Influencer | Taekook ★

24🫧

SelammxX

Yep yeni bir bölüme daha hoş geldiniz. Umarım bölümü seversiniz. Finalden bir önceki bölüm olduğu için elimden geldiğince uzun tutmaya çalıştım.

Yazım yanlışları varsa kusuruma bakmayın lütfen<3

Keyifli okumalar dilerim ♡♡

***

"Rowoon, gel papatyam.". Bebeğim telefonu kapattığında, Jungkook kollarını kocaman açıp oğlumu kollarına çağırdığında, ikisini gülümseyerek izliyordum. Rowoon'um telefonu koltuğa bıraktığı gibi Jungkook'un yanına koşmuştu. Yüzünde keyifli bir gülüş vardı, babasıyla konuşmak ona iyi gelmiş gibi görünüyordu.

Jungkook, bebeğime sıkıca sarıldığında Rowoon da babasının kucağına oturmuş ve minik kollarını Jungkook'un boynuna dolamıştı. "Bu gece beraber uyuyalım mı papatyam?". Rowoon işittiklerine şaşırmış gibiydi. Yüzündeki tatlı şaşkınlıkla bir bana bir Jungkook'a bakmıştı. "Bis mi? İtimis mi?". Jungkook, oğlumun sevimliliğine kıkırdamış sonra da bebeğimin minik burnundan bir makas almıştı.

"Evet güzelim, ikimiz. Baba oğul hem de...". Rowoon'um öyle mutlu olmuştu ki defalarca dudaklarını Jungkook'un yanağına bastırmıştı. En sonda da kollarını sıkıca dolamıştı boynuna. "Hadi o zaman daha fazla geç olmadan uyumaya gidelim.". Gülümseyerek, konuşurken ayağa kalktığımda Jungkook da kucağında oğlumla beraber ayağa kalkmıştı.

Uzanıp önce Rowoon'umun dudaklarının kenarını sıkıca öpmüştüm. Sonra da kocamın dudaklarını sıkıca öpüvermiştim. "İyi geceler diyelim o zaman annene papatyam.". Rowoon'um bana el salladığında, minik elini tutup öpmüştüm. Ona doyamıyordum ama çok da oyalanmak istemiyordum. Kwan'ım odada yalnızdı ne de olsa.

"Pijamalarını giymeyi unutma güzelim. Dikkat edin gece üzerinizi açmayın.". Yüzümdeki tatlı tebessümle mırıldandığım da her ikisi de beni başıyla onayladıktan sonra merdivenleri çıkmaya başlamışlardı. Rowoon'um başını Jungkook'un omzuna yaslamış, gözleri kapalı bir şekilde gülümsüyordu. Bir tanecik omegam öyle mutlu olmuştu ki. Onu mutlu ettiği için alfama minnettardım doğrusu.

Onlar gözden kaybolduğunda bende telefonumu alıp yatak odamıza çıkmıştım. Onlar büyük ihtimalle Rowoon'un odasında uyuyacaklardı. Bu yüzden koca yatak Kwan'ımla bana kalmıştı. İçeri girdiğim an ardımdan kapıyı kapatmıştım. Odayı sadece gece lambasından çıkan loş ışık aydınlatıyordu. Bakışlarım bebeğime kaydığında üzerinde pijamalarıyla, yatağın üzerinde gözlerini ovuşturarak oturduğunu görmüştüm. Dakikalardır bizi bekliyordu sanırım benim bebeğim.

Odanın merkezine doğru ilerlediğimde telefonumu makyaj masamın üzerine bıraktığım gibi yatağa doğru yürüyüp, kollarımı kocaman açmıştım. "Annem benim. Gel güzelim kollarıma...". Minik ayaklarıyla yorganı tepeleyerek, yataktan çıktığı gibi ayağa kalkıp bana doğru koşturmuştu. Güzelimi hemen kucaklamış ve yüzünün her bir yanına kokulu öpücükler bırakmıştım. Mis gibi kokuyordu benim güzel alfam.

"Çok mu uykusu geldi benim oğlumun?". Kucağımda onunla beraber konuşarak yatağa ilerdiğim gibi yorganı açıp, bebeğimle beraber yatağa girmiştim. O da bu sırada başıyla beni onaylamakla yetinmişti. Kwan'ım uykusu geldiği zamanlarda pek konuşmazdı.

Yorganı iyice üzerimize çektiğim gibi oğlumu göğsüme çekip yatırmıştım. Kucağıma ilk geldiği andan beri gözleri kapandığı için hiç ses vermeden, kollarını bana sarmıştı sadece. "Babam...". Babasının nerede olduğunu sorar gibi fısıldadığında güzelimin saçlarını öpmüştüm. "Abinin yanında güzelim. Bu gece onlar beraber uyuyacaklarmış. Biz de beraber uyuyacağız...".