3. Bölüm

230 25 9
                                    












      Hayır, ölmüyormuşum. 

  Gözlerimi alan ikinci araba ışığıyla valizlerimi çullandığım gibi arabaya doğru koşmaya başladım. Arabada zaten önümde durmuştu. Camı tıklattığım gibi hemen açıldı ve içeriden genç bir oğlan '' Abla atla arkaya. '' dedi. Çocuk aynı Arda Güler gibiydi. Valizlerimle birlikte hemen kapıyı açtım ve kendimi hiç düşünmeden içeri attım. Zaten kalabalık olan arabaya bindiğim de cam kenarında oturan güler yüzlü bir adam '' Alayım bacım onları yük olmasın sana. '' dedi. Hiç itiraz edecek halim olmadığı için güçlükle ona doğru uzattım. Sonra diğer cam kenarına kurulduğum da yolculuk başladı. Yorgunluktan gözlerim kapanırken bir anda arabanın içini dolduran '' Son Pişmanlık Neye Yarar '' şarkısı ile gözlerim açıldı. Anlaşıldı, bu gün o gözler kapanmayacak!

    '' Ee bacım, niye bu saatte yollardasın? '' diye sordu valizlerimi tutan eleman. Haklıydı. Dudağımı büzerek kendimi acıklı bir hale soktum ve '' Ben aslında buraya iş için gelmiştim. Otobüsüm beni burada bıraktı. Sonra herifin biri beni görmesine rağmen arabasına almayınca kaldım öyle. '' dedim. Gayet açık bir anlatımdı bence. Bunu dememle hepsi birbirine baktı ardından aralarında tek kadın olan kişi sert sesiyle '' Bizim buralarda nadir olur böyle olaylar. '' dedi. Başımı sallamakla yetindim. Nadiri de beni bulurdu zaten. 

   '' Pars ben. Yerli olmadığınız belli zaten de, sorması ayıptır nerelisiniz? '' dedi karşımda oturan adam. Neden sorduğunu anlamasam da düz bir sesle '' İzmirliyim ben. '' dedim. Pars denen adam ıslık çaldığın da yanında ki adam göz devirerek '' İbo ben de bacım, sen bu asalağın kusuruna bakma. '' dedi. Valizlerimi taşıyan eleman gülümseyerek '' Ömer bende bacım. Tek akıllı benim diyebilirim. '' dedi. Bu dediğine güldüğüm de arabayı kullanan kişi sert ve nedense mesafeli gelen sesiyle '' Ben dahi olduğum için beni saymadı. Bu arada nereye gidiyoruz? '' dedi. Çabucak adresi söyledim ve sonrası sessizlik.


***


     Valizlerimi aldığım da minnettar bir sesle '' Gerçekten çok teşekkür ederim akşam akşam zahmet oldu size de. '' dedim. Adı Ömer olan kişi gülümseyerek '' Olur mu öyle şey yolumuzun üstü zaten. '' dedi. Tekrar teşekkür edip apartmana girecekken mesafeli adam arkamdan seslenerek '' Seni yolda bırakan ' herifin ' de yolunun üstündeydi. '' dedi. Kaşlarımı çatıp ne dediğini idrak etmeye çalışsam da dönüp arkama bakmadım. Ne ima etti ki o şimdi? Neyse, buna kafa yormayacağım. Valizlerimi kalan son gücümle taşıyarak apartmandan içeri girdim. Işıklar otomatik olarak yandığında hemen yan tarafımda ki asansöre attım kendimi. 

    3. kata bastım ve beklemeye başladım. İnanamıyorum ama Ağrı'dayım. Ve bir öğretmenim. Bu gerçekten ilginç. Tink sesiyle valizleri artık ayağımla ittirerek çıktım asansörden. Önceden aldığım anahtarımla kapıyı açtım ve kendimi içeri attım. Valizleri köşeye fırlatıp ışıkları açtıktan sonra üzerimde ki fazlalıklardan kurtuldum. Terlemiştim. Saçlarımı ensemden olabildiğince uzaklaştırdıktan sonra derin bir oh çektim. Sırtımı gererek evi gezmeye başladım. Evin döşeli ve her şeyin tam olmasının sebebi bir ev arkadaşım olmasıydı. Cinsiyeti dışında hakkında hiç bir şey bilmesem de iyi anlaşacağımızı düşünüyordum. Ben insanlara çok çabuk ısınan ve sıcakkanlı yaklaşan birisiyimdir de. 

Bordo AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin