğunu anlayamadı. Ali merakla sordu.
''Ne oluyor abla ne bu halin ? Babam ne dedi ?''
''Gidiyoruz dedim. Evde konuşuruz kalkın.'' diyerek kaldırdım. Yolda giderken sesizce gözümde yaşlar dökülüyordu. Kimsenin ağladığımı görsün istemiyordum. Eve geldiğimizde banyoya girip yüzümü yıkadım. Selim yanıma gelerek ağladığımı gördü.
''Melis neyin var ?''
''Birşey yok iyiyim ben.''
''Melis baban ne dedi ?''
''Gidiyormuş buralardan. Şimdi ben bunu nasıl söylerim kardeşlerime.'' diyerek ağlamaya devam ettim. Selim bana sarılarak saçlarımı okşadı. O sırada Ali bizi duymuştu. Kapıyı serçe açarak.
''Nereye gidiyor ?''
''Ablacım sakin ol.''
''Söylesene abla bize ne zaman diyecektin. Babam burdan gidince mi ?'' diyice Selim araya girdi.
''Ali sakin ol ablana yüklenme.''
''Sen karışma enişte.'' diyince açıklamamı yapmak istedim.
''Bilseydiniz daha mi iyi olucaktı ? Hem bende yeni öğrendim. Sizde benim gibi üzülcekdiniz. Ben sizin üzülmenizi istemiyorum.''
''Pekala ben gidiyorum abla.''
''Alii.. Aliii.. Nereye ?'' diyerek arkasından bağırsamda dinlemeden gitti. Telaşlandığımı gören Selim hemen arkasından çıkarak.
''Ali'yi merak etme ben hallederim.'' dedi. O sırada Zeynep yanıma gelerek.
''Abim nereye gitti abla ?''
''Selim eniştenle bir işleri varmış canım. Önemli birşey değil yani. Hadi biz biraz birşeyler yiyelim. Yiğenin çok acıkmış.'' dedim ve gülümseyerek.
''Tamam olur.'' dedi ve mutfağa geçtik.Selim
Ali'nin arkasından koşmaktan nefesim kesilmişti. Bir yerde durarak telefon konuşması yaptı. Sonra yürümeye devam etti. Bi cafeye oturdu. Sami babada geldi. Bende hemen yanlarına gittim.
''Kusura bakma Ali ama gelmek zorundaydım. Ablan çok merak etti seni.'' dedim. Ali hiç birşey demeyerek babasına baktı.
''Neden sadece ablama söyledin ?''
''Ali ben hemen gitmiyorum. Sizinlede konuşacaktım.''
''Nereye gidiyosun ?''
''Belli değil.''
''Peki neden baba ? Neden gidiyorsun ?''
''Annenle hatıralarım çok burada. Artık burada yapamam Ali''
''Peki ya biz baba, biz ne olucaz ? Bunu hiç düşündün mü ?''
''Düşündüm. Sizi ablanıza emanet ederek gidiyorum. Hem sizi bırakmıycam ki oğlum. Arada gelirim yanınıza siz gelirsiniz yanıma. Bak dağ gibi enişteniz var. Ben yokken o sizin babanız olur.'' dedi. Ben gülümsedim.
''Tabiki Ali. Ablan ve Zeynep'i üzme daha fazla. Hadi eve dönelim.'' dedim. Ali ilk önce babasına baktı ve şöyle dedi.
''Bizi asla bırakma olur mu sık sık ara.'' diyerek sarıldı babasına. Onlar sarılırken Melis aradı.
''Alo hayatım.''
''Selimm.. Ali iyi mi ?''
''İyi bitanem. Geliyoruz şimdi. Babası ile konuşuyorlar.''
''Öyle mi peki tamam. Bekliyorum sizi geç kalmayın.''
''Tamam Melis.'' diyerek kapattım. Ali ile oradan kalkıp bir taksi ile eve döndük. Melis, Ali'yi görünce sıkıca sarıldı.
''İyi misim ablacım ?''
''İyiyim abla iyiyim. Kusura bakma sanada bağırdım ama.'' diyince Zeynep merak ederek sordu.
''Neden bağırdınki ablama abi ?''
''Abicim bu ablanla benim aramda özel bir konu.''
''Peki tamam saklayın benden yine.'' dedi mızmızlanarak. Babam Zeynep ve Ali için 2 aya kadar seyehatini erteleyeceğini söyledi. Zeynep'te bu sayede durumu öğrenmiş oldu. Ali bu duruma çok sevinmişti.Sami
Oğlumla vakit geçirmek için buluşmuştuk. Eğlenirken bir anda telefonum çaldı. Arayan Pelin'di.
''Alo Sami buluşmamız lazım.''
''Şimdi olmaz meşgulum.''
''O kadarda meşgul değilsin. Seni görüyorum şuan. Oğlun birşeyleri bilmesini istemiyorsan çabuk mesaj atacağım yere gel.'' diyince ilk önce bir etrafıma bakındım.
''Tamam gelicem.'' dedim ve Ali'ye dönerek
''Oğlum ufak bir işim çıktı. Sonra tekrar buluşuruz olur mu ?''
''Tamam baba git sen .'' dedi ve hesabi ödeyerek çıktım. Bu kadın yine benden ne istiyordu. Buluşma yerini gittim. Sinirliydi biraz. Oturmamı istedi, oturdum.
''Neden ertelendi bu seyehat ?''
''Pelin benim karım daha yeni öldü. Öleli 1 ay yeni oluyor. Çocukları bir anda bırakıp gidemem. Zehra'da böyle olsun istemezdi.''
''İyide kadın eceli gelmiş ölmüş Sami. Çocukların başında tavuk gibi beklemenin anlamı yok.''
''Bu kadar küçümsemesen ölen kişi insan sonuçta benim karım.''
''Samiii.. Bak tamam seni anlıyorum. Üzülüyorsun, fakat hayat devam ediyor.''
''Evet ediyor. Ama kolay değil Pelin beni biraz olsun anla. Sabret işte 2 ay sonra onları bir daha görmiycem.''
''Pekâlâ istediğin gibi olsun.''
''Nil Su ne diyor bu duruma ?''
''İkimizden de nefret ediyor. Bizimle bir alakası kalmamışda, artık o evliymişte felan felan.''
''Bu kızı bu hâle sen getirdin.''
''Benimle ne alakası var Sami ? Baba olsaydında sen eğitseydin kızını.''
''Şşştt.. Yerin kulağı var biri duyucak şimdi. Babası felan diyip durma.''
''Senin bu korkaklığın yüzünden kızımız bizden soğdu farkında mısın ?''
''Bem onum için herşeyi yaptım Pelin. Daha ne yapayım ?''
''Elinden geleni yaptın öyle mi ? Melis'e verdiğin değerin % 1'ini bile Nil Su'ya vermedin sen.''
''Ne alakası var ? Nil Su'yuda Allah bilir böyle doldurup soğuttun benden.''
''Yaa sen baba olmadan önce keşke adam olasaydın. Sen seçtin bunu bir aile yetmedi sana iki ailen oldu. Birde idare etmesini bilsen içim yanmaz.''
''Bunu bildiğin hâlde beni kabul ettin ama.''
''Ettim çünkü seni seviyordum. Zehra seni bu kadar sevdi mi ? Seni kapının önüne attı bee.. Yıllarca çocuklarını senden sakladı.''
''Ölmüş gitmiş kadının arkasından konuşma şimdi. Zaten aklım hâlâ onda. Katili bulunmadı. Kamera kayıtlarıda çalınmış.''
''Canım katilini bilsen ne olcak sanki. Sonuçta kadın öldü. Katili bulununca geri yaşıycak hali yokya.''
''Olsun. Zehram belki rahat yatamıyor mezarında.''
''Ayy Sami ya saçma sapan konuşmasana. Yatak mı bu mezar yani. Hem ölü zaten ne hissedicek sanki.''
''Sus lütfen Pelin yaa.. Zaten böyle kaçar gibi hissediyorum. Sanki biz öldürmüşüz gibi.''
''Aaa.. Hayatım senin sinirlerin bozulmuş.''
''Of sanırım haklısın.''
''Bak şimdi dış ülkeye gitmek seni rahatlatcak. Tanıdık kimse yok ohh sessiz sakin kafa dinliyor olucaksın. Ben yanında olucam eskisi gibi beraber olucaz.'' dedi ve biraz daha konuştuktan sonra oradan ayrıldım. Melis'leri merak ederek onlara uğradım.
''Hoş geldin baba gel.'' diyerek davet etti Melis. Biraz kızgın görünüyordu. Benimle yalnız konuşmak istediğini söyledi. Bu yüzden evde fazla kalamayarak aşağıya indik. Biraz yürüdükten sonra merak ederek sordum.
''Melis kızım iyi misin ?''
''İyiyim baba sana birşey sormak istiyorum.''
''Sor kızım.''
''Bunu sormalıyım diyeçok düşündüm. Özel hayatın beni ilgilendirmez tabi ama merak ettim açıkcası.''
''Melis beni korkutuyorsun. Kötü birşey mi oldu ?''
''Hayır baba öyle düşünme lütfen.''
''Peki sorum nedir ?''
''Sorum şu baba. Bugün Pelin Hanımla buluşmuşsun.''
''Sen nerden biliyorsun ?''
''Sorumu daha sormadımki bir dinle istersen.''
''Özür dilerim kızım devam et.''
''Onunla bir araya gelip ne konuşabilirsin diye uzun uzun düşündüm. Baba o kadınla ne işin vardı ?'' dedi. Buz gibi olmuştum. Ne diyeceğimi bilemiyor, öylece bakıyordum. Yoksaaa.., yoksa birşey mi biliyordu ? İşte bu beni korkutan en büyük sorundu . . .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Benim Hikayem
Teen FictionHayatımız bir hikayedir.. Herkesin hikayesi farklıdır. Ölmüş babamın hayatıma girmesiyle beraber hikayem maffolmuştu.Keşke o hiç yaşamasaydı.Merak etmeyin her hikayade bir prens olur. Hikayemin tek aydın yanıyda oydu... Fakat o da karardı. Evet baze...