♧³

230 49 25
                                    

Oy sınırı 10 gençlik bu sefer biraz kıyak geçeyim dedim hehehe




●●●●●●●●●●●●●●●●





Jisung uyanmıştı yine kabus gibi bir güne,yani öyle olacağından adı gibi emindi. Bir süre yatakta oyalandıktan sonra kalkmıştı. Bugün cumartesiydi neyseki,yoksa nasıl uyanacaktı bu güne düşüncesi bile korkunçtu. Jisungun karnı çok kazınmıştı fakat en son yaptığı yemekten sonra üstünde bir korku ve travma kalmıştı üstüne dün yaptığı yemek hala ocağın üstünde duruyordu,yemeğe bakmak bile ürkütüyordu jisungu. Jisung en son kalan izi hatırlayarak koluna tekrar baktı iz hala yerinde mi diye. Hayat onunla dalga geçiyor olmalıydı,iz yok olmuştu. Jisung gerçekten aklına bir düşünceyi koymaya başlamıştı bile. "Neden ben?" Dercesine düşünüyordu. Daha önce hiç bu raddeye gelmemişti,kendinden bile ürküyordu artık. Düşüncelerini yarıda kesen karın gurultusu olmuştu ve bu sefer dışarıda yemeyi seçmişti ve bir süre evde yemek yemeyecek gibiydi. Odasına gitti ve kıyafetini seçmeye başladı. Bir mavi bol kot pantolon ile bol siyah bir tişört giymişti. Son olarak basit bir parfüm sıkacaktı tenine. 2-3 fıs sıkmıştı fakat burnuna garip bir koku geliyordu. Okuduğu kitaplardaki tarifler gibiydi yani şey gibiydi Ceset Kokusu. Jisung bunu fark eder fark etmez midesi bulanmaya ve başı dönmeye başlamıştı. Hemen üstüne başka bir ferah koku sıkıp kendini dışarı atmıştı sonunda. Yolda sakin gözükmeye çalışarak yürümeye başlamıştı. Sürekli deli gibi kendini kokluyordu jisung hala öyle kokuyor muyum diye. Fakat heyecan ve panikten hiç birşeyin farkında değildi koklaya koklaya başı dönmüştü artık. Durağa geldiğinde ise normal gözükmeye çalışıyordu. Deli gibi titriyordu elleri,bu yüzden ellerini saklamaya çalışıyordu. Otobüs gelmişti ardından jisung otobüse binmişti. Tıklım tıklım doluydu bu en azından onu biraz rahatlatıyordu. Daha önceden onu rahatsız eden şey ilk defa içini rahatlatmıştı. Adeta bir huzur çöküvermişti içine. Jisung oturacak bir yer bulmuştu ve oraya oturmuştu. Pencere kenarında oturuyordu. Pencereden bakarken olsa gerek bir anda içi geçmişti bir uykuya dalmıştı.

Jisung gözlerini açtığında bir periler aleminde unutulmuş bir otobüsün içindeydi sanki. Ne olduğuna anlam veremiyordu çünkü otobüs tamamen boştu. Jisung ne yapacağını şaşırarak hemen yerinden fırlayı vermişti. Dışarıya bakmaya çalışıyordu ama dışarıda gibi değildi camların filmleri siyah olduğundan kaynaklanıyordu sanırım. Ama iyice baktığında bir şeyin içinde gibi gözüküyordu,garaj gibi. Jisung hem korkuyordu hem de ne yapsam diye düşünüyordu. Jisungun aklına bir fikir gelmişti! Telefon telefon evet telefondan yardım isteyecekti polisten. Jisung üstünü aradı ve telefonunu buldu nihayetinde. Telefonu açıktı,basbayağı açıktı ekranı hem de bir uygulamadaydı. Telefonun açıklığına şaşırmayı bir kenara koyup hangi uygulama diye baktı jisung. En son okuduğu hikayenin uygulamasıydı ve '???' isimli bir bölüme aitti. Bir öğrenci hakkındaydı hikaye aynen şöyleydi;

Küçük bir oğlan bir gün tek başına evden dışarı çıkmıştı ve otobüs durağına goderek otobüse binmişti. Otobüse bindiğinde otobüs bomboştu ve o bu durumun garip yanındansa eğlenceli tarafına baktı ve koltuklara yatarak,üstlerine çıkarak eğlenmişti. Bu böyle devam etmişti fakat hep ön koltuklarda yapıyordu bunu hiç arkaya gitmemişti bile. En arkaya doğru gitmişti tam bir koltuğun üstüne bir heyecanla çıkmıştı ki koltuğun üstündeki yazıyı görene kadar. 'bu koltuğa asla ayağınızı sürmeyiniz aksi takdirde lanet gelir ve kapınızı çalar.'  Aynen böyle yazıyordu. Çocuk endişeye kapılarak hemen koltuktan indi,koltuğun üstünü temizledi ve geri çekildi. Otobüs hala yola devam ediyordu fakat biraz karanlıktı. Çocuk şoföre bir şey sormak için yanına gitmişti. Ne? Şoför yoktu. Araba kendi kendine gidiyordu ve birden çocuğun kulakları çınlamaya başladı ve şu sesler gelmeye başladı;
'Lanetlendin'
'Lanetlendin çocuk'
'Hahahahaha öleceksin'
'Hiç öldün mü'
'Ölüm zamanın'
'Ruhun lekeli kalacak'
'Kurtuluş yok'
Bu seslerin hepsi aynı anda konuşuyordu. Çocuk dayanamıyordu,kurtlmak istiyordu buradan. Dileği gerçekleşti tabii,nasıl mı? İşte böyle. Otobüsten içeri göz kamaştırıcı bir ışık girmişti bir anda ve otobüs kontrolden çıkıp aşşağı uçsuz bucaksız denize düşmüştü ve kafası kopmuştu ardından-

Jisung telefonu ters çevirdi ve okumayı bıraktı içi titriyordu bedenine nazaran ruhu titriyordu. Hikayeden etkilenmiş olsa gerek ki bir şoför olup olmadığını kontrol etmeye gitmişti. Şoför vardı. Jisung "Ne yani ben sadece burada unutuldum mu?" Demişti. Şoför olduğunu görünce biraz rahatlamıştı ve şoförü uyandırmak üzere tırsarak dokunmuştu. Bir tepki yoktu,biraz daha bekledi ve gözlerini açmıştı adam. Tam karşısına bakıyordu,jisung ise yanında duruyordu. Adam yavaş yavaş kafasını çevirdi ve yerinden kalktı. Jisunga bakıyordu sinirli sinirli yüzü değişiyordu sanki değil mi? Evet evet kesinlikle değişiyordu. Ve aniden jisunga yapıştı ve kolunu sert bir şekilde ısırmaya başladı jisungun. Jisung acıdan '''inleyerek''' kaçmaya çalışıyordu. Jisung adam ile cebelleşirken jisungun telefonundan jisungun duyamayacağı bir ses çıkmıştı "işte tam olarak bu muazzam ses içindi,yakında benim için yapacağın günler de gelecek savaşcım" jisung adamı ittirmişti ve otobüs kapısının düğmesine basmıştı. İşe yarıyordu açılıyordu kapı. "İşte! Sonunde be!" Diyerek kendini dışarıya atmıştı.

●●●●●●●●●●●●●●●●●

Jisung birden birinin dokunuşuyla irkildi ve uyandı. Bir insandı ve bindiği dolu otobüsün içindeydi neyseki. Fakat sadece bir kaç kişi vardı. Terlere karışmıştı. Karşısındaki kadın "beyefendi son durağa geldik ama siz hala uyuyorsunuz." Jisung utanarak "Ah,farketmemişim çok teşekkürler" diyerek otobüsten indi ve yemek yemek yerine bir açık alan yürüyüşüne çıktı.

●●●●●●●●●●●●●●●
Selam gençlik
Ben bu bölümü baya sevdim siz de sevin hadi bakayım çabuk :)
Ay inleme falan filan diyor mu lee know NE DİYOR KIZ BU AAA TERBİYESİZLİNK RESMEN
Neyse umarım beğenmişsinizdir
pamuk eller yıldızaa ^^

Savaşcı | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin