4

255 43 21
                                        

Yine o evin önünden geçmişti, ve yine pencerede kendisine bakan bir Jisung yoktu.

Minho endişelenmeye başlıyordu, ve Jisung ile tanıştığı o günden beri herkese karşı tavırları değişmişti.

Bunu doğal olarak en başta Jinri fark etmişti, altı yıllık ilişki hayatlarında Minho'nun kendisinden bu kadar uzak durduğu ve içine kapandığı başka bir zaman dilimi hatırlamıyordu. Aldattığından şüphelenip telefonunu kurcalamış ve onu bir iki kere izlemişti fakat bir şey bulamamıştı.

İkinci kişi ise en yakın arkadaşı Changbin'di, aramaları sürekli meşgule atması ve kendisiyle konuşmak için ayağına kadar geldiğinde bile hayallerinden sıyrılmıyor olması onu da korkutmuştu.

Fakat Minho'nun kendisiyle halletmesi gereken sorunlar olduğunu düşünüp onu yalnız bırakmışlardı.

Minho o gün uzun süre evin penceresine baktı uzaktan, belki Jisung çıkar da kendisine tekrar el sallar diye bekledi.

Onun yerine büyükbaba Kim çıktı evden, ve sakin adımlarla dışarı doğru yürümeye başladı.

Minho onu gördüğünde yanına yaklaştı.

"İyi akşamlar efendim." adam ona bakıp kocaman donuk gözleriyle süzdü.

"İyi akşamlar." Minho başta Jisung'u sormak istese de sonradan bu konuyu bu adama açmanın ne kadar gerici hissettirdiğini fark edip dolaylı yoldan laf almak için soru sormaya karar verdi.

"Uzun zamandır burada yaşıyorum ama sizi ilk kez görüyorum, yeni mi taşındınız?"

"Hayır, otuz yıldır burada yaşıyoruz biz."

"Anladım... Çocuklarınızla mı?" adam başıyla reddetti.

"Eşim ve ben." Minho anladığını belirtir gibi başını salladı.

"Çocuklarınız?" adam birden etrafa bakınmaya başladı.

"Çocuğumuz yok bizim, sadece ikimiziz." agresif bir tonla söylediği şey üstüne Minho istemsizce geriledi.

"Yani size bakmaya gelen kimse yok mu?" adam başıyla reddetti.

"Sadece ikimiziz."

"Anladım, bir şeye ihtiyacınız olursa istemekten çekinmeyin lütfen, görüşürüz efendim." Minho ona eğilerek selam verip oradan uzaklaşırken kısa bir an penceredeki endişeli Jisung ile göz göze geldi fakat bir şey yapmadı, ona göz kırpıp evine ilerlemekle yetindi.

Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki...

*~*

Elindeki bir tabak yemekle beraber yatak odasına girdiğinde Jinri gergin hissediyordu.

Aslında Minho'yla tatlı ve huzurlu bir ilişkileri olsa da Minho sinirlendiğinde gerçekten de korkunç birisi olduğu için Jinri o gerginken onunla konuşmaktan çekinirdi, gerçi Minho kendi duygusal durumunun sinirini asla ondan çıkarmamıştı fakat yine de birinin yeterince sinirlenirse ne kadar saldırgan olabileceğini bildiğiniz zaman bu konu sizi normal olarak gerebilirdi.

Minho sessizce yatakta oturmuş, kendine çektiği ve sarıldığı bacaklarına yaslanmış bir halde düşünüyordu. Jinri içeri girdiğinde de başını kaldırmamıştı.

"Yemek yiyecek kadar iyi hissediyor musun?" Minho mırıldandı.

"Aç değilim." Jinri elini kocasının saçlarına koydu ve hafifçe okşadı.

"Sana bu kadar ağır gelen ne var bilmiyorum ama bugün büyükanne Kim'i gördüğümde her şeyin başında sana onlardan bahsettiğimi hatırladım." Minho duyduğu isimle başını kaldırınca Jinri derin bir nefes aldı. "Pekala, seni deniyordum. Onlarla ilgili bir şey seni rahatsız ediyor değil mi?" Minho başını tekrar dizlerine yasladı.

"Konuşmak istemiyorum, lütfen benim de sırlarımın olmasına izin ver." Jinri mırıldandı.

"Ne bana ne de Changbin'e söylemek istemeyeceğin kadar özel ne olabilir ki?"

"Özel işte." Minho derin bir nefes verip bacaklarını indirdi ve kollarını karısına uzattı, Jinri usulca ona sarıldığında etrafındaki kolların sanki Minho onu daha iyi hissettirmeye çalışıyormuş gibi kendisini sardığını fark etmiş ve buna sessizce izin vermişti.

Sevdiği adamın omzuna yaslanmış ona sarılırken iç çekti.

"Artık çocuk istemiyor musun?"

"Seninle çocuğum olmasından daha çok istediğim hiçbir şey yok." Jinri başını hafifçe kaldırıp ona baktığında Minho usulca gülümseyip onu kendine çekti ve dudaklarını öpmeye başladı.

Jinri'yle beraber geçirdiği bu anda aklında Jisung yoktu, fakat sonrasında sarılıp uyurlarken vardı.

Hep ıslak gördüğü yanakları ve yaralarla dolu kollarını, derin sayılabilecek ama hala tatlı sesini düşündü gece boyu.

Onun için bir şeyler yapması, acı çektiğini söylediği yerden kurtarması lazımdı.

Horror Scene \ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin