14 - Mutluluk

22 2 50
                                    

Berrak...

Mutluluk... Elde tutulamayan, herkesin onun için çabaladığı en güzel duygu. Çok uzun zamandır bu duyguyu yaşamamıştım. Gülmeyi unutmuş, eskisi gibi gülebilceğime umudum kalmamıştı. Beni mutlu edebilecek tek şeyin onun beni sevmesi olduğunu düşünüyordum. Çok acı çekmiş, onun için her şeyi yapmıştım. Mutluluk en sonunda kalbimin kapısını çalmıştı. Artık dünya yansa umrumda olmazdı çünkü çok mutluydum...

Bugün bir ocaktı. Dün gece hayallerimin de ötesinde bir aydınlanış yaşamıştım. Yıllardır platonik olduğum insanın aslında beni sevdiğini öğrenmiştim. O kadar üzülüp, kıskanıp ağladığım şeyin ne kadar anlamsız ve saçma olduğunu farketmiştim. Gediz'in aşık olduğu kız benmişim.

Dün gece mutluluktan havalara uçmuştum. Telefonu kapattığım gibi annem ile Baran'ın yanına gidip onlara iki bin yirmi üçün son dakikalarında yaşadıklarımı büyük bir heyecanla anlatmıştım. Yeni yıla onlarla beraber geri sayım yaparak girmiştik. Baran benim üstüme konfeti patlamıştı, bende başından aşağı kar spreyi sıkmıştım. Annem uyuduktan sonra gece geç saatlere kadar Baran ile oturmuş Gediz'in muhabbetini yapmıştık.

Resmi tatil olduğu için çok mutluydum. Böyle güzel başlayan bir günü derslerle boğuşarak geçirmek istemedim, bu yüzden odamda oturup müzik dinliyordum. Yeni kahvaltı etmiştik ve odama çekilmiştim.

Gedizle ne kadar salak olduğumuzu hatırladıkça delircek gibi oluyordum. İki insanın birbirini sevip doğru düzgün birbirine söylememesinin sonucuydu bu. Herkes bence sevdiğini sevdiği kişiye söylemeliydi. Korkmadan belki biraz heyecanlanarak. Cesurca söylemeliydi. Ve bunu ben diyorum (!)

Gediz'im:Günaydınnnnnn dünyanın en güzel kızı.

Prensesim:Günaydınnnnnn canım.

KALBİM DURUCAK. Ya valla böyle görür duyardım da inanmazdım. Ne güzelmiş insanın sevdiği kişiden günaydın mesajı alması. Birde altı 'n' harfi ile. Gediz senin amacın beni kalpten götürmek mi acaba?

Gediz'im:Güzellik bugün için bir planın var mı?

Yoktu, ne diyecekti ki.

Prensesim:Yok. Niye sordun ki?

Gediz'im:Rica etsem bu gün benimle beraber kafeye gelir misin?

Prensesim:Gelirimmm. Saat kaçta?

Gediz'im:İki gibi sizin evin oradaki parta buluşuruz. Mutlu kafeye gidelim diyorum, ne dersin?

Prensesim:Bana uyar. Tamam madem saat ikide orda olucam.

Gediz'im:Tamam güzelim.💖

Prensesim:Güzelin miyim sahiden?

Gediz'im:Evet, sen Gediz'in güzelisin.

Mesajına kalp attım ve mesaj ekranından çıktım. Bu çocuk benim sonum olacaktı. Güzelim diyor ya, deliririm...

BEN ÜSTÜME NE GİYECEKTİM? Tamam sakin olmalıydım saat daha dokuzdu. İkiye daha çok vardı. Odamdan çıktığım gibi salonda oturan annem ile Baran'ın yanına koştum. "Gediz beni buluşmaya çağırdı!" Diye bir tık yükse bir sesle onlara bağırdım. Heyandan ölebilirdim. "Öyle miymiş, hadi bakalım hayırlısı." Dedi annem dalga geçerken gülerek. "Oo Gediz hızlı çıktı. Aman diyim sevgili olup gelme azıcık da onun burnu sürtsün." Dedi Baran alttan alttan Gediz'ime laf ederek. Yapar mıyım hiç ben ona öyle.

Hemen odama gittiğimde heyecandan elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Üstüme ne giyeceğimi ayarlayıp duşa girdim. Çıktığımda ise üstümü giyinip üşümeden kıvırcık saçlarımı taradım ve kuruttum. Kızıl saçlarımı çok seviyordum. Ama bazen de hiç bir özellik ifade etmiyordu benim için. Kuru saçlarıma son kez şekil verdikten sonra daha fazla onlarla meşgul olmayıp sade bir makyaj yapmak için masama oturdum.

Duru AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin