Doktorlar morga girmek için acele ediyor gibilerdi. Etrafta koşuşturuyorlardı ama neden? 2 ceset kayıptı. Yerde ise bir sürü kan izleri vardı. Birisi ceset sürüklemişti ve bu belliydi.Edy ofisteydi ve arkadaşının cenazesine hazırlanıyordu..arkadaş mı desek iş ortağı mi bilemedim..sadece birkaç saatlik onu korumuştu..ama bu bile edy için çok şey ifade etmiş olacak ki ağlamamak için kravatını sıktı.
Edy şu an korkuyor gibiydi çünkü miru'nun bu kadar kolay ölmeyeceğini o da biliyordu ve kabullenmiyordu.. Miru'nun kocası bir melekti..ama korkunçtu..adeta kabustu. İsmi efsaneye göre "zehrin meleği." Diye geçiyordu..tam ismini bilmiyordu ve tanışmak istediği söylenemezdi..
"Ah tanrım..çok boş bir şeye bulaştım."
Edy kapı çaldığında yavaşça gidip kapıyı açtı. Karşısında gördüğü ile şoke olmuş gözlerle geri adım attı ve kapıyı geri itmek istedi. Ancak siyah kapşonlu giyen 1,82 boylarındaki adam ayağını kapı arasına koydu.
"Tch tch. Böyle mi misafir karşılıyorsun lan sen?"
Mike gözlerini edy'e dikti.
"SEN ÖLMEDIN MI?"
"Hayır. Bu kadar kolay bir şeye ölmedim merak etme. Sadece biraz yardım alacağım."
Edy geri çekilerek mike'ı içeri aldı. Adama bakarken yüzünün terlediğini ve kızardığını fark etti.
"Birşey içer misi- gerçi..sen robotsun-"
"Irkçı."
"HAAYIR!"
Edy kafasını sağa sola salladı ve adamın kollarını tuttu.Mike anlamamış bir ifade ile kıza bakıyordu.
"...?"
Edy geri çekildi.
"Üzgünüm- arkadaşımın cenazesi var da- kafam allak bullak-"
"Sorun yok, anlıyorum. Dikkat et. Yorgunluğun %79. Bu yüzdeye ulaşmak için günlerce uyumamak gerekir. Ayrıca susuzsun. Su iç."
"Sen- sorgulamayacağım. Beni taramayı kes."
Mike kedi kulağına benzer saçlarını eğdi. Cidden kedi kulağı gibiydi. Edy buna kıkırdadı.
"Aslında uyusalsın..emir dinliyorsun değil mi? Bende."
"Evet..zorundayım çünkü çembere zincirliyim."
"Çember?"
"Miru..annem yani. O istediği varlığı kendine zincirliyor ve emri altında kalıyor. Acı verici. Ama o çok zalim değil."
"İnanmadım ama neyse..ne istiyorsun benden?"
"Ben..yani..nasıl desem.."
"Ee?"
"Kardeşim..ve şu devasa lavuk..Michelle..he o. Onları ZYA aldı.."
"ZYA kim??"
"Örgüt. Zaman yolcusu ajanları. Onlar cennete hizmet ederler. Biz cehennem varlıklarıyız. Düzeni bozan yaratıkları alıp doğruca merkeze gönderirler. Vakfa."
"Benden ne istiyorsun?"
"Sen bir kara meleksin edy. Senden oraya sızmanı istiyorum..ne istersen yapacağım.."
"Ne? Hayır hayır ben soysuzum!"
"Değilsin. Görüyorum."
Mike'ın sol kırmızı göz bebeği robotik bir sesle küçüldü.
"Evet bir meleksin."
"Olamam.."
"Lütfen."
"Ama-"
Mike saçlarını eğdi ve başını yana eğdi.
"Kahretsin! Of tamam! Ama bana miru hakkında uzun bir dosya yapıp vereceksin!"
"Sözüm söz meleğim."
"Peekala..şimdi gitmem gerek..evden dışarı adım atma ve uslu dur!"
Edy Mike'ın omzuna pat pat yaparak evden çıktı ve hızlıca motoruna bindi.
Derin bir iç çekerek arkadaşının cenazesine doğru yola çıktı.
Edy cenazeye gittiğinde kimsenin olmadığını gördü..gelirken 1 demet siyah gül almıştı..Beyaz kağıtla sarılmış gülleri mezarın başına bırakarak dizlerinin üstüne, temiz toprağa çöktü.
"Michael ben üzgünüm..belki kısa sürede tanıştık, seni yeterince tanımadım ama kusuruma bakma..huzur içinde yat kardeşim."
Edy tanrıya dua ederek yavaşça yerden kalktı..kimse gelmemişti..mezarına sadece o çiçek bırakmıştı.
"Kimsesi yok..tanrı bağışlasın.."
Edy iç çekerek göz yaşlarını koluna sildi ve motoruna doğru yürüdü..
Kaza yapmamaya dikkat ederek bir markete girdi ve birkaç hazır yiyecek alarak eve sürdü.
Eve geldiğinde kanepede uyuyan Mike'ı gördüğünde şaşırdı..onun da mı uykusu geliyordu?
Ayakkabılarını bir kenara atarak poşetleri mutfağa bıraktı..yatağın üstündeki tüylü mavi battaniyeyi kanepede yatan mike'in üstüne örtüp baş ucuna oturdu.
"Hey.."
Mike gözlerini açmadan uykulu ses tonu ile cevap verdi.
"Hm?"
"Senin nasıl uykun geliyor?"
"Normal bir teneke parçası değilim ben tamam mı? Beni küçümsemeyi kes çocuk."
"Ahh pekala kusuruma bakma..aç mısın?"
"Hayır. İnsan eti yiyorum ayrıca haberin olsun."
Edy suratını ekşiterek kalktı.
"İyi peki sen uyu o zaman..ismin..neydi-?"
"Mike.."
"Tam adın bu mu?"
"Uugh. Mike marthew."
"Miru nun soy ismi marthew mı?"
"Evet..sana yarın detaylı anlatırım. Çok yorgunum..ve clown olmadığı için de huysuz. O yüzden sende git uyu."
"Söz onu geri getireceğim..iyi geceler Mike."
Edy gülümseyerek ışığı kapadı ve yatağına gidip derin iç çekerek uzandı.
Öyle yorulmuştu ki yatması ile uyuması bir olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suikast Øtel'i /☆
Mystery / ThrillerEdy işinde çok başarılı bir suikastçidir. bir cuma gecesi onun ofisine gelen gizemli şahıs ondan bir tanrı öldürmesini ister. Edy yapmayacağını söylese bile yüklü miktarda para ödenir ve Edy mecburen cehennemin oteline gizlice giriş yapma yolları ar...