-
Jungkook, şu son on beş dakikalarda özlemiyle kavrulduğu suya kendisini teslim ederken etraf sessizdi. Kendisini Kralın emrettiği gibi onun odasındaki kapalı havuzda bulmuştu. Altın mermer ışıl ışıl tenine yansırken, gözlerini huzurla kapattı. Belki de korkmasına gerek yoktu. Şimdilik.
"Keyfin daim olsun."
Küçük olan duyduğu boğuk sesle gözlerini açmış, hızla arkasına dönmüştü. Ah... Kral, katran karası, göz kamaştıran bakışlarıyla kendisine bakıyordu.
"Değerli sözlerini benden sakınma, benimle konuş."
Taehyung, çekingen bakışları üzerinde hissediyordu. Bu eşsiz deniz erkeği kendisini kuyusuna çekişiyor, gözlerini kendi kuyusuna hapsediyordu. Kapkara irisler birer cehennemken, cennet ilk defa onu kıskanıyordu.
"Ailemi özlüyorum. Benim bir hayatım var, neden buradayım?" Jungkook, sözlerini ne eksik ne fazla karşısındaki adama iletirken, Taehyung beklemediği sözlerle ilk defa verecek cevap bulamamıştı.
"Yaşadığın yere geri mi dönmek istiyorsun, küçüğüm?"
Taehyung, inceden girdikleri sohbetin hangi sona
mahkum olduğunu biliyordu ama bu şaheser yanında bulunmazsa ne yapacaktı? Hediyesi gözüne pek bir güzel, pek bir zarif gelmişti. Kaybetmek ona göre değildi, peki ya bu mucize onunla beraber kalmak istemezse ne olacaktı? Zorla güzellik onun kitabında her zaman işe yaramıştı. Peki ya bundan sonrası? Orası şüpheliydi."İstiyorum dersem, beni bırakacak kadar merhametli mi yüreğin?" Jungkook yavaştan havuzun kenarına ulaşmış, tepeden Taehyung'a bakmaya başlamıştı. Islak saçları, ıslak kiprikleri öyle hoş duruyordu ki, Tanrı gerçekten onu yaratırken binbir zahmete girmiş gibiydi.
Buraya gelmeden önce yüzüne sürülen ismini bilmediği boyalar su yardımıyla yüzünü terk etmiş, bembeyaz teni ortaya çıkarmıştı. Küçük gözleri birer galaksiyi andırırken nasıl içine çekildiğinin farkında değildi Taehyung.
Bel aşağısından itibaren açık pembe kuyruk suyun içinde ahenk ile dans ederken, çıplak göğüsü ortadaydı. Soğuktan kızaran göğüs uçları dikleşmiş, Kralın yutkunmasına neden olmuştu.
Neler oluyordu? Çözemediği kalp çırpıntıları sadece hayranlıktan ibaret miydi? Bir kaç saat önce gördüğü yüz öylesine muhteşemdi ki, sözcükler birbirini kovalıyor, bir araya gelecek cesareti bulamıyordu.
"Mutluluk, herkesin hissettiği bir duygu değildir küçüğüm. Eğer ki kendi dünyana dönmek istersen seni kendi ellerimle götüreceğim."
"Çıkmama yardım eder misin?" Jungkook duyduğu sözlerle hafifçe gülümsemiş, tapılası gamzelerini ortaya çıkarmıştı.
Halk, Krala acımasız, gaddar kimliğini takmıştı ama görüyordu ki sahte kimliğin arkasında yatan koca yürek bazen kendisini belli ediyordu. Bu yakışıklı adam kendisinin nasıl hissettiğini anlıyor, ona bir nevi mutlu olmasını vurguluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MIRACLE | TAEKOOK
FanfictionSu altında sakin bir yaşam süren deniz erkeği Jeon Jungkook, Kral Kim Taehyung'a hediye olarak götürüleceğinden habersizdi. "Aşk bazen hiç olmadık bir insana kapı açabiliyor Jungkook. Sen benim tek ve gerçek aşkımsın."