1.4

118 17 4
                                    

iyi okumalar, 1K için bu zamana kadar okuyup destek çıkanlara teşekkürlerimi sunuyorum.

Ayrıca bu bölümün neredeyse tamamı medyadaki şarkıdan alıntı,bölümü okurken dinlemenizi tavsiye ederim.

Yorum ve oylarınızı eksik etmeyin

_________________

-Minho pov-

Okulun kapısından içeri girdiğimde bedenimi delip geçen bakışları umursamamaya çalıştım. Derslerime girip kimseyle muhattap olmadan çıkacaktım. Son senemdi, derslerimi iyi tutmam gerekti. Doğru ya,son senem. Bu iğrenç okulda son senen,dayan Minho.

"Lee Minho!"

Arkamda bana ithafen bağıran Hyunjin'i fark ettiğimde,çoktan bütün bakışlar bize dönmüştü.Gözlerindeki hırs bu mesafeden belli oluyordu, benim yorgunluğumda böylesine belli oluyor muydu?

"Baksana sen,ne yüzle okula gelebiliyorsun?"

Şu an duyduklarım gerçek mi diye sorgulamadım,o Jisung'un arkadaşıydı.
Lakin gözlerimin dolmasına engel olamadım.Neredeyse bütün okulun bizi izlediğini hissedebiliyordum,gerçi burada olmayanlarda telefonlarından izleyebilecekti.

"Neden? ne yapmışım ki?"

Gelecek cevabı çok merak ediyordum. Arkadaşının yaptığı iğrençliği övecekse,zamanımı gerçekten çöpe atıyordum."Paylaşılanları görmemiş gibi davranma,ne olduğunu hepimiz biliyoruz." Hyunjin son cümlesini söylerken kollarını iki yana açmış,etraftaki insanları göstermişti.

Güldüm,"evet,arkadaşının bana yaptığı piçliği hepiniz biliyorsunuz." gereken cevabı verdiğime emindim. Lakin dün akşamdan beri ağrıyan kalbim,bana acı çektiriyordu.

"Senin yaptığının yanında ne ki?"

Yüzsüzce konuşmaya devam ettiğinde keşke çekip gitseydim. Ama ezilmekten sıkılmıştım "Ben insanların sırlarını öğrendikten sonra yalan ve yanlış şekilde yaymıyorum." sesimi soğuk tutmaya çalışıyordum. Ağlama isteğimi dizginlemeye çalışırken, Seungmin'in sesini duydum.

"Hyunjin, ne yapıyorsunuz burada? bu insanlar neden toplandı?" telaşlı görünüyordu, umursamadım. Onun çevresinden kimseye bir duygu beslemeyecektim. Jeongin de Seungmin'in arkasında belirdiğinde artık gitmem gerektiğini anladım.

"Hiç, sadece arkadaşla konuşuyorduk."

Hyunjin, Seungmin'e cevap verdiğinde Seungmin kaşlarını çattı ve "Ya öyle mi? ne konuşuyordunuz Hyunjin?" ses ve mimikleri buradan gitmek için can atarken, o da kaç yıllık arkadaşı Hyunjin'in bu kadar kolay vazgeçmeyeceğini biliyordu.

"Diyordum ki, keşke o gün o depoda da bu kadar hırçın davransaydı,belki işe yarardı. Gerçi hoşuna gitmişti değil mi Minho?"

Kalakalmıştım, hiç bir şey hissedemiyordum. Kalbim sıkışırken,Hyunjin yanağına bir tokat yedi. Başı sola doğru savrulurken tokat atanın Jeongin olduğunu fark ettim.

Geriledim, cehennemden farksız olan bu yerden gitmek istiyordum. Kalbim şıkışıyor, karnımda kramplar hissediyordum.Doğru dürüst nefes alamıyordum.

"Ne dediğinin farkında mısın sen? kendine gel!" Jeongin, Hyunjin'in karşısına geçmiş konuşurken Seungmin ne yapacağını şaşırmıştı. Eli ayağına dolaşmış,gözleri kavga eden ikili ve dışardan bakılınca bayılacakmış gibi duran bana gibip geliyordu. O an Rosé geldi ve Seungmin'in imdadına yetişmiş gibi oldu. Seungmin gözleri ile beni gösterirken, Rosé durumu kavrayalı çok olmuştu.

Uzun boylu kız beni kolumdan tutmuş oradan uzaklaştırırken Hyunjin'in sesi hâlâ duyuluyordu.

"Şimdi de bana o orospuyu mu koruyorsun?!"

Fanboy Hesabı|MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin