🫧Final🫧

1.4K 192 53
                                    

Merhaba...

Buruk bir giriş yapıyorum bu kez. Çünkü bu bölüm son bölümümüz...

Doğruyu söylemek gerekirse bu fice başlarken asla tamamlayacağımı düşünmemiştim. Ve final geldi çattı. Bu ficden sonra yeni yayımlayacağım fice de bekliyorumm.

Herr neyse daha fazla uzatmayayım, yazım yanlışları varsa kusuruma bakmayın lütfen <333

Son kez keyifli okumalar dilerim♡

***

- 7 ay sonra-

"Ya Tıvan! Git basımdan!". Rowoon elindeki tarağı kardeşinin arkasından fırlattığında bile henüz sinirinin geçmediğini hissediyordu. Annesinin ve babasının küçük Rowoon'u biraz olsun büyümüştü fakat kardeşi hâlâ küçük bir veletti ve eskisinden daha da şımarıktı. Rowoon'un değimiyle, Kwan tam bir baş belası haline gelmişti.

"O etekle bi yere didemezsin!". Kwan elindeki oyuncakları, abisine doğru fırlatırken birden ayakları yerden kesildiğinde şaşkınlıkla başını etrafına çevirmişti. Babasını görmesiyle de havada sallandırdığı ayaklarını durdurmuş ve minik gözlerini açarak, babasına bakmaya başlamıştı.

"Ne yapıyorsun sen bakayım? Rahat bıraksana abini aslan parçam.". Jungkook her ne kadar azarlamak adına konuşmaya başlasada bebeğinin şirinliğine dayanamayıp, en sonunda oğlunun tombul yanaklarını öpmüştü. Tabii Rowoon da babasının gelmiş olmasının sevinciyle koşarak yanına gitmişti.

"Nasıl olmus baba?". Kendi etrafında bir kaç kez dönüp, babasına kıyafetini gösterdiğinde, Jungkook kucağında duran oğlunu yere bırakıp, Rowoon'un yanına adımlamış ve minik eli tutup, omegasının kendi etrafında bir kez daha dönmesini sağlamıştı.

"Çok güzel olmuşsun papatyam. Annene de gösterdin mi?". Rowoon hızlıca başını olumsuz bir şekilde salladığında, babası oğlunun yanağından bir makas almıştı Rowoon da keyifle kıkırdamıştı. "Hadi hazırlandıysan aşağı in güzelim. Hem annen de görür, kahvaltıda çoktan hazır olmuştur. Kahvaltımızı eder çıkarız...".

"Neleye çıkıyosunuz!? Bu tıyafetlerle bil yele didemes!". Kwan kıskançlıkla bağırdığında Jungkook, Kwan'a dönmüş ve minik kulağı acıtmadan çekmişti. "Bak sen şuna. Büyüdün de omeganı mı kıskanır oldun? Çabuk in aşağa annene yardım et bakalım.". Jungkook, Kwan'ın poposuna yavaşça vurup onu ilerlettiğinde hem Rowoon hem de Kwan kıkırdıyordu.

Onca lafın ardından da Kwan nihayet pes edip aşağı, annesinin yanına inmişti...

***

"Nasıl olmusum anne?". Rowoon aynı şirinliği Taehyung'a da yapmak istemişti. Ve annesi de istediği karşılığı ona vermişti. "Çok güzel olmuşsun omegam. Aynı bana benzemişsin...".

"Annesi gibi çok can yakacak benim omegam.". Jungkook herkesden önce sofraya oturup, bir şeyler atıştırmaya başlamışken, dolu ağzıyla mırıldanmıştı. Taehyung da işittiği sözler karşısında sahte bir sitemle çıkışıvermişti. "Öyle mi Jungkook Bey? Acaba ben kaç kişinin canını yakmışım?".

Çocuklar hiç ses çıkarmadan kahvaltı masasına oturduklarlarında, Taehyung da yerleşmişti fakat kocasının, sandalyesini hızla kendine doğru çekmesiyle irkilmişti. Daha sonra ise dudaklarına kondurulan sıkı öpücükle, başı geriye doğru sendelenmişti.

"Benim canımı yaktın, aklımı başımdan aldın yetmez mi?". Jungkook, bebeğinin yanaklarına kokulu bir öpücük bıraktığında  Taehyung kıkırdamış, Kwan ise uzun zamandır içinde tuttuğu sözleri dışa vurmuştu. "Lovon timsenin canını yatamaz baba. Alfalaldan usak dulacak o tadar.". Kwan bilmiş bilmiş konuştuğun bu defa Rowoon onu sinir etmek için konuşmuştu.

Influencer | Taekook ★Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin